Mahallesi 109 ada 7 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydında yer alan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydında yer alan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Dava tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabul nedeni ile kabulüne karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından alacaklı davalının da yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerektiğine yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle, hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan, taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Öte yandan, haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de haciz şerhinin terkini mümkündür. Haciz şerhinin terkini istemine ilişkin bu tür davalarda, tüm şerh lehtarlarının davada davalı olarak yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir....
Maddesi uyarınca davacı ile dava dışı Hasan Bademli arasındaki ilişkiyi ve husumeti bilmelerinin mümkün olmadığını, Dairelerince amme borçlusu Hasan Bademli'nin borçlarından kaynaklı adına kayıtlı taşınmaza haciz işlemi uygulanmış olup, iyiniyetli olduklarını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydındaki muhdesat şerhinin terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15.01.2019 gün ve 2018/2600 Esas- 2019/361 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı mirasçıları tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki muhdesat şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 24 ada 33 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "A ile gösterilen ev ...'a aittir" şeklinde şerh bulunduğunu, davalıların ... mirasçıları olup ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/92 Esas - 1977/925 Karar sayılı dosyası ile ...'...
Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut olan haciz ve vakıf şerhinin tespit edilen bedele yansıtılması ile yetinilmesi gerekirken ve Tapu Müdürlüğünden mahkemeye gönderilen 22.10.2010 tarihli yazıda dava konusu taşınmaz üzerindeki haciz şerhinin mahkemenin karar vermesinden sonra 22.10.2010 tarihinde terkin edilmiş olduğu da bildirilmiş olmakla, "Tapu kaydındaki haciz şerhlerinin yatırılan paradan alınacak şekilde bloke edilen bedele kaydırılmasına ve tapu kaydının haciz şerhsiz olarak davacı adına tescilinin sağlanmasına, bedelin hacize ilişkin hükümler saklı kalmak ve davalılara ödenmek üzere ilgili bankaya yazılmasına, Tapu kaydında taşınmazın zemininin Kadı İlyas Bey Vakfı'ndan mukataalı olması nedeniyle, depo edilecek kamulaştırma bedelinden vakıf taviz bedelinin ayrılarak ödenmesine" şeklinde infazda karışıklığa neden olacak biçimde hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının...
Ancak; Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak, (Tapu kaydında, davacı payı üzerindeki haciz şerhinin, hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 21.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bozma ilamına uyulup tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, haciz şerhinin terkini isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalılar İ... K... mirasçıları ve davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce davalı mirasçıların HMK'nın 27. maddesi gereğince dinlenmesi gerektiği yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulup satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, haciz şerhinin terkini isteminin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı mirasçılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 06.01.2002 tarihinde vefat eden muris İ... K....'nın mirasçıları olan eşi E.. K.. ve oğlu Mehmet ve M.. K.. Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.04.2002 tarihli ve 2002/119 Esas, 211 Karar sayılı 27.10.2006 tarihinde kesinleşen hüküm ile mirası reddettikleri anlaşılmaktadır....
Fıkrasında dava şartlarının düzenlendiğini, h bendinde " davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması" şeklinde hukuku yararın bulunması gerekliliğinin sayıldığını, İİK m 110/2 " haczedilen resmi sicile kayıtlı malların, icra dairesiyle yapılacak yazışmalar sonucunda haczinin kalktığının tespit edilmesi halinde, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilir ve işlem ilgili icra dairesine bildirilir" hükmünün haiz olduğunu, yasanın sözü edilen hükümleri uyarınca somut uyuşmazlıkta davacı tarafça mahkeme huzurundaki iş bu dava açılmadan önce tapu kaydındaki hacizlerin terkini için kesinleşmiş ilamı alan Tapu Müdürlüğünce önce tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini için kesinleşmiş ilamı alan tapu müdürlüğünce ilgili icra müdürlüğüyle haciz terkinine ilişkin yazışmalar yapılması gerekirken icra müdürlüğünden her hangi bir talepte bulunulmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedilmesini talep etmiştir...
Bilindiği gibi, tapu kaydındaki dayanağı kalmadığı ileri sürülen kayıtların terkini ilgilisinin oluru, yetkili makamın yazısı veya mahkeme kararı ile olanaklıdır. Somut olayda; ortaklığın giderilmesi davasının davacısı tapu kaydındaki şerhin terkini için tapu müdürlüğüne başvuruda bulunmuş, ancak istemi karşılanmadığından ortaklığın giderilmesine karar veren mahkemeden istemde bulunmuştur. Bu istemin tapudaki şerhin lehtarlarına yöneltilecek bir davada ileri sürülmesi gerekir. Çünkü orta yerde bir tarafın başvurusu ile mahkemenin bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine, sona ermesine veya korunmasına karar verilmesi hali olarak tanımlanan çekişmesiz yargı işi yoktur. Bu nedenlerle davacı ...’ın istemi bir dava gibi değerlendirilmemiştir. Diğer yandan, HUMK'nın 427. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi usule ve esasa ilişkin nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir....