WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu taşınmazdaki miktar fazlası kaydının geldisi bu taşınmazın dayanağı olan 89 ada 9 parsel sayılı taşınmazdır. 89 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 18.09.1943 tarihindeki kadastro işlemi sırasında 7220 m2 yüzölçümündeki 19 zeytin ve 6 incir ağacına havi tarla vasıfı ile 26.08.1938 tarih 41 numaralı tapu kaydına dayanılarak gerçek kişi adına tahdit edilmiş, bu tahdit 11.04.1945 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz ile revizyon gören tapu kaydında da aynı belirtmenin yapıldığı ve bu belirtmenin kadastro tutanağına da işaretlendiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 16.07.2007 tarihinde açılmıştır. Burada üzerinde durulması gereken sorun, kayıt maliki olan davacının kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının açıklığa kavuşturulmasıdır. Gerçekten dava konusu taşınmazın kadastro işlemi 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre yapılmıştır....

    e aittir" şeklindeki belirtmenin terkini istemi idari makamın görevine giren bir iş olup kendisine arzolunduğundan mahkemece HUMK’nun 7. maddesi hükmü gözetilerek davanın yargı yeri nedeniyle reddi gerekirken istem hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. Kabule göre de; tapu kaydındaki belirtmenin terkini istemine ilişkin davaların, belirtmeden kaynaklanan hakkın sahibine yöneltilmesi gerekli olup Tapu Sicil Müdürlüğü hakkındaki davanın husumet noktasından reddi gerektiğinin gözardı edilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 22.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Özel kanun hükümleri saklıdır." hükmü gereğince, tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh yazılabilmesi için,Medeni Yasada veya özel yasalarda bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekeceği, Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddesi gereğince de, kütüğün beyanlar sütununa ancak mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususların yazılabilmesine olanak sağlanmışsa da, yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü genelgeleriyle açıklayıcı olmak koşuluyla, örneğin; (bina yapılamaz), (yıkım kararları), (uygulanamayan mahkeme ilamları), (orman içi binalar) gibi belirtmelerde tapunun beyanlar sütununa işaretlenebileceği, çekişmeli parsellerin tapu kaydının beyanlar hanesine işlenen belirtmenin, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün yazısı üzerine konulduğu, belirtmenin yasal olmayan bir yolla kayda işlendiğinin kabul edilemeyeceği gözetilerek, çekişmeli parseller tapu kaydının beyanlar hanesinde yolsuz olarak konulan “6831...

        Somut uyuşmazlıkta davacılar dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar sütununda yer alan "davalıdır" belirtmesinin terkinini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan araştırma sonunda söz konusu belirtmenin hangi mahkeme tarafından hangi dosya için ne amaçla konulduğunun tespit edilemediği belirtilmiştir. Mahkemece bu hususlar davanın reddi nedeni kabul edilmiş ise de; dayanağı bulunmayan ya da belirlenemeyen belirtmenin davacıların tasarruf hakkını kısıtlaması nedeniyle terkini gerekeceği kuşkusuzdur. Mahkemece yapılması gereken iş; yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmesini sağlayıp dayanağı saptanamayan ve tapu kaydının beyanlar sütununda bulunmasında hukuki yarar kalmayan belirtmenin terkini yönünde karar vermek olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 02.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Özel kanun hükümleri saklıdır." hükmü gereğince, tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh yazılabilmesi için, Medeni Yasada veya özel yasalarda bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekeceği, Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddesi gereğince de, kütüğün beyanlar -2- 2008/12199-16083 sütununa ancak mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususların yazılabilmesine olanak sağlanmışsa da, yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler nedeniyle ... genelgeleriyle açıklayıcı olmak koşuluyla, örneğin; (bina yapılamaz), (yıkım kararları), (uygulanamayan mahkeme ilamları), (orman içi binalar) gibi belirtmelerde tapunun beyanlar sütununa işaretlenebileceği, çekişmeli parsellerin tapu kaydının beyanlar hanesine işlenen belirtmenin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün yazısı üzerine konulduğu, belirtmenin yasal olmayan bir yolla kayda işlendiğinin kabul edilemeyeceği gözetilerek, çekişmeli parseller tapu kaydının beyanlar hanesinde yolsuz olarak konulan "6831...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, vasiyetnamenin iptali ve tapu kaydındaki belirtmenin terkini isteğine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 03.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 19.12.1957 tarihindeki kadastro işlemi sırasında 8054 m2 yüzölçümündeki zeytinli tarla vasıflı dava konusu taşınmaz, 03.07.1945 tarih 7 numaralı tapu kaydına dayanılarak gerçek kişi adına tahdit edilmiş, bu tahdit 16.01.1960 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz ile revizyon gören tapu kaydında da aynı belirtmenin yapıldığı ve bu belirtmenin kadastro tutanağına da işaretlendiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 02.02.2007 tarihinde açılmıştır. Burada üzerinde durulması gereken sorun, kayıt maliki olan davacının kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının açıklığa kavuşturulmasıdır. Gerçekten dava konusu taşınmazın kadastro işlemi 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre yapılmıştır....

                Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 10.11.1949 tarihindeki kadastro işlemi sırasında 9821 m2 yüzölçümündeki zeytinli tarla vasıflı dava konusu taşınmaz, 21.03.1934 tarih 432 numaralı tapu kaydına dayanılarak gerçek kişi adına tahdit edilmiş, bu tahdit 14.06.1956 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz ile revizyon gören tapu kaydında da aynı belirtmenin yapıldığı ve bu belirtmenin kadastro tutanağına da işaretlendiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 17.01.2008 tarihinde açılmıştır. Burada üzerinde durulması gereken sorun, kayıt maliki olan davacının kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının açıklığa kavuşturulmasıdır. Gerçekten dava konusu taşınmazın kadastro işlemi 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre yapılmıştır....

                  Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 15.08.1950 tarihindeki kadastro işlemi sırasında 7649 m2 yüzölçümündeki zeytinli tarla vasıflı dava konusu taşınmaz, 15.02.1934 tarih 238 numaralı tapu kaydına dayanılarak gerçek kişi adına tahdit edilmiş, bu tahdit 14.06.1956 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz ile revizyon gören tapu kaydında da aynı belirtmenin yapıldığı ve bu belirtmenin kadastro tutanağına da işaretlendiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 17.01.2008 tarihinde açılmıştır. Burada üzerinde durulması gereken sorun, kayıt maliki olan davacının kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının açıklığa kavuşturulmasıdır. Gerçekten dava konusu taşınmazın kadastro işlemi 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre yapılmıştır....

                    Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 19.12.1957 tarihindeki kadastro işlemi sırasında 8054 m2 yüzölçümündeki zeytinli tarla vasıflı dava konusu taşınmaz, 03.07.1945 tarih 7 numaralı tapu kaydına dayanılarak gerçek kişi adına tahdit edilmiş, bu tahdit 16.01.1960 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz ile revizyon gören tapu kaydında da aynı belirtmenin yapıldığı ve bu belirtmenin kadastro tutanağına da işaretlendiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 10.07.2003 tarihinde açılmıştır. Burada üzerinde durulması gereken sorun, kayıt maliki olan davacının kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının açıklığa kavuşturulmasıdır. Gerçekten dava konusu taşınmazın kadastro işlemi 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre yapılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu