Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.4.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuya şerh konulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4.6.1998 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi istemiyle açılmıştır. Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi hükmünce biçimine uygun düzenlenmiş sözleşmede aksine hüküm yoksa taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerinin taraflardan birinin talebiyle tapuya şerh edilmesi olanağı bulunmaktadır. Bu tür sözleşmeler tapuya şerh edilmekle ilgilisine ayni hak sağlamaz....

    Tapu Kanununun 26. maddesinde "Noterlik Kanununun 44 üncü maddesinin (B) bendi mucibince noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri de taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir. Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse işbu şerh tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından re'sen terkin olunur." düzenlemesi bulunmaktadır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaadedilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Ancak tapu siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi 5 yıl süreyle üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve üçüncü kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp tapuya işlenmediği sürece aynî nitelik kazanmaz....

    Yukarıda açıklaması yapılan HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince ve istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; İstinaf incelemesine konu dava, taşınmazın tapu kaydına konulan 31/b şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesinde, kamulaştırmadan önce idarenin yapacağı işlemler ve idari şerh düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, “idare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10. maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespiti ile idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.” hükmü yer almaktadır....

    Yukarıda açıklaması yapılan HMK 355. maddedeki düzenleme gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; İstinaf incelemesine konu dava taşınmazın tapu kaydına konulan 31/b şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesinde kamulaştırmadan önce idarenin yapacağı işlemler ve idari şerh düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, idare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10. maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespiti ile idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.” hükmü yer almaktadır....

    kaydına şerh edilmesi gerektiği, muvakkatlık süresinin tapu kaydına şerh verildiği günden başlayacağı, on yıllık müddet içinde planın tatbik olunmaması halinde bu süre plan tatbik oluncaya kadar herhangi bir işlem tesis edilmeksizin kendiliğinden uzayacağı, bu yapıların geçici yapı ruhsatı alınarak inşa edileceği, tamamlandığında ise geçici yapı kullanma izin belgesi alınarak kullanılacağı hüküm altına alınmıştır....

      Davacının hiçbir şerh ve takyidat taşımayan tapu kaydına güvenerek satın aldığı ve tapu ile maliki olduğu taşınmazın tapu kaydının bedelsiz olarak iptal edildiğini ve 24.02.2017 tarihinden itibaren zarara uğramış olduğundan fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00.TL nin davalı T4nden tazminine karar verilmesini talep etmiş, bilirkişi raporlarından sonra talebinin ıslah ederek 7.103.152,52.TL nın davalıdan tahsilini talep etmiştir....

      Kat, 14 no lu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğunu ancak, süresi içerisinde satış istenmemesi sebebiyle haczin hükümsüz kaldığını beyan etmiş, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; haciz tarihinin icra müdürlüğünün haciz kararı tarihi olmayıp, haczin tapu kaydına işlendiği tarih olduğunu, buna göre haciz tarihinin 25/12/2017 olduğunu, bu tarihe göre satışın süresinde istendiğini ve avansın da süresinde yatırıldığını, aksi kabul edilse dahi davacının üçüncü kişi olduğunu ve her halükarda üçüncü kişi açısından tapuya şerh tarihinin esas alınması gerektiğini, öte yandan 24/04/2018 tarihinde satış talep edildiğini, dosyaya avans alınmasının da istendiğini ancak icra müdürlüğünce talep hakkında bir karar verilmediğini beyan etmiş, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      tapu kaydı üzerinde bulunan haciz ve üçüncü kişiler ya da kurumlar lehine şerh bulunması halinde tamamen terkinine, dava neticelendiğinde İİK 28. maddesi gereğince işlem tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.08.2005 gününde verilen dilekçe ile kira sözleşmesinin tapu kaydına şerhi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 10.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.11.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av...geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. ... karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, kira sözleşmesinin tapu kaydına şerh verilmesi isteğine ilişkindir....

        İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında kurulan ilişki Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilmekle de sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Eldeki davada da, dava konusu taşınmaz kaydına da 02.03.2010 tarihinde haciz şerhi işlenmiştir. Bu durumda, davalı alacaklının bu hakkına taşınmazın mülkiyetini sonradan kazanan kişilere karşı da ileri sürebilme olanağı elde ettiğinden söz edilebilir. Ancak, burada şerhin korumasından davalının yararlanmasını engelleyecek bir olgu söz konusudur. Şöyle ki, şerh konulduğu tarihte taşınmazın mülkiyeti davalı olup bu dava nedeniyle de taşınmazın kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlenmiştir. Burada, ihtiyati tedbir şerhinin niteliği üzerinde kısaca durmakta yarar vardır. Bilindiği gibi, uyuşmazlıkların çözümü için dava yolu tercih edildiğinde bu davanın belli bir süreci alacağı da bilinmektedir....

          UYAP Entegrasyonu