Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: HMK'nın 355.maddesi hükmüne göre davalı vekilinin istinaf itirazlarına münhasıran ve kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden resen yapılan inceleme sonucunda; Dava, taşınmazın tapu kaydına konulan kamulaştırma şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi belgeler ve tapu kaydı içeriğinden, T3 talep yazıları üzerine Adıyaman Tapu Sicil Müdürlüğünce taşınmazın tapu kaydı üzerine TEDAŞ Genel Müdürlüğü lehine 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 31/b maddesi gereğince şerh konulduğu anlaşılmaktadır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7.maddesinde kamulaştırmadan önce idarenin yapacağı işlemler ve idari şerh düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, idare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir....

Gerçekten kayda şerh bu tarihte değil 8.11.2000 tarihinde işlenmiş bulunmaktadır. Kaydın tesisinde vakıf şerhinin yazılmaması önemli değildir. Bu şerh tapu kaydının oluşturulmasından sonra da işlenmiş olabilir. Başka bir anlatımla söylemek gerekirse kayıtlarda bidayette olmayan şerhin sonradan işlenmesi onun geçerliliğine engel teşkil etmez. Bu nedenle mahkemenin davayı kabul gerekçesi doğru değildir. Ancak; Yukarıda vurgulandığı üzere 415 parselin tapulama tespiti 19.6.1978 tarihinde kesinleşmiş, tapu kaydına şerh ise 10yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 8.11.2000 tarihinde işlenmiştir. Burada Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 2.4.2004 tarih 1/1 sayılı kararı uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği doğrudan doğruya hakim tarafından gözönünde tutularak uygulanmalıdır....

    Oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğindedir. Böyle bir tapu kaydını edinen kişi MY.nın 1023 maddesinden de yararalanamaz. Kaldı ki, öncesi orman olan taşınmazın özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi, o taşınmazın aslında orman olma özelliğini de ortadan kaldırmaz ve Hazine yada Orman Yönetimi 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalmadan iptal ve tescil davacı açabilir. İdarenin herhangi bir nedenle taşınmazın tapu kaydına bu yönde şerh -2- 200813686-19054 koydurmamış olması, taşınmazın öncesi orman olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu nedenle, tapuda şerh olup olmadığına bakılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmiş olması isabetsizdir. SONUÇ:Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan hükmün BOZULMASINA 30.12.2008 günü oybirliğiyle karar verildi....

      Oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğindedir. Böyle bir tapu kaydını edinen kişi MY.nın 1023 maddesinden de yararalanamaz. Kaldı ki, öncesi orman olan taşınmazın özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi, o taşınmazın aslında orman olma özelliğini de ortadan kaldırmaz ve Hazine yada Orman Yönetimi 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalmadan iptal ve tescil davacı açabilir. İdarenin herhangi bir nedenle taşınmazın tapu kaydına bu yönde şerh koydurmamış olması, taşınmazın öncesi orman olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu nedenle, tapuda şerh olup olmadığına bakılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmiş olması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 20/10/2010 günü oybirliği ile karar verildi....

        Yukarıda açıklaması yapılan HMK 355. maddedeki düzenleme gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; İstinaf incelemesine konu dava taşınmazın tapu kaydına konulan 31/b şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesinde kamulaştırmadan önce idarenin yapacağı işlemler ve idari şerh düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, idare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10. maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespiti ile idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.” hükmü yer almaktadır....

        Malkemece yapılan yargılama sonunda, tapu kaydında yapılacak düzetme adli yargının görevine girdiğinden görev itirazının reddine, davacı ile davalı şirket arasında dava konusu taşınmazın davacı – kiracıya devri taahhütlü finansal kiralama sözleşmesi akdedilip, tapu kaydına bu yönde şerh verildiği bilahare davalı -kiralayanın borcundan dolayı diğer davalı tarafından tapu kaydında şerh olduğu halde haciz kaydı işlendiği 3226 sayılı kanun'un 20. maddesinde kiralayan aleyhine icra yoluyla takip yapılması halinde finansal kiralamaya konu malların sözleşme süresince haczedilemeyeceğinin hüküm altına alındığı, bu suretle vergi dairesinin haczinin hukuki dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz kaydındaki davalı Hisar Veraset ve Harçlar Vergi Dairesinin 20.8.2007 tarih, 14168 yevmiye nolu haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde bazı kişisel hakların tapu kütüğüne şerh verilebileceği hususunu düzenlemiştir. Bunlar arasında kira sözleşmesinin şerhi de vardır. Ayrıca, Borçlar Kanununun 255. ve buna paralel bir düzenleme olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunundaki bu düzenlemeler gereğince kira sözleşmesinin şerh anlaşması olduğu sürece tapuya şerhi olanaklıdır. Burada şerhin etkisi üzerinde de durmak gerekir. Kişisel hak, şerhle birlikte taşınmazın mülkiyetine bağlanmış olup, diğer bir anlatımla borç ilişkisi, eşyaya bağlı borç haline gelmiştir. Bu durumda taşınmazın mülkiyeti üçüncü kişiye devredildiğinde yeni malik kişisel hakkı kuran hukuki ilişkinin tarafı olacaktır....

            Maddesinde devlet ve kamu tüzel kişilerinin kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla özel mülkiyete konu taşınmaz malları kamulaştırabilecekleri öngörülmüş olup, davalı idare bu madde uyarınca kamulaştırma davası açıp, Kamulaştırma Kanunun 7/3 maddesi uyarınca kamulaştırma işlemini tapu kütüğüne şerh ettirebilecek, hatta aynı kanunun 31/1- b maddesine göre taşınmazın devrini engelleyebilecektir. Taşınmazın tapu kaydına 13.09.2021 tarihinde 2942 sayılı yasanın 31/b maddesi uyarınca şerh konulmuş olmakla davacı idarenin işbu talebinde hukuki yarar bulunmadığından talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir....

            . - 1992/358 K. sayılı kesinleşmiş tapu iptal ve tescil kararının, taşınmazın tapu kaydına şerh düşülmüş olması gerekçesi ile reddedildiğini belirterek, satış memurluğu işleminin iptali istemiyle sulh hukuk mahkemesine başvurdukları, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; şikayete konu ... ilçesi ... Köyü 127 ada 1 parsel numaralı taşınmazın 4/20 hissesinin, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1992/80 E. - 1992/358 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile bir kısım davalıların murisi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1992/80 E. - 1992/358 K. sayılı ilamı tapuya işlenmediğinden, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.06.2003 tarih ve 2001/882 E. - 2003/495 K. sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine mevcut tapu kaydına göre karar verildiği ve kararın 26/04/2004 tarihinde kesinleştiği,şikayetçilerin ......

              -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ile dava dışı yüklenici arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin kesinleşen mahkeme kararıyla feshedildiğini, aynı kararda yüklenicinin üzerinde bulunan ve yüklenici tarafından diğer kişilere devredilen hisselerin tapu kayıtlarının da iptal edilerek müvekkilleri adına tesciline karar verildiğini, ancak taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle yükleniciden hisse satın alan davalıların açtıkları ve sonuçlanan tapu iptal tescil davası kapsamında tapu kaydına haksız olarak şerh konulmuş olduğunu, söz konusu şerh nedeniyle kendi lehlerine sonuçlanan davadaki hükmü icra ettiremediklerini ileri sürerek, söz konusu şerhlerinin tapu kaydından terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir....

                UYAP Entegrasyonu