Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden(TMK 229.m) ve denkleştirmeden(TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin(TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır(TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

    Davacı dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın boşanma davasında söz konusu edilmesi muhtemel tazminat isteklerinin karşılıksız bırakılması amacıyla satılacağı endişesinde olduğunu, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müştereken tescilini talep etmiştir. Bilahare 17.07.2007 tarihli dilekçeyle 2803 ada 35 parselde 2 numaralı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptaliyle 1/2 hissenin davacı adına tescili isteği tekrarlanmıştır. Dava konusu 2803 ada 35 parselin 10/220 arsa paylı 2 numaralı bağımsız bölümü 28.04.2005 tarihinde davalı ... adına satış suretiyle tescil edilmiştir. Taraflar 4721 sayılı TMK.nun yürürlükte bulunduğu dönemde evlendiklerine ve nizalı taşınmaz da evlilik birliği içinde edinildiğine göre, iddianın içeriği bakımından değer artış payı (TMK. 227. m.) veya katılma alacağı (TMK. 231 ve 236. m.) isteğinde bulunulması mümkündür. Ancak somut olayda tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmuştur....

      Yetkisiz bir kimse tarafından yapılan talep veya haklı bir sebep olmadan yapılan bir tescil hakkı iktisap ettirmez. Ancak bu yönden tescil sakat dahi olsa, iyiniyetli, yani sakatlığı bilmeyen ve bilmeleri de kendilerinden beklenemeyen kimseler (TMK m. 3) karşısında geçerli bir tescilin sonuçlarını doğurur. Böyle bir tescile dayanarak iyiniyetle o gayrimenkul üzerinde ayni bir hak iktisap eden korunur (TMK m.1023). Yani iyiniyetli kimseler kütüğün görünüşüne inanmakta haklıdır. Bu kuralın tapu kütüğüne güven sağlamak için getirildiği kuşkusuzdur (TMK m.1020). Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davacı dava konusu bağımsız bölümü yükleniciden 25.01.2001 tarihli adi yazılı sözleşme ile satın almış ve 20.12.2002 tarihinde tescil davası açmıştır. Dahili davalı ......

        Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 23.02.2016 gün ve 2014/999 E.-2016/67 K. sayılı hükmü bozan 23. Hukuk Dairesi'nin 18.10.2019 gün ve 2016/7132 E.-2019/3721 K. sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkin olup davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23....

          olan tapu iptali ve tescil talebinden vazgeçtiklerini, Yargıtay'ın feragat beyanından sonraki süreçte değişen içtihatlarında Hazine aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için öncelikle davacı zararına bir mülkiyet kaybının oluşup oluşmadığı hususunda inceleme yapılması gerektiği, başka bir değişle tapu iptali ve tescil talebi yönünden bir muhakemenin yapılması gerektiği; bu muhakeme sonucunda oluşan duruma göre Hazine aleyhine tazminata hükmedilebileceği belirtildiğinden davanın öncelikle tapu iptali ve tescil yönünden ele alınıp karara bağlanması gerektiğini beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur....

          Daha sonra davacı, 27.10.2015 tarihli dilekçesiyle ipoteklerin kaldırılması yönündeki talebinden feragat etmiş ancak aile konutuna dayalı tapu iptal ve tescili ile dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talepleri yönünden ise davalarına devam etmiştir. Mahkemece, davanın münhasıran aile konutu şerhi davası olduğu kanaati ve taşınmazın halen başkası adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiştir. Mahkemece, davacının davası TMK 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası ile aile konutu şerhi konulması davası olduğu dikkate alınmaksızın, münhasıran aile konutu şerhi konulması davası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından tapu iptal ve tescil davası yönünden; davalı ... tarafından ise tapu iptal ve tescil davası ile aile konutu şerhi davasına ilişkin vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle mahkemece bozma öncesi 07.05.2015 tarihli ilk hükümde aile konutu şerhi davasının reddine karar verilmiş olduğu, davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu, tapu iptal ve tescil davası yönünden ise görevsizlik kararı verilmiş ve hükmün sadece tapu iptal tescil davası yönünden temyiz edilmiş olduğu görülmüş, taraflarca aile konutu şerhi davasına yönelik hüküm temyiz edilmeyerek...

              (TMK m. 706, BK m. 213, Tapu Kanunu m. 26) Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmelerin nasıl yapılması gerektiği de BK’nın 22. ve Noterlik Kanununun 89. maddesinde açıkça belirtilmektedir. Satış vaadi alacaklısı, satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcunu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde TMK’nın 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

                zilyetliğin hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile davanın reddine kararı verilmiş ise de, bütün davacılar lehine temliken tescil (TMK. m.724) ve ayrıca tapu tahsis belgesi bulunan ... yönünden ise tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bir değerlendirme yapılmamış ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir....

                  Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan ..... 280 parsel sayılı taşınmaz için açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının ..... Hukuk Mahkemesinin 03.10.1991 tarih 1989/729Esas, 1991/594Karar sayılı ilamı ile kabul edildiğini, kararın deracattan geçerek kesinleştiğini, karar gereğinin taraflarca halen yerine getirilmediğini, bilahare dava konusu taşınmazın ½ payının mahkeme kararı ile dava dışı amcaları Hüseyin adına tescil edildiğini öğrendiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu