Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SATIŞ BEDELİSÖZLEŞMENİN UNSURLARITAŞINMAZ SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 182 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 217 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.07.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2007 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, 28.06.2004 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. Gerçekten; kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 21.08.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmaz üzerinde hacizler bulunduğu, haciz hakkı bulunanlar aleyhine sonuç doğuracak şekilde tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

      Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır.O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satım sözleşmesinde objektif bakımdan esaslı nokta olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri,satım konusu taşınmaz ve nitelikleri, semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. Demek ki taşınmaz satımında semen (satış bedeli) satım aktinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından bakılırsa, semen; satışı vaat olunan taşınmazın bedeli, vaat alacaklısının da karşı edimidir....

        Somut olayda; davalı , 13/01/2009 tarihinde yapılan noter taşınmaz satım vaadi sözleşmesi ile 849 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki tüm miras hak ve payının tamamını davacıya 60.000.00.- TL bedel ile satmayı vaad etmiştir . 14/01/2008 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davasında ise, bu davanın davacılarından olan davalı hakkında kurulan hükümde ; 849 ada 3 parsel sayılı taşınmazın muris Mehmet adına ( davalının dedesi ) olan 89/224 payın iptali ile 4361/75264 payın Mehmet adına (davalı) tesciline karar verilmiş , bu hüküm 30/06/2009 tarihinde kesinleşmiştir . 13/01/2009 tarihinde yapılan sözleşme sırasında davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası derdest durumdadır . Davalı paydaşı olduğu taşınmazda daha fazla payı olduğu talebi ile anılan davayı açmış , yargılama sürerken davacı ile satım vaadi sözleşmesini yaparak sözleşme metninde açıkça yazıldığı gibi, taşınmazdaki tüm miras hak ve payının tamamını davacıya devretmiştir. Zira, miras ölüm ile kazanılır....

          K A R A R Davacı vekili, 1689 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 75/20364'er hissesi davalı ... ve ... adına kayıtlı iken....Noterliğinde düzenlenen 12.07.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 7000 TL bedelle taşınmazı satın aldığını, taşınmazın üzerinde bina bulunduğunu, binaya önemli ölçüde tadilat yaptırdığını belirterek tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili, satış vaadi sözleşmesi yapılırken davacının taşınmazın tapusuz olduğunu bildiğini, taşınmaz üzerindeki binanın zilyetliğinin devrini istediğini, satış vaadi sözleşmesi yapıldığı tarihte tapu kaydının bulunmaması sebebiyle 3194 sayılı yasanın 18 son maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi yapılamayacağını, yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu sözleşmenin ancak zilyetliğin devri olarak yorumlanabileceğini, başından beri imkansız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.07.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile açılmıştır. Davalı, satış vaadi sözleşmesinde yazılı bedelin kendisine ödenmediğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde esaslı unsur olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri, satışa konu taşınmaz ve nitelikleri semen ve hukuki sebebin gösterilmesi gerekir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 3.6.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

                Başka bir anlatımla, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satım sözleşmesinde, objektif bakımdan esaslı nokta olarak; tarafların adları veya temsilciyi yada vekillerinin kimlikleri, satım konusu taşınmaz ve nitelikleri semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. Kısaca ifade etmek gerekirse, taşınmaz satımında semen (satış bedeli) satım akdinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından soruna bakılırsa semen; satışı vaad olunan taşınmazın bedeli, vaad alacaklısının da karşı edimidir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.03.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 03.01.1996 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 1270 parsel sayılı taşınmazda davalıların murislerinden intikal eden paylarını satın aldığını belirterek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalılardan ..., davaya bir diyeceğinin olmadığını bildirmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir....

                    Dava resmi biçimde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile harici satım sözleşmelerinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 89.maddeleri uyarınca taşınmaz mülkiyetini nakleden sözleşmeler resmi şekil şartına tabi olup, resmi şekilde yapılmayan taşınmaz mülkiyetini aktaran sözleşmeler geçersizdir. Bu açıklamalar doğrultusunda davacılar, davalı ... ile yapılan 12.6.1984 tarihli noter satış vaadi sözleşmesine dayandıklarından ...’nın 541 sayılı parseldeki payının davacılar adına tesciline ilişkin kararda yasaya aykırılık yoktur. Ne var ki davacıların tescil için dayandığı harici satım sözleşmeleri mülkiyet aktarımı için yeterli olmamakla birlikte davalılar ... mirasçıları kararı temyiz etmediklerinden bu kişiler yönünden inceleme yapılmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu