Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/265 KARAR NO: 2022/534 DAVA : Tapu İptali Tescil olmadığı takdirde Tazminat-Alacak DAVA TARİHİ: 24/05/2019 KARAR TARİHİ: 29/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Tescil olmadığı takdirde Tazminat-Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların kurdukları adi ortaklığın ------inşaatını yaptıklarını, davalılar ile müvekkili arasında imzalanan ---- tarihli satış sözleşmesi ile davalılar tarafından talep edilen ürünlerin müvekkili tarafından davalılara ait ---- gönderildiğini, daha sonra davalıların tekrar malzeme ihtiyacı doğduğunu ve taraflar arasında ----- tarafların birbirlerine ek yükümlülükler yüklediklerini ve müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, ürünleri teslim ettiğini, sözleşmeler gereği davalıların müvekkili lehine ---- devretmeleri gerektiğini, ancak davalıların ---- nolu bağımsız bölümlerin tapularının yarısını devrettiklerini...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, 2. kademede alacak davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15/10/2018 gün ve 2018/1069 Esas, 2018/6675 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 5.4.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 16.9.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.4.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra davacı tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 30.10.1995 günlü “sulh anlaşması” başlıklı sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan araç tescili ve tapu iptali ve tescil davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dosya içerisinde rastlanamadığından; dava konusu 6765 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ilk tesis tarihinden itibaren tedavüllü tapu kaydı ile tüm geldi-gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tapu kütük sayfasının ve 14.02.2002 tarihli 8877 yevmiye no'lu satış akit tablosunun ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 05.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar, arasındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.07.2011 gün ve 2011-/7530-8833 sayılı ilamiyle temyiz isteminin reddine karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istemlerine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, 18.02.2010 tarihinde verilen karar dairemizce; “Davacı dilekçesinde tescil isteğinin kabul edilmemesi halinde sözleşmeye konu pay bedelinin tahsili isteğinde bulunmuştur....

            Mahkemece; tapu iptali-tescil talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, alacak talebi yönünden açılan davanın kabulüne, 60.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu uyuşmazlık; adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Aynı şekilde, bir ortağın diğeri aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi 04/02/2021 tarih ve 2016/253 Esas, 2021/35 Karar sayılı kararında özetle; "asıl davada; taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, asıl davanın davacısı İbrahim'e 5 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerin verilmesinin kararlaştırıldığı, 31/03/2014 tarihli adi yazılı belgenin resmi olmadığı için kat karşılığı inşaat sözleşmesinin eki sayılamayacağı, yüklenicinin bu sözleşmede kabul beyanının bulunmadığı, belgenin tek taraflı düzenlendiği, bu nedenle para ödenmesi konusunda belge bulunmadığı, tapu iptali ve tescil koşullarının oluşmadığı, alacak iddiasının ispatlanamadığı, birleşen davada ise; arsa sahibinin kendine düşen 5 ve 11 numaralı bağımsız bölümleri aldığı, yükleniciye düşen 7 ve 12 numaralı bağımsız bölümleri de sattığı, 12 numaralı bağımsız bölümün oğluna satıldığı ve oğlunun bu uyuşmazlığı giderebilecek durumda bulunduğu, 12 numaralı bağımsız bölüm yönünden tapu iptali ve tescil koşullarının oluştuğu, 7 numaralı dairenin...

              Tüketici Mahkemesi’nin 2020/113 E. sayılı dosyasının 15.12.2020 tarihli ara kararı ile talep edilen ihtiyati tedbirin reddi gerekirken kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 02.12.2020 tarihli ara kararı ile tesis edilen 15.12.2020 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne yönelik kararın kaldırılması ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir....

              Taraflar arasında düzenlenen 05/07/2018 tarihli sözleşme içeriği incelendiğinde, 34 XX 591 plakalı aracın T1 tarafından T3 haricen satıldığı, 15.000 TL'sinin nakit olarak 40.000 TL'sinin Eylül 20'de nakit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, aracın teslim edildiği, Eylül 20 günü 40.000 TL ödenmediği taktirde, peşin verilen 15.000 TL'nin kiralama ücreti sayılacağı, satıcının ödeme yapmaksızın aracı geri alacağının kararlaştırıldığı, her ne kadar sözleşmede satım bedelinin kalanı ödenmediği takdirde 15.000 TL'nin kiralama ücreti olacağı yer almış ise de, bunun harici satım sözleşmeye bağlı bir cezai şart olarak yorumlanması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının talebine konu etmiş olduğu alacak, taraflar arasında yapılmış bir kira sözleşmesi bulunmadığından kira sözleşmesinden kaynaklanan bir dava türü olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine varılarak alacak davasında Gebze 2....

              kişiler adına tescil işlemleri yürütmek için vekâletname düzenleyerek davacıya teslim ettiğimi, davacı tescil işlemlerini zamanında, taşınmazın tescili için hiçbir engel yok iken yapmayarak davalıyı zarara uğrattığını, Davalının, davacının taşınmazın tescil işlemlerini tamamlandığını ve bir sorun olmadığını düşünür iken gönderilen ödeme emri ile tescil işlemlerinin yapılmamış olduğundan ve davacının da bedeli geri istediğinden haberdar olduğunu, resmi şekle aykırı olarak düzenlenmiş olan satım sözleşmesinin geçersizliğini tarafların ileri süremeyeceğini, davalının sözlemedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı tarafın ise sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, bu nedenle bedel iadesi talebinde bunamayacağını ve davalının zararlarını da gidermekle yükümlü olduğunu, TBK md. 136 ile 208 uyarınca tüm hasar ve yararın davacıya geçtiğini, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak doğmuş zararların tazmin edilmesini veya haklı neden olmaksızın sözleşmeyi feshederek bedel iadesi isteyemeyeceğini...

              UYAP Entegrasyonu