Mahkemece; asıl dava yönünden davacının mal rejiminin tasfiyesi kapsamında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunamayacağı; birleşen dava yönünden ise, ispat edilemeyeceği gerekçesiyle; asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Hüküm, asıl ve birleşen davalar davacısı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, genel muvazaaya dayalı tapu iptal tescil, olmazsa mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. HMK'nin 297/2. maddesi, " Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir " hükmünü içermektedir. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin her biri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26; 297/2). Mahkemece, öncelikle Asliye Hukuk Mahkemesi görevine giren tapu iptal tescil talebi hakkında, gösterilen deliller toplanarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davacının, muvazaaya dayalı tapu iptal tescil talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmaması 6100 sayılı HMK’nin az yukarıda açıklanan ilkelerine aykırı olup, hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....
K A R A R Dava, muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili, olmaz ise tenkis istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 25.08.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına ve muvazaaya dayanarak tapu iptali ve miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, çekişmeli 117 ada 211 ve 212 parsel sayılı taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına; çekişmeli 116 ada 240, 241, 117 ada 160, 167, 194, 195, 196, 118 ada 27, 119 ada 17, 18 ve 27 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne, ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2017/146 E, 2021/456 K DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil KARAR : Antalya 5....
Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
İddianın ileri sürülüş biçimine göre davacı tarafça açılan davada; uyuşmazlık ipotek sözleşmesinin tarafları arasında olmayıp davacının ipotek borçlusunun alacaklısı olduğu ve alacağın engellenmesi amacıyla muvazaalı olarak ipotek tesis edildiğini ileri sürerek genel muvazaaya dayalı dava açtığı ve talebin TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaaya dayalı tasarrufun iptali ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun 01/09/2022 tarihli kararı gereğince; "TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.-9.-40. Hukuk Dairelerinin görev alanındadır....
Mahkemenin ve karşı tarafın işlemleri ıslahın konusu dışındadır. Somut olayda,dava tamamen ıslah edilip, tenkis davasına dönüştürüldüğüne göre tenkis davası iptal davasının açıldığı 12.8.1993 tarihinde açılmış sayılır. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus ise zamanaşımının kesilmesi konusudur. Bir davanın açılması halinde zamanaşımı kesilir. (BK.m.133/2) Ancak, kesilen zamanaşımı, kesilme tarihinden başlayarak yeniden işler. (BK.m.135/1) Dava ile kesilmiş zamanaşımı, davanın devamı süresinde taraflardan birinin yargılamaya ilişkin her bir işleminden ve hakimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden cereyana başlar. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirdiğinde; Davacılar, 12.8.1993 tarihinde muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası açmışlar, 18.7.1995 tarihli oturumda, davasını tamamen ıslah ettiğini ve açtığı muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davasını, tenkis davasına dönüştürdüğünü imzalı olarak beyan etmiştir....
Maddesine dayalı muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine dayalı olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması, tanık beyanlarının tespit edilmesi, taraflarca dayanılan icra ve mahkeme dosyalarının getirtilip yöntemine uygun araştırma inceleme yapılması, davada tapu iptali talebi de bulunduğu gözetilerek taşınmazın aynına ilişkin davalar nispi harca tabi olduğundan mahallinde keşif yapılarak dava değerinin belirlenmesi, muvazaa iddiasının değerlendirilmesi yönünden de taşınmazın devir tarihlerindeki değerlerinin ayrıca tespit edilmesi, taşınmazın evlilik birliği içinde edinilmiş olup olmadığının araştırılması, davaya konu taşınmazın yargılamalar sırasında devredildiği hususu gözetilerek HMK'nın 125. Maddesi gereğince usulüne uygun işlem yapılması yöntemine uygun araştırma yapılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamıştır....
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı aleyhine açtığı muris muvazaasına dayalı tapu iptali tescil davasında, muris terekesine dahil olan taşınmazların 1/4 payının davalı üzerine olan kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verildiğini, bu karar öncesinde taşınmazların tümünde malik görünen davalının tek başına tasarruf ettiğini, 26 ada 117 nolu parselin de kamulaştırılması sonucu kamulaştırma bedelinin davalı tarafından alındığını belirterek kamulaştırma bedelinden müvekkilinin 1/4 payına düşen 5000,00 liranın, ayrıca iştirak halindeki diğer taşınmazlarda da, muvazaaya dayalı tapu iptali kararından önce davalının inşaatlar yapıp sattığı, kiralarını aldığı, haksız işgalinin olduğu belli olduğundan müvekkilinin kira ve benzeri gelirlerden yoksun kalması karşılğı 5000,00 lira olmak üzere şimdilik toplam 10.000,00 liranın yasal faiziyle davalıdan tahsili ile, miktar belirtilmeden müvekkilinin uğradığı tüm kayıpların hesaplanarak tahsiline karar verilmesi istenilmiştir...