Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 28/04/2011 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği 29/04/1980 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Temyiz Nedenleri Davacı, taşınmazı malik sıfatı ile zilyet ettiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, yerel ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL Yargıtaya Geliş Tarihi:22.12.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; kadastrodan önceki sebebe dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 16.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ,TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; kadastrodan önceki sebebe dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 16.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava kadastrodan önceki sebebe dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,23.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar davayı kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı olarak açmışlar ise de 13.01.2022 tarihli duruşmada davanın kadastrodan sonraki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu belirttiğini, bu hususun araştırılmadığını, davacının 1976 tarihinde muvazaalı olarak verdiği vekaletname ile davalıların kadastro geçtikten sonra işlemler yaptırdığını, vekaletnamenin sahte olup olmadığının araştırılmadığını, davacının 2014- 2015 yıllından bu yana demans hastası olduğunu, davalıların eksik gösterildiğini, davalıların aktif ve pasif mal varlığına bakıldığında davacının miras payından mahrum bırakıldığının görüleceğini, kadastro geçtikten sonra daha önce kök muris ve mirasçılarının kullandığı taşınmazların muvazaalı olarak akrabasının üzerine tespit yapıldığından “tapu iptal ve tescil" davasına konu olduğunu, hak dürüşürücü süre ve zaman aşımının olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep...
TMKnun 713/2.fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında harici satışların diğer zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarında gerçekleşmesi halinde, sadece satın alanın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıç tarihi bakımından önem taşımaktadır. Bunun dışında bu tür harici satışların hukuki bir değer taşımayacağı ve hukuki bir sonuç doğuramayacağı, sadece harici satış sözleşmelerin kişisel hak doğuracağı hususu mahkemenin de değindiği gibi doğrudur. Öte yandan, 3402 sayılı KK'nun 12/3. maddesinde yer alan on yıllık hak düşürücü süre; sadece kişinin kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açtığı davalarda uygulama alanı bulmaktadır. Kadastro tutanağı dosya arasında bulunmadığından ve kadastro tespit tarihi belirlenemediğinden davacının kadastrodan öncesi hukuki sebebe dayanıp dayanamadığı belirlenememiştir. Ancak, dosya arasında bulunan 684 sayılı parselin tapu kaydına göre, tapu kaydı 12.03.1974 tarihinde hükmen oluştuğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç ilişkisine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık, 189 ada 21 parsel sayılı taşınmaza ilişkindir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden dava konusu parselin kesinleşen kadastro işlemi sonucu 22.02.1994 tarihinde davalı adına tescil edildiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ilgaz Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 05/02/2015 NUMARASI : 2013/196-2015/32 Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 03.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. 3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. VI....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 18/03/2015 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği 19/04/1966 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....