Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince; davacının muvazaalı olduğunu iddia ettiği işlemin dava dışı ... ile yapıldığı, bu nedenle iddianın davalıya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. 6.2.2. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....
Ne var ki, başlangıçtaki temlik “inançlı temlik” olarak yapılmışsa yapılan bu temlik geçerlidir. Zira inançlı temlikte alacaklının borçlunun borcunu ödeyememesi halinde temlik edilen taşınmazı hileli bir şekilde ele geçirmek gibi bir amacı yoktur. Bu gibi işlemlerde mülkiyet daha baştan alacaklı yana geçirilmekte borç ödendiği takdirde borçluya mülkiyeti iade hakkı tanınmakta ve fakat bu şart gerçekleşmezse mülkiyet alacaklı tarafta kalmaktadır. Böyle bir sözleşme ifa yerini tutan edim ile borcun ödenmesi niteliği taşır. Soruna Türk Medeni Kanunun 873. maddesi ve az önce sözü edilen “Lex commissoria yasağı” çerçevesinde bakılırsa davalıya hem başlangıçta yapılan inançlı temlik işlemi ve hem de dayanılan 15.03.2003 günlü “Belgedir” başlıklı sözleşme geçerlidir. Davacı sözleşmedeki ödeme koşulunu yerine getirdiğinden inançlı temlikle davalıya devrettiği taşınmaz mülkiyetinin naklini isteyebilir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 1536 ada, 35 parsel sayılı taşınmazda davalı ve dava dışı babaları ile paylı mülkiyet üzere malik iken 06.10.1999 tarihinde, payını tapuda satış gibi göstermek suretiyle davalıya temlik ettiğini, her ne kadar resmi akitte satış bedelinin nakden ve peşinen ödendiği yazılı ise de akitten doğan bedelin ödenmediğini, babasının baskısı ile mali durumunun düzelmesi halinde bedelin ödeneceği inancı ile taşınmazdaki payın rayiç değerin altında değer gösterilmek suretiyle devredildiğini ileri sürerek, satış işleminin iptali ile eski hale iadesine karar verilmesini istemiş, aşamalarda verilen ıslah dilekçesi ile ise inançlı işleme dayalı tasarrufun iptali mümkün değilse satış bedelinin tazmini, taşınmazın 3. kişiye devredilmesi karşısında davanın ihbar edilmesi isteğini bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ K A R A R Dava, miras yoluyla intikal eden mülkiyet hakkına dayanılarak ecrimisil, birleşen dava ise inançlı temlik iddiasıyla tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece tapu iptal ve tescil davası reddedilmiş, temyiz istemi de davanın reddine yöneliktir. Mahkemece de bu yönde değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olup, davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya kapsamına göre dava, 09/11/2017 tarihli "İnançlı Temlik Sözleşmesi" kapsamında inanan/davacı tarafça inanılan/davalılara devredilen taşınmazların sözleşme gereği yerine getirilmediği gerekçesi ile iadesi istemine ilişkin olup inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2021 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2021 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "Mülkiyet hakkına dayanılarak açılmış ve bu hakkın gerçek sahibine hükmen nakledilmesini amaçlayan tapu iptal davaları (TMK m. 705 ve 716) sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın davacı ve ölen eşi tarafından alındığı ve inançlı işlem sözleşmesi gereği davalı adına tescil edildiği, bu suretle davacının doğrudan 1/2 hisse, eşi dolayısıyla 1/4 hisse sahibi olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile İzmir ili, Konak ilçesi, 1. Karantina mah. 732 ada 22 parselde bulunan zemin kat 4 no'lu bağımsız bölümün T5 adına olan tapu kaydının 5/8 oranında iptali ile davacı T1 adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 158 ada 3 parsel sayılı taşınmazı kredi çektikten sonra geri verilmesi koşuluyla davalıya temlik ettiğini ancak, davalının taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın devir işlemlerinin inanç sözleşmesine aykırı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Davada dayanılan ve davacı ile dava dışı ...’ın taraf olduğu 15.08.2005 tarihli adi yazılı düzenlenen sözleşme, mahkemenin kabulünün aksine inanç sözleşmesi değil, inançlı temlik sözleşmesidir. Başlangıçtaki temlik “inançlı temlik” olarak yapılmışsa yapılan bu temlik geçerlidir. Zira inançlı temlikte alacaklının borçlunun borcunu ödeyememesi halinde temlik edilen taşınmazı hileli bir şekilde ele geçirmek gibi bir amacı yoktur. Bu gibi işlemlerde mülkiyet daha baştan alacaklı yana geçirilmekte borç ödendiği takdirde borçluya mülkiyeti iade hakkı tanınmakta ve fakat bu şart gerçekleşmezse mülkiyet alacaklı tarafta kalmaktadır. Kısaca, davacı ile dava dışı ... arasında yapılan 15.08.2005 günlü sözleşme geçerli bir sözleşmedir....