Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT: Davalı T2 vekili tarafından verilen 08/03/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının anayola bitişik arazisinin olduğunu, bu araziden kendi arazisine yol açarak geçit hakkı tesisi yapabileceğini, davacının birbirine bitişik olmak üzere 4- 5 tane arazisinin olduğunu, arazinin yukarı kısmındaki yerde anayol ile davacının kendi arazisi arasında çok az miktarda belediye arazisi kalmak suretiyle bir farklılık olduğunu, belediye arazisinin de boş olduğunu, bu yerden davacının geçit hakkı tesisi kurarak diğer arazilerine eklentili olarak geçit hakkı tesisi kurabileceğini, davanın bu nedenle yasal dayanağının bulunmadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nispi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

    Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

      Asliye Hukuk mahkemesinde görülen 2006/101 esas sayılı davada, 227 ada 26 parsel sayılı taşınmazları yararına aynı ada 24 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istediklerini,bu davaya davalının da müdahil olarak aynı ada 27 parsel sayılı taşınmazı yararına geçit hakkı kurulmasını istediğini, mahkemece davalıya ait 27 parsel sayılı taşınmaz yararına,davacılara ait 26 parsel sayılı taşınmaz aleyhine bu taşınmazın ise 45 m2'lik kısımdan da geçit hakkı kurulduğunu, bu dava görülürken davalının geçit kurulan 45m2'lik kısma karşılık olarak kendisine ait 27 parsel sayılı taşınmazdan 45 m2'lik kısmın vermesi hususunda davalı ile anlaştıklarını ancak davalının bu sözlü anlaşmaya uymadığını belirterek davalıya ait 27 parsel sayılı taşınmazın 45m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, uygun görülmediği takdirde 45m2'lik kısmın değerinin tespit edilerek ödenmesini istemişlerdir....

        Mahkeme keşfen yapılan inceleme sonunda davanın kabulüne, 209 sayılı parsel lehine 23.3.2006 tarihli keşif krokisinde belirtilen şekilde 3 metre genişliğinde davalı 710 ve 711 parsel sayılı taşınmazlar sınırından geçit hakkı tesisine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Geçit bedeli karardan sonra 9.2.2007 tarihinde mahkeme veznesine depo edilmiştir. Davalılar ... ve ... ayrı ayrı kararı temyiz etmişlerdir. Dava Medeni Kanunun 747.maddesi gereğince geçit hakkı tesisi isteğine ilişkindir. Dairemizin 7.5.2007 tarihli iade ilamı ile getirtilen dava konusu taşınmaza komşu yola cepheli dava dışı 970 parsel sayılı taşınmazın 49180 metrekare tarla cinsi ile şahıs adına kayıtlı olduğu, bu parsel aleyhine 205 parsel sayılı taşınmaz lehine tapu kaydında geçit hakkı bulunduğunun yazılı olduğu görülmüştür.Geçit hakkı tesisine ilişkin 747.maddede öngörülmüş olduğu üzere geçit hakkının en az zarar görecek yerden verilmesi gerekir....

          Mahkemece, yapılan keşif sonrası bilirkişi raporunda en uygun geçit yerinin 28254 ada 44, 98, 99, 100 ve 101 parsel sayılı taşınmazların ortak sınırından geçen 1 no’lu seçenek olduğu, davacının ise davalılara ait 28254 ada 48, 35 ve 30 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı tesisini istediğinden bilirkişi raporlarında belirlenen diğer parseller ile ilgili olarak ayrıca dava açılmasının uygun olacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, taşınmazının genel yola bağlanması için davalı taşınmazlarından geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya ait 172 ada 6 parsel sayılı taşınmaz lehine, bilirkişiler ... ve ...'...

              Mahkemece, davanın kabulüne, 42 parsel sayılı taşınmazdan 19.10.2011 tarihli keşif krokisinde (A) harfli yerden davacı ... lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... ... temyiz etmiştir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur....

                Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Dava geçit hakkı tesisine ilişkin olup davacının maliki bulunduğu Amasya Merzifon Gazimahbup Mahallesi 166 ada 70 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığı ve bu itibarla geçit hakkı tesisi isteminin haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece davalıya ait 166 ada 37 parsel sayılı taşınmazın kuzey sınırında fen bilirkişisi tarafından 3 nolu alternatif üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiş ise de yapılan araştırmanın hüküm vermeye yeterli olmadığı görülmektedir. Zira gerek fen, gerekse ziraatçi ve gayrımenkul değerleme uzmanı bilirkişilerin raporlarında geçit olarak belirlenen alternatif güzergahlar üzerinde ağaç, yapı, tel, çit vs. Tesisler bulunup bulunmadığı konusunda bir tesbit bulunmamaktadır. Geçit bedelleri sadece arazi değeri esas alınarak belirlenmiştir....

                Dolaylı mülkiyet kısıtlamalarının, tapu siciline tescil edilmesi ve kısıtlamanın gerçekleşmesi için uygun bir tazminatın ödenmesi gerektiği savunulmaktadır. 747. maddede zorunlu geçit hakkının tescil edilmesi gerekeceği belirtilmemiştir. Ancak aynı kanunun 748/3. maddesinde, doğrudan kanundan doğan geçit haklarının tapu kütüğüne tescil edilmeksizin doğacağı belirtilmiş olmakla, bu hükmün karşıt anlamından zorunlu geçit haklarının tescil ile kurulacağı savunulmaktadır. Yargıtay da bir kararında, zorunlu geçit hakkının tescil edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Zorunlu geçit hakkının kurulabilmesinin ilk şartı lehine geçit hakkı tesis edilecek taşınmaz ile aleyhine geçit hakkı tesis edilecek taşınmazların tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete konu olması gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu