Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, tapulu yerin haricen satışının geçerli olmadığı ve satıldığı iddia olunan yerin ifrazının da mümkün olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil istemi ile ilgili olarak davanın reddine, 03.04.2012 tarihli oturumda müracaata bırakıldığı ve 3 aylık süre içerisinde yenilenmediği belirtilen güncelleştirilmiş bedel istemi ile ilgili olarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. TMK'nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, kanun koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK'nın 722, 723 ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir....

    Mahkemece, davacıya ait binanın davalı taşınmazına ... olmadığı, bu nedenle tapu iptali veya irtifak hakkı tesisinin gerekmediği belirtilerek sadece tapu kaydındaki belirtmenin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 725. maddesine dayalı tapu iptali, tescil, bu istem kabul olmazsa irtifak hakkı tesisi ve beyanlar hanesindeki belirtmenin terkini isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen "üst toprağa bağlıdır" kuralına ayrıcalıklarından olan 725. madde hükmü "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-k.davalı vekili tarafından, davalı-k.davacı aleyhine 15.05.2003 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, davacı-k.davalı aleyhine 22.09.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisi davasının kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 25.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-k.davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı haksız elatmanın kal suretiyle giderilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı karşı davasında, Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayanarak temliken tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kabulüne iyi niyet unsuru gerçekleşmediğinden karşı davanın reddine karar verilmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle Tazminat istemine ilişkindir. Başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz'ü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK'nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 31.07.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mülkiyeti davalıya ait olan 108 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 99,00 m2 kısmın 03.11.2000 tarihli adi belge ile davalı tarafından kendisine hibe edildiğini, bu kısım üzerine iyiniyetle ev yaptığını, arza isabet eden bedeli ödeyeceğini belirterek evinin bulunduğu kısmın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir....

          Davacı, yargılamalar sırasında davasını kısmen ıslah ederek tapu iptali ve tescil istemi kabul edilmediği taktirde tazminat istemiştir. Davalı, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, temliken tescil isteminin inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona karşı ileri sürülebileceğini, belediyenin sonradan malik olduğunu ve binanın davacı tarafından değil halk tarafından kur'an okuma evi olarak yaptırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, belediyenin pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.6.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunun 727. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava red edilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunun 684 ve 718.maddeleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz'ü) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....

              Somut olayda, mahallinde keşif yapılmış ve hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davacının yapmış olduğu bina ve zorunlu kullanım alanı 347,43m²; zemin değeri de 2.084,58YTL olarak belirlenmiştir. Mahkemece, değere yönelik bu saptamaya rağmen dava harcı zemin değerinin de üstünde 2.089,88YTL olarak hüküm altına alınmıştır. Dava, TMK.nun 724. maddesi gereğince açılan tapu iptal tescil istemine ilişkin olduğuna ve dava konusu zemin değeri de 2.084,58YTL olduğundan, Harçlar Kanunu’nun 16.maddesi gereği bu değer üzerinden yargılama harcı alınması gerektiğine göre, 2.089,88YTL harca hükmedilmesi doğru bulunmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.nun 438/VII maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                Kendi malzemesi ile başkasının arsası üzerine inşaat yapan kişinin tapu iptali ve tescil talep edebilmesi için başkasının taşınmazına bir yapı yapılmış olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı TMK'nın 725. maddesi anlamında bir yapı nedeniyle değil komşu taşınmaza taşkın olarak inşa ettiği duvardan dolayı temliken tescil istemektedir. Fen bilirkişisi raporunda B ve C harfleri ile gösterilen yapıların ise akaryakıt istasyonuna ait yapılar ve halı sahaya ait binalar olduğu, kalıcı nitelikte bir yapı niteliğinde olmadığı anlaşıldığından temliken tescile konu edilemez. Davanın belirtilen bu gerekçe ile reddi gerekirken, tarla niteliğindeki taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi doğru görülmediğinden HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kademeli tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, dava konusu 2770 parsel sayılı taşınmazın 208 metrekarelik kısmını davalılardan ...’den haricen 11.04.1984 tarihli adi sözleşme ile satın aldığını, taşınmaza iyiniyetle bina yaptığını ve o tarihten beri kullandığını belirterek bu bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde zararının tazminini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu