Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.05.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kayıtlarının iptali ve belirlenen yol güzergahının yola terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadim yol iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir. Davalılardan 90 ve 91 sayılı parsellerin maliki ..., iddia edildiği gibi maliki olduğu taşınmazın çap kaydı içerisinde kadim yol olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalılardan ... temyiz etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2021 NUMARASI : 2019/122 ESAS, 2021/143 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Şöyle ki, bozma ilamında, tespit tarihindeki ve tespitten 20 yıl önceki hava fotoğrafları ile memleket haritaları getirtilerek mahalinde keşif yapılması, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, çekişmeli taşınmazlara uygulanan vergi kaydı ile komşu parsellere tatbik edilen vergi ve tapu kayıtlarının mahaline uygulanarak sınırlarının birbirlerin okuyup okumadığının tespit edilmesi ve bu hususlarda infaza elverişli kroki alınması istenildiği ve 72 numaralı tahrir kaydı ile bir kısım komşu parsel tapu ve vergi kayıtları da dosya içeriğinde olduğu halde anılan belgelerden yararlanılmadan, bilirkişilerden açıklamalı ve detaylı rapor ve kroki alınmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve Tespit ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri, davaya katılan ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasında mahkemenin görevsizliğine dair Altıntaş Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.12.2006 gün ve 26/118 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davayı katılan ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar, Kadastro Mahkemesine ayrı ayrı verdikleri 26.05.1999 tarihli dava dilekçeleri ile dava konusu taşınmazları davalılardan satın ve devir aldıklarını ileri sürerek, davalılar adına yapılan tespitlerin iptaline ve taşınmazların adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Eyup Kısa ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... 1....
Davacı, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitlerinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, tespitten önceki nedenlere dayanılarak tespite karşı dava açılamaz. Sözü edilen süre, hak düşürücü olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 01.09.2000 tarihinde kesinleşmiş dava ise, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 28.05.2013 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca; davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle esastan reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; verilen karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/04/2023 NUMARASI : 2022/188 2023/287 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Sebeplere Dayalı) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil, T1 İstanbul İli, Sultanbeyli ilçesi, Mehmet Akif Mahallesi No:17 adresinde bulunan ve daha sonra kadastro çalışmasında, g22- b-01- d-3- c pafta, 165 ada ve 1 parsel, nolu olarak tapu bilgilerine ait taşınmazın mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yaptığına dair komisyon akdi sözleşmesi ile 14/02/2011 tarihinde komisyoncı-emlakcı aracılığı ile ve tanıklar huzurunda bedelini nakit vermek suretiyle alıcı gökhan demirel'den satın aldığını, bu satış, komisyoncu-emlakç, satıcı gökhan demirel ve diğer tanıklar, huzurunda yapıldığını, müvekkili, satın almış olduğu ve 4 kattan ibaret taşınmazı satın aldıktan sonra çeşitli güçlendirme inşaat çalışması yaptıktan sonra geniş ailesi ile birlikte iş bu taşınmaza taşındığını, dava...
Davacı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayanarak hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Taşınmazın tespit sırasında hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlenmemiş olması, öncesinde var olan zilyetliği kesmez. Kanunlarımızda tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemece işin esası hakkında karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca; öncelikle taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı sorulup saptanmalı, bundan sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda yöntemince araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, taşınmaz hakkındaki kadastro tespitinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi...