Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme keşfen yapılan inceleme sonunda davanın kabulüne, 209 sayılı parsel lehine 23.3.2006 tarihli keşif krokisinde belirtilen şekilde 3 metre genişliğinde davalı 710 ve 711 parsel sayılı taşınmazlar sınırından geçit hakkı tesisine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Geçit bedeli karardan sonra 9.2.2007 tarihinde mahkeme veznesine depo edilmiştir. Davalılar ... ve ... ayrı ayrı kararı temyiz etmişlerdir. Dava Medeni Kanunun 747.maddesi gereğince geçit hakkı tesisi isteğine ilişkindir. Dairemizin 7.5.2007 tarihli iade ilamı ile getirtilen dava konusu taşınmaza komşu yola cepheli dava dışı 970 parsel sayılı taşınmazın 49180 metrekare tarla cinsi ile şahıs adına kayıtlı olduğu, bu parsel aleyhine 205 parsel sayılı taşınmaz lehine tapu kaydında geçit hakkı bulunduğunun yazılı olduğu görülmüştür.Geçit hakkı tesisine ilişkin 747.maddede öngörülmüş olduğu üzere geçit hakkının en az zarar görecek yerden verilmesi gerekir....

    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının usulüne uygun olarak davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

      Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Somut uyuşmazlığa gelince; davacı 1941 parsel sayılı taşınmazın maliki olup, davalılara ait 1921 parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Mahkemece 1921 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde bulunan derenin bir kısmının doldurulması koşuluyla geçit hakkı kurulmuştur. Dosya içerisindeki tapu kayıtları ve pafta suretine göre üzerinden geçit hakkı kurulan 1921 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün komşu 1920 sayılı parselden daha küçük olduğu açıktır....

        Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. TMK'nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

          Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

            Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

              Alternatif olarak gösterilen kısımdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı, taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının subjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

                Mahkemece bu ihtiyacı karşılamak için üzerinde geçit hakkı tesis edilen 199 parsel sayılı taşınmazın kullanım bütünlüğü bozularak geçit hakkı tesis edilmesi ve 201 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu ve bu parselden geçit hakkı kurulduğunda geçidi tamamlamak için 199, 212 ve 282 parsel sayılı taşınmazlara yukarıda anılan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği daha az yükümlülük getireceği gözetilmeksizin, anılan gerekçe ile kurulan geçit doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle teknik bilirkişinin 30.09.2007 tarihli raporunda belirlediği geçit alternatiflerinden 201, 282, 212, 199 parsel sayılı taşınmazlardan geçen ve kırmızı ile gösterilen k,l,m,n güzergahından geçit kurulmalıdır....

                  Geçit hakları kişiler lehine değil taşınmazlar lehine kurulacağından, lehine geçit hakkı istenilen 88, 94, 95, 96 ve 97 parsel sayılı taşınmazlardan yola ulaşımın sağlanması için 88 parsel sayılı taşınmazdan başlanarak akdi irtifak kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi, Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekirken tapuya tesciline karar verilmesi, Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılması gerekirken davalılardan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir. Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

                    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

                      UYAP Entegrasyonu