WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı Hazinenin dayanağını oluşturan tapu kaydı 3396 nolu tevzi parseli için oluşturulan 2.1.1964 tarih 742 sıra nolu tapu kayıtlarıdır. Davalının dayanağı olan tapu kaydı ise 3395 nolu tevzi parseline revizyon gören tapu kaydının en son tedavül kaydıdır. Davalı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydının tesis kaydı olan 22.10.954 tarih ve 22 sıra numaralı tapu kaydı, değişebilir nitelikli “büyük selav ve büyük yol” hudutlu olup Ahlat Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.10.1954 tarihli ilamı ile oluştuğu halde mahkemece tapu dayanağı tescil ilamı ve krokisi getirtilerek uygulanmamış ve kapsamı belirlenmemiştir. Tapu kaydının batı ve kuzey hududu değişebilir hudutlu olduğu için Hazine tapusunun oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Hazineye ait tapu kaydı dayanağı tevzi haritaları ile birlikte uygulanarak kapsamı belirlenmemiş, tescil davasında Hazinenin taraf olup olmadığı incelenmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Davacıların 21.4.2009 tarihli yargılama oturumunda sundukları belgede açıklanan tapu kaydının getirtilmesini istedikleri ve taşınmazın bu tapu kaydı kapsamında kaldığını söylemeleri üzerine, mahkemece, 21.4.2009 havale tarihli fotokopi şeklinde sunulan yazıda yer alan 9.2.1983 tarih ve 11 sıra nolu tapu kaydının geldi ve gitdilerini getirerek keşifte uyguladığı, gerekçesinde de tapuyu tartışdığı anlaşılmıştır. Yapılan bu açıklama karşısında davacı taraf tapu kaydına dayandığına ve mahkemece de tapu kaydı keşifte uygulanmış olup, gerekçesinde de tapu kaydını tartıştığına ve kadastrodan önceki tapu kaydına dayandığına göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Çekişmeli 185 ada 18 parsele komşu aynı ada 17 sayılı parsel dayanağı 6.5.1987 tarih 7 numaralı tapu kaydı davalı taşınmaz yönünü "... çayırı", yine çekişmeli 19 sayılı parsele komşu 20 sayılı parsel dayanağı 18.10.1979 tarih 47 numaralı tapu kaydı davalı taşınmaz yönünü "... çayırı" olarak davacı dayanağı kök tapu kaydının maliklerinden "..." olarak okumuştur. Davacı kadastrodan önceki nedenlere ve tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş mahkemece dayanak tapu kaydı mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamları belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazları kenardan çevreleyen komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmediği gibi tapu uygulamasında bu kayıtlardan yeterince yararlanılmamış, yerel bilirkişilerin ve taraf tanıklarının tapu kayıtları hudutları ile ilgili soyut beyanları ile yetinilmiştir. Bu tür eksik soruşturmaya dayanılarak karar verilmesi doğru değildir....

        Somut olayda uyuşmazlık davalı taraf dayanağı olan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazların tamamını kapsayı kapsamadığı ile kapsadığının belirlenmesi halinde ise taşınmazların tapu kaydı malikleri arasında haricen taksim edilip edilmediği ve bu taksim sonucu murise tapu kaydındaki payı nedeniyle çekişmeli taşınmazların tamamının düşüp düşmediği yönündedir. Mahkemece çekişmeli taşınmazlara uyduğu kabul edilen 14.05.1982 tarih 10 ve 11 numaralı tapu kayıtları 13.01.1943 tarih 39 ve 13.01.1943 tarih 40 numaralı tapu kayıtlarından gelmektedir. Bu tapu kayıtlarında muris ...'in 435/3840 payı var iken 14.05.1982 tarih 10 ve 11 numaralı tapu kayıtları ile payını ölünceye kadar bakma şartı ile davalı ... ile bir kısım davalılar murisi olan ...'e devretmiştir....

          TMK'nun 713/2 maddesinde '' maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kimse '' ibaresiyle tapu kaydında yazılı bulunan kişinin başka bir anlatımla taşınmaz malikinin teşhisine yarayacak gerekli bilgilerin tapu kütüğünden çıkarılmaması, hayali ve belirlenemeyen kişiler tanımlanmıştır. Somut olayda kadastro tutanağının edinme sebebi kısmındaki açıklamada ve dayanak tapu kayıtlarına göre tapu kayıt maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi olmayıp aksine tanınan ve bilinen kişilerdendir. Kayıt malikinin kimlik ve adresine ait bilgilere ulaşılmaması, malikin kim olduğu anlaşılamayan olarak nitelendirilemez. Davacılar vekili, dava dilekçesinde açıkça malikin kim olduğu tapu kütüğünden anlaşılamayan hukuki sebebine dayanmış olup ölüm sebebine dayanmadıklarına göre, yukarıdaki açıklamalar gereğince davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir....

            Mahkemece; öncelikle dayanak tapu kaydının geldi kaydı olan Mart 333 tarih 16 nolu tapu kaydının getirtilip, tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediğinin araştırılması, revizyon görmüş ise, revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının getirtilmesi, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, mahallî bilirkişiler eliyle tapu kaydının mahallinde uygulanması, tapu kaydında okunan sınırların zeminde belirlenmesi, dayanak tapu kaydı sabit sınırlı olmadığından 20/c maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi gerekir. 3402 sayılı Yasanın 20. maddesi, "Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde; A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerine uygulanması mümkün...

              Sayılı dosyadan yürütülen ortaklığın giderilmesi davasında tarafımıza 06.10.2020 tarihli celsede bu paydaşlar yönünden tapu kaydının düzeltilmesi için yetki verildiğini, tüm bu nedenlerle tapu kayıtlarında Arif Sipahioğlu olarak görünen paydaşın tapu kaydının nüfus kayıtları uyarınca Arif Sipahi olarak düzeltilmesini, tapu kayıtlarında Salih Sipahioğlu olarak görünen paydaşın tapu kaydının Salih Sipahi olarak düzeltilmesini, tapu kayıtlarında Sünbül Hür olarak görünen paydaşın tapu kaydının Sünbül Hur olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 26/02/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu olan paydaşların soy isimlerinin tapu kayıtlarında düzeltildiğinden davanın konusuz kaldığını, henüz deliller toplanmadan ve ön inceleme aşamasına geçilmeden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Bu nedenle davanın tapu sicil müdürlüğüne yöneltilerek açılması gerektiği halde, ilgili tapu sicil müdürlüğüne dilekçe tebliği ile taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmasının doğru bulunmadığı" gerekçesiyle HUMK'nun 427/6.maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istemiyle temyiz edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.03.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım bunları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle tapu sicil müdürlüğü hasım gösterilerek dava açılması gerekir. Somut olayda; dava tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmemiş, taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Bu durum yasaya aykırılık teşkil ettiğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

                Daire Başkanlığınca Ekim 1984 tarih ve ... sıra numaralı tapu kaydının geldisi olan Haziran 1288 Yoklama tarihli ve ... sıra numaralı kayda Eylül 1288 Yoklama tarihli ve ... sıra numarasında rastlanıldığı belirtilerek bu tapu kayıt örneği gönderilmiştir. Ancak Eylül 1288 Yoklama tarihli ve ... sıra numaralı tapu kaydının maliki ".... ve ...." olarak belirtilmiş iken davacı ...'ın tutunduğu Ekim 1984 tarih ve ... sıra numaralı tapu kaydının, iktisap sütünunda "Taşınmazın ....ndan ....'nın malı iken intikalen davacı ... ve müşterekleri adına tescil edildiği" anlaşılmaktadır. Şu halde davacı ...'ın tutunduğu tapu kayıtları birbirini doğrular nitelikte değildir. Diğer davacı ...'ın tutunduğu Nisan 1944 tarih ve .... sıra numaralı tapu kaydının geldisi olan 1313 Daimi tarihli ve ... sıra numaralı tapu kaydının da bulunamadığı belirtildiği gibi Nisan 1944 tarih ve ... sıra numaralı tapu kaydının iktisap nedenini gösterir sütunu doğru ve yeterli bulunmamaktadır....

                  Köyü (Mahallesi) 1275 ve 1276 parsel sayılı taşınmazlara kadastro sırasında uygulanan Temmuz 1330 tarih 11 sıra nolu tapu kaydının ve davacının tutunduğu Ağustos 1296 tarih 384 sıra nolu yazım numaralı tapu kaydının, 14 ada 1 parsele revizyon gören Mart 1965 tarih 27 numaralı tapu kaydının, ayrıca Ocak 1969 tarih 144 sıra numaralı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittilerinin tapu kadastro bölge müdürlüğünden istenip, 2) Davacının tutunduğu Ağustos 1296 tarih 384 sıra nolu tapu kaydının ve Ocak 1969 tarih 144 sıra numaralı tapu kaydının revizyon görüp görmediklerini Tapu Sicil Müdürlüğünden sorularak, 3) Çekişme konusu 372 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ilk tesis kadastrosu sırasındaki durumunun ne olduğunun, hangi parselden geldiğinin, çekişme konusu taşınmazın ilk oluşumundan itibaren tüm kayıt ve belgelerinin (kadastro tespit tutanağı, tapu kayıtları, ifrazlara ilişkin kayıtlar vb) Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup getirtilerek , 4)Davacının tutunduğu Ağustos 1296 tarih...

                    UYAP Entegrasyonu