Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 17.03.2011 tarih, 2009/58 Esas 2011/15 Karar sayılı kararıyla TMK’nun 713/2.maddesindeki “ölmüş” kelimesi iptal edilmiştir. Artık kanunda ölüm nedenine dayalı davanın hukuki dayanağı kalmamıştır. Yine, TMK’nun 713/1. maddesindeki ana koşul 713/3,4,5. maddeleriyle doğrudan ilgilidir. Fakat, özel sebep olan Tapu iptali ve tescili düzenleyen 713/2. maddesindeki neden sadece 713/1 ile ilgilidir. Eş anlamlı TMK 713/2. maddesinin aynı Kanunun 713/3, 4, 5 ile hiçbir ilgi ve alakası yoktur. Yine, T.C. Anayasa’nın 153/2.maddesine göre Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının derdest davaları uygulanacağı biçimdedir. Dairenin ve 1. Hukuk Dairesi, 14. Hukuk Dairesi. 20 Hukuk Dairesi'nin ve HGK’nun bir çok emsal kararları da bu yöndedir. Hal böyle olunca, Yasal dayanağı kalmamış olan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü doğru olmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ..., dahili davacılar ... mirasçıları; ...ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Beykoz 2.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 27.12.2010 gün ve 204/354 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davacılar vekili ile davalılar vekili taraflarından istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... ve ... vekili, dava dilekçesi ve 18.12.2009 tarihli ıslah dilekçesinde, dava konusu 52 parselin öncesinin ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, Beykoz Noterliğince düzenlenen 17.07.1958 tarih 1576 yevmiye numaralı vekaletnamesi uyarınca kayıt maliki tarafından ...’a verilen satış yetkisine dayalı olarak miras bırakan Yakup Özbay’a satıldığını, Yakup Özbay’ın ölmesi üzerine mirasçılarına kaldığını, satış tarihinden dava tarihine kadar miras bırakan ile vekil edenleri tarafından kullanıldığını, tapu kaydının hukuksal değerini yitirdiğini...

      Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ... ile satıcıları ..., ..., ...ve ... yönünden; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, varsa belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil dosyalarının ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan limitler ve ilkeler yönünden gözönünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....

        Mahkemece, TMK'nun 713/2. maddesindeki "ölü" kelimesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi nedeniyle davanın hukuksal dayanağını yitirdiği, başka bir araştırma yapılmasına gerek görülmediği açıklanarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nun 713/2. maddesinde belirtilen ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya arasındaki ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 23.12.2011 tarih, 2011/257 Esas ve 2011/246 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre ... ... 10.09.1985 tarihinde ölmüş, davalılar ile davaya dahil edilen ...'yı mirasçı bırakmıştır. Dava konusu 1743 parsel 13.12.1965 tarihinde, 3541 parsel 23.08.1965 tarihinde tapulama sonucu 1/2'şer pay oranında ... ... ve dava dışı Niyazi Arslan adına tapuya tescil edilmiş, 10.07.1998 tarihinde davaya konu ...'...

          Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. K A R A R- Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü, -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar; 3 parsel sayılı taşınmazın babaları ...’den miras yolu ile kendilerine intikal ettiğini, taşınmazın miras bırakan tarafından harici satış senedi ile ...'e 22/08/2003 tarihinde satıldığını, miras bırakanın 2004 yılında ölmesi üzerine ...’a satılan taşınmazın devri için davalılardan ...'...

              Mahkemenin gerekçesini hem TBK'nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası hem de İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak oluşturması isabetli görülmemiştir. Yukarıda açıklandığı gibi davanın TBK'nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu kabul edilerek mevcut delillerin anılan yasal düzenleme gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi; muvazaanın ispatlanamaması halinde davanın reddine, aksi takdirde yani muvazaanın ispatlanması halinde de kademeli olarak değil tüm tasarruflar yönünden (borçlunun 1/4 hissesiyle sınırlı olarak) İİK'nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak tapu iptali ve tescile karar verilmeden davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak anılan taşınmazlarda (1/4 hisse oranında)haciz ve satış yetkisi verilmesi şeklinde hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

                Türk Anayasa sisteminde benimsenen iptal kararının geriye yürümezliği kuralının getiriliş amacı, kazanılmış hakları ve hukuksal güvenliği ortadan kaldırıcı ya da toplumun adalet anlayışını zedeleyici sonuçlar doğurmasından kaygı duyulmasını önlemek, Devlete olan güven duygularını sarsmamak, Devlet yaşamında hukuk kargaşasına neden olmamak, hukuk güvenliğini ve istikrarını sağlamak olarak özetlenebilir. Bu bakımdan iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesi, kabul edilen önemli bir ilkedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi; 12.12.1989 gün ve 1989/11 Esas, 1989/48 Karar sayılı kararında, “Türk Anayasa sisteminde Devlete güven ilkesini sarsmamak ve ayrıca Devlet yaşamında bir karmaşaya neden olmamak için iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı kabul edilmiştir. Böylece hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadar ki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır.” denilmek suretiyle konunun önemi vurgulanmıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'...

                    Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; dava konusu taşınmazın temlikinde kullanılan vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olduğu anlaşılmakla, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal- tescil isteminin reddi kararı doğrudur. Ne var ki, davacı diğer yandan vekaletin hile ile alındığı iddiasını ileri sürmekle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı hukuki sebebine de dayanmıştır. Bilindiği gibi bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak olacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar....

                      UYAP Entegrasyonu