Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yönetiminin tapu malikleri aleyhine kesinleşmiş tahdide dayalı açtığı tapu iptali ve tescil davaları ... ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince kabul edilerek, taşınmazların tapu kayıtları iptal edilerek orman niteliğiyle tapuya tescil edildiği, tapu iptali davaları devam ederken, diğer taraftan ... Yönetiminin taşınmazların kullanıcısı olan ... hakkında açtığı elatmanın önlenmesi davasının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/205 - 1980/941 sayılı kararı ile kabul edilerek davalı ...'ın elatmanın önlenmesine karar verildiği, davacı ... tapu iptali ve tescil davalarının tarafı olmadığı için o kararlar için yaptığı yargılamanın yenilenmesi taleplerinin de reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacı, elatmanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescil davalarında rapor veren bilirkişilerin hatalı uygulama yaptıklarını ileri sürerek, yargılamanın iadesini istemiştir. Esasen ... 2....

    da bulunan taşınmazın tapu iptal ve tescil istemli davanın yürütülmesi için temsilci atanması talep edilmiştir. Temsilci atanacak tereke malvarlığı, tapu iptal ve tescil davasının devam ettiği ... Adliyesi yargı çevresi içindedir. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/235 Esas sayılı devam etmekte olan tapu iptal ve tescil davasında müteveffa ...'ın terekesine temsilci atanması istenilmiş ise de; tapu iptal davasına konu taşınmazın bulunduğu sulh hukuk mahkemesinin kayyımın belirlenmesinde yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 589. maddesine göre, tereke işlerinde yetki, mirasbırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine aittir. Somut olayda davacı ...; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin görülmekte olan 1999/235 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasında müteveffa ...'ın terekesine temsilci tayini için kendisine yetki ve süre verildiğini belirterek, müteveffa ...'ın terekesine temsilcisi atanmasını talep etmektedir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, yapılan imar uygulamasının iptal edilmesi nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait toplam yüzölçümü 44140 m2 olan 2857, 2932, 2933 ve 2934 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda ......

        Davacı, çekişmeli 130 ada 5 parsel sayılı taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle Atabakan Köyü Tüzel Kişiliği ve Hazineyi davalı göstermek suretiyle dava açmıştır. Tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davaların kayıt malikine, ölmüş olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmaz, arsa niteliği ile Atabakan Köy Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edildiğine ve davacı tarafından taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu iddiası ile dava açıldığına göre, tapu kayıt maliki olmayan Hazine'nin eldeki davada taraf sıfatı bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Terkin Hazine ile ... aralarındaki tapu iptali ve terkin davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.01.2015 gün ve 501/68 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı .. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı... vekili, tapu sicilinde davalı adına kayıtlı 1361 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptaliyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

            Mahkemece; tapu kayıtlarının bedelsiz iptal edilemeyeceği, tapusu iptal edilen taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedileceği, tapu iptali ve tescil davasında yapılan giderlerin istenemeyeceği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne, toplam 13.537,43.-TL tazminat bedelinin, 4.990,00.-TL'sinin dava tarihi olan 12/05/2014 tarihinden itibaren, 8.547,43.-TL'sine ıslah tarihi olan 12/06/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/118 E-2008/233 K sayılı ilamıyla 1029 ada 133 parselin ... olduğu gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptaline, ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, 07.05.2009 tarihinde kesinleştiği, hükmün infaz edilerek ... niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 06.06.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

                Mahkemece, davanın kabulü ile davacı ve davalı ... adına oluşan imar parsellerinin tapu kaydının iptaliyle imar uygulaması öncesi 4318 sayılı kök parselin ihya ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri 'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır....

                  Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 398 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptaline dair verilen kararın, tescil hükmü kurulmasına yönelik tavzihi davacılar vekili tarafından istenilmiş, mahkemece, talebin temyize konu olabileceği, tavzih ile tescil hükmü kurulamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mahkemece, 08/06/2005 tarih 2002/709 esas 2005/390 karar sayılı ilam ile davanın kabulü ile dava konusu 398 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptaline karar verildiği, ancak tescil hükmü kurulmadığı, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, dava açılırken tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu, ne var ki mahkemece tescil hususunun unutulduğu anlaşılmaktadır....

                    Hemen belirtilmelidir ki; dava açıldığı tarihte, iptal edilen imar düzenlemesinden sonra yapılmış yeni bir imar uygulaması mevcut olup, bu uygulama idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece tapu iptal ve tescil davasının dinlenilme olanağı bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle; 01.02.2002 tescil tarihli imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edilmişse de, bundan sonra yapılan ve 05.12.2003 tarihinde tescil edilen imar uygulaması dava tarihi itibariyle hukuki geçerliliğini korumakta olup, bu uygulamayla oluşan sicil kaydının illetten yoksun hale geldiği söylenemeyeceğinden tapu kayıtlarının eski hale iadesine (ihyaya) yönelik talepte bulunulamayacağı açıktır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu