Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK’nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarak ta İİK’nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2-Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

    24.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de mirasın reddine ilişkin tasarrufun İİK 277. ve devamı maddelerine göre iptalini talep etmiştir....

      İcra Müdürlüğü’nün 2010/17264 sayılı dosyasından bahsetmemiş dava sırasındaki beyanlarında davalıdan 04.08.2009 düzenleme tarihli 600.000 TL bedelli senet aldığını ifade etmiş bahsi geçen senet ile ilgili takibin de Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2010/17264 sayılı dosyası olduğu, dava dilekçesinde delil kısmında bildirilen Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2008/ 15381 sayılı dosyası incelendiğinde ise takibin dayanağının 22.11.2007 tanzim 20.10.2008 vadeli 75.000 TL bedelli senet olduğu, anlaşılmıştır. Mahkemece davanın hukuki nitelendirmesi İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirilmiş olmasına Ankara 5....

        Davalı T3 cevap dilekçesinde özetle; davayı açana karşı borcunun olmadığını, kesinleşmemiş borç için tasarrufun iptali davası açılamayacağını, hileli satış veya mal kaçırma amacının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; dava ön şartlarından takibin kesinleşmiş olması durumunun gerçekleşmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasarrufun iptaline konu Balıkesir 4. İcra Müdürlüğü'nün 2016/5640 esas sayılı dosyasında takiple ilgili şikayet ya da itiraz bulunmadığını, takibin 08/12/2016 tarihinde kesinleşmesinin akabinde eldeki davanın açıldığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasıdır....

        Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Dava BK 19 ve İİK 277.vd. maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İİK 277.vd. maddesine göre açılmış tasarrufun iptali davasında, davanın dinlenebilmesi için; 1- Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, 2- Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması , 3- İptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, 4- Borçlu hakkında kesin veya geçici aciz vesikasının olması gerekir. Bu ön koşulların varlığı halinde İİK 278,275 ve 280 maddesinde yazılı iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK 19 maddesine göre, açılan tasarrufun iptali davalarında ise, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve bu alacağının ödenmesinin önlenmesi amacıyla danışık işlem yapılması gerekir....

        III.DEĞERLENDİRME İİK 97/6. fıkrasında, üçüncü şahsın icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine istihkak davası açması gerektiği düzenlenmiştir. İcra Müdürlüğü'nce İİK'nın 96/1-2. maddelerindeki istihkak prosedürü yürütülerek, alacaklının süresinde itirazı halinde; İİK'nın 97. maddesi uyarınca dosyanın, takibin devamı veya durdurulması hakkında bir karar vermek üzere İcra Mahkemesine tevdi edilmesi gerekir. Üçüncü kişi, bu kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açabilir. Bu çerçevede takibin durdurulması kararı dava açma yükümlülüğünün yer değiştirmesine neden olmadığından, takibin devamı veya durdurulmasına ilişkin her iki halde de dava açma yükümlülüğü 3. kişidedir. Öte yandan, takibin talikine veya devamına ilişkin karar gerekçesinde ya da hüküm fıkrasında dava açma yükünün kime düştüğünün belirtilmemesi üçüncü kişinin dava açma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacaktır....

          Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’ nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K nun muvazaayı düzenleyen 18. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1-İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K’nun 18. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay 4....

            İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olmasından dolayı bu tür davaları, elinde geçici (İİK.m.105) veya kat'i (İİK.m.143) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilmektedir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olmakla birlikte aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından (veya bozulmasından) sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda mahkemece davacıya 20.01.2016 tarihli duruşmada aciz vesikası sunulması yönünde gelecek duruşmaya kadar süre verildiği, bu süre içerisinde aciz vesikası ibraz etmediği gibi, sonrasında da davalı borçlunun adresinde haciz de yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, dava şartı olan geçerli bir aciz vesikasının bulunmaması (İİK. 105-143 Md.) sebebi ile davanın reddine karar verilmesi gerekir....

              e devrettiğini, tasarrufun davalının müvekkile olan borcunun doğumundan sonra yapıldığını belirterek, dava konusu Ilgın ilçesi, ... ada 45 parsel 7 nolu bağımsız bölüm olarak kayıtlı olan davalı ... adına kayıtlı gayrimenkule ilişkin davalılar arasında yapılan satış ve devir işleminin müvekkilin alacağı miktarıyla sınırlı olarak iptali ile ... İcra Müdürlüğünün 2015/2139 sayılı takip dosyasında haciz ve satış yetkisinin tanınması ile takibin devamını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/2, 115/1-2, İİK 277 gereğince usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, borçlunun aciz halinin olması gerekir....

                DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : 1. Davacı vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile yukarıda tarih ve sayısı gösterilen mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması talep edildiğinden, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, gereği düşünüldü; I. YARGILAMA SÜRECİ : Davacının Talebi: 2. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili varlık yönetim şirketinin ticari faaliyeti kapsamında, dava konusu alacağı Denizbank A.Ş.'...

                UYAP Entegrasyonu