İcra Dairesi'nin 2020/6441 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı tarafından cari hesap mutabakat belgesi dayanak gösterilerek davalı borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takibe önce Adana İcra Müdürlüğünde başlandığı, borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine alacaklının yetki itirazını kabulü ile dosyanın yetkili İzmir İcra Müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın İzmir İcra Müdürlüğüne gönderildiği, örnek 7 ödeme emrinin davalı borçlu vekiline 10/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin ödeme emri tebliğinden önce 03/09/2020 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 04/12/2020 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür....
-----sayılı takip dosyasının ------- incelenmesinde: Ödeme emrinin---- tarihinde borçlu ----- edildiği, borçlu ----- tarihinde tebliğ edildiği, borçlular adına -------- tarafından 06/08/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde olduğu ancak borca itiraz dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamenin incelenmesinde vekaletnameyi verenin borçlu---- --- adına vekaletin bulunmadığı, ibraz edilen vekaletin de borçlu ----kapsamadığı, icra dairesince --- karar tensip tutanağı ile takibin durdurulduğu, borçlu gider avansı olmadığından borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir. Mahkememizce celse arasında---- ----- adına vekaletname sunulup sunulmadığı sorulmuş, icra dairesinin ----tarihli cevabı yazı ile --------adına düzenlenen vekaletnamenin gönderildiği görülmüştür....
Talep, İİK’nın 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nün İcra Mahkemesi'nden takibin taliki ya da devamı konusunda bir karar verilmesi isteğine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki; İİK 97/1. maddesinde; ’’İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. ‘’düzenlemesi yer almaktadır. Bu durumda İİK. nın 97/1. maddesi, icra müdürüne dosyayı re’ sen ve derhal icra mahkemesine göndermek, İcra Mahkemesine ise icra dosyası içeriğine göre “ takibin devamına veya talikine karar vermek “ görevi yüklemiştir. Yasal düzenleme çok açık olup, İcra Mahkemesince , İcra Müdürlüğü’ nün İİK. nın 97/1. maddesine ilişkin talebi üzerine vereceği karar, “ takibin devamına veya talikidir”, başka bir karar verilemez....
Talep, İİK’nın 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nün İcra Mahkemesi'nden takibin taliki ya da devamı konusunda bir karar verilmesi isteğine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki; İİK 97/1. maddesinde; ’’İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. ‘’düzenlemesi yer almaktadır. Bu durumda İİK. nın 97/1. maddesi, icra müdürüne dosyayı re’ sen ve derhal icra mahkemesine göndermek, İcra Mahkemesine ise icra dosyası içeriğine göre “ takibin devamına veya talikine karar vermek “ görevi yüklemiştir. Yasal düzenleme çok açık olup, İcra Mahkemesince , İcra Müdürlüğü’ nün İİK. nın 97/1. maddesine ilişkin talebi üzerine vereceği karar, “ takibin devamına veya talikidir”, başka bir karar verilemez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu ,davacı vekili tarafından ödeme emrinin ve takibin iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinin içeriğinde ihtarnameye itiraz edildiği ve davalıya borcunun bulunmadığı ifade edildiğinden talep borca itiraz mahiyetinde olup mahkeme kararında da açıklandığı gibi itirazın takibin şekline göre icra müdürlüğüne yapılması gerekir....
İcra müdürlüğünün 2020/6895 esas sayılı dosyasına süresinde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, borcun ödendiğini, icra müdürlüğü itirazları üzerine takibi durdurduğnu, duran takibe istinaden takibin devamı için yasalar itirazın iptali veya itirazın kaldırılması için alacaklıya başvuru hakkı tanıdığını, ancak alacaklının bu başvurular yerine şikayet yolu ile takibin devamını sağlamaya çalıştığını, davanın kötü niyetle açıldığını, icra Müdürlüğü 04.05.2021 tarihli kararı ile yetki yönünden takibi durdurduğunu, 13.10.2020 tarihinde borca itirazlarına istinaden takibi durdurduğunu, şikayet için yedi günlük yasal süreyi geçtiğini, şikayetin reddinin gerektiğini, Bursa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu kabul edilse bile borca itiraz da olduğundan dolayı takibin devamının mümkün olmadığını, sadece yetki yönünden takibin devamının hiç bir fayda sağlamadığını, borca itiraz da mevcut iken takibin kanunun belirlediği yöntemler ile (itirazın iptali veya itirazın kaldırılması) devam etmesini sağlamak...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2021 NUMARASI : 2021/474 ESAS - 2021/391 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/01/2021 NUMARASI : 2020/283 ESAS 2021/83 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2020/15486 sayılı dosyasında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu senetten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, verilen bu senedin teminat senedi olduğunu , borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine itiraz ettiğini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Alacaklının icra takibine konu ettiği borca itiraz ediyoruz.” şeklinde borca itirazlarını bildirdiği, ancak borca itirazında teminat senedi iddiasının ileri sürülmediği, alacaklının duran takibin devamını sağlamak için icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep ettiği, borçlular vekilinin itirazın kaldırılması aşamasında 17.02.2021 tarihli cevap dilekçesinde “…Müvekkiller hakkında başlatılan takibin sebebi ise müvekkillerin murisi Saim Keser’in düzenlediği 300.000 TL’lik teminat senedidir. Söz konusu senet T1 teminat amaçlı verilmiş olup, T1 tarafından söz konusu senet karşılığında herhangi bir bedel ödenmemiştir…” şeklinde beyanda bulunduğu, takibe dayanak senette teminata ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya senedin önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir....
İcra Dairesi'nin 2019/33418 Esas sayılı takibe konu borçların kapanması vaadiyle imzalatıldığını, müvekkilinin aynı borca ilişkin olarak ikinci kez borçlu yapıldığını ileri sürerek, müvekkili aleyhine yapılan takibe yönelik borca itirazının kabulü ile, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda; borca itiraz eden borçlunun bu iddiasını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....