Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fethiye İcra Müdürlüğünün 2021/10818 Esas sayılı dosyası ile davalı şirket vekilince davacı borçlu aleyhine toplam 41.357,52 TL alacağın tahsili talebi ile yapılan ilamsız takipte asıl alacak kalemleri yanında fatura ibaresine yer verilmiş, davacı borçluya gönderilen ödeme emri üzerinde de "ekinde örnek 7 ödeme emri vardır" ve tebliğ zarfı alt kısmında da "bu zarfta tahsil harcı makbuzu (sayman mutemedi alındısı) vardır" ibarelerine yer verilmiştir. HMK'nın "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297/2 maddesine göre, dava dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak, bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece kendiliğinden nazara alınmalıdır. Somut durumda açılan davada usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK 58/3 ve 61/1....

Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu ödeme emrinin Cevdet Tiren isimli kişiye tebliğ edildiğini, ancak Cevdet Tiren'in tebliğ tarihinde şirket yetkilisi olmadığını ve Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları ile de bu durumun ortaya çıkacağını, Tebligat yönetmeliğinin 21.maddesine göre tebligatın usulsüz ve geçersiz olduğunun açık olduğunu ve açtıkları davanın süresinde olduğunun kabulünün gerektiğini, emsal Yargıtay kararında da belirtildiği üzere tebligatın usulsüz ve geçersiz olduğunun açık olduğunu, takibe dayanak senedin taraflar arasında akdedilmiş olan 09/03/2017 tarihli protokolün 2.8 maddesinde düzenlendiğini ve sözleşme ekinde takibe konu senedin teminat senedi olarak davalıya teslim edildiğini, protokolde açıkça yazılı olduğu üzere söz konusu senedin teminat senedi olduğunu ve senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılmasının mümkün olmadığını...

İcra Müdürlüğü'nce 2020/2209 esas sayılı icra takip dosyasından Düzce Tapu Sicil Müdürlüğü'ne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazların tapu kaydına 07/07/2020 tarihinde İİK m. 150/c şerhinin işlendiği, hacze karşı şikayeti incelemeye Sakarya İcra Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle takibin iptali ve haczedilmezlik şikayeti yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ayırma ve yetkisizlik kararının usulsüz olduğunu, haczedilmezlik iddiasının mülkiyetindeki tüm yerler ile ilgili olduğunu ve icra müdürü tarafından re'sen gözetilmesi gerektiğini, satışa konu edilen 375 ve 351 parsel yönünden dikkate alınması gerektiğini, verilen ipoteklerin zirai kredi için zorunlu ipotekler olduğunu, takiplerin iptali gerektiğini, hukuksuz takip nedeni ile satış yapıldığını, Düzce İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir....

Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....

    Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "... usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi" gerekli olup, bu durumda, usulsüz tebliğ şikayeti, 7 günlük süreden sonra yapılmış olmakla icra emri tebliğ işlemi kesinleşmiştir. Bu durumda Mahkemece, usulsüz tebliğ ve diğer şikayetlerin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla; alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

      İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 3.İcra Müdürlüğü 2018/19437 E. sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, tebligatlardan davacının 19.04.2019 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini davalının müvekkilinin amcası olduğunu, yeğeninin tüm adreslerini evde ve işte olduğu saatleri dahi bildiğini, savunma hakkının ve itirazlarını kullanmasını bu suretle engellediğini, davacı lehdara müracaat koşulu protesto yapılmadığından takibin iptali gerektiğin ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

      Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Davacı vekili dava dilekçesinde, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten 06.07.2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, usulsüz tebliğ şikayetini 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 17.07.2020 tarihinde ileri sürdüğünden usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine karar vermek gerekmekte iken, Mahkemece şikayetin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsizdir. İlama aykırılık şikayeti süresiz olarak ileri sürülebilir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun olarak tebligat yapıldığını, takipten 14.09.2020 tarihinde haberdar olunduğu iddiasını da kabul etmediklerini, davanın reddine ve davacının tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Davacı tarafın ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayetinin kabulü ile 16.07.2020 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ve geçersiz olduğuna ve TK'nun 32. maddesine göre ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen 14.09.2020 tarihi olarak düzeltilmesine. Davacı tarafın borca itiraz ile ilgili taleplerinin takibin türüne göre İİK'nun 62. maddesine göre görev yönünden usulden reddine dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İtiraz eden borçluların murisi ...'ya ölümünden önce 29.01.2013 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin usulsüz tebligat şikayeti ya da borca itirazda bulunmadığı, ancak borçlu mirasçılarının borçlu murise yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, senet üzerindeki parmak izlerinin murise ait olmadığını, kime ait olduğunun anlaşılamadığını, murisin okuma yazma bilmediğini, borçlandırıcı işlemin noter kanalıyla yapılmaması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istedikleri anlaşılmaktadır....

        ve T2 aleyhine Tebligat Kanunu Hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğini belirterek şikayetin kabulü ile usulsüz ödeme emrinin iptaline, müvekkilleri Hatice Günay Özdemir ile T2 yönünden usulsüz olarak yapılan tebligatın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu