A.Ş'ye ödeme emrinin 29.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirketin vekili vasıtasıyla süresi içinde 05.08.2020 tarihinde takibe itiraz ettiğini ve takibin borçlu şirket açısından durduğunu, anılan 05.08.2020 tarihli itiraz dilekçesinde Çelik Turizm İnş. A.Ş. vekilinin diğer dosya borçlusu T3 adına da takibe itiraz ettiğini, bu borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın sonuç doğurmayacağını, ödeme emrinin borçlu T3'e 13.08.2020'de tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra bu borçlunun icra dosyasına yaptığı bir itirazın bulunmadığını, bu sebeple borçlu T3 yönünden haciz talebinde bulunulduğunu, ancak icra müdürlüğünce 03.09.2020 tarihinde "dosya borcunun tamamına ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz etmiş olduğundan takibin durdurulmasına, bu nedenle alacaklı vekilinin haciz taleplerinin reddine" şeklinde karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe ancak yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Somut olayda borçlu, İİK'nun 33. maddesi kapsamında icra emrinin tebliğinden önceki ve sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğu iddiasıyla icra emrine itiraz ederek, icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını istemiştir. Bu nedenle borçlu vekilinin ödeme nedeni ile icra takibinin iptali talebini inceleme görevi İİK. 33. maddesi gereğince İcra Mahkemesine aittir....
Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.nun 172. maddesine göre, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda; borçlunun, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte icra mahkemesine başvurarak, itiraz ve şikayetlerini bildirdiği, mahkemece, anılan itiraz ve şikayetlerin takip yoluna göre İİK.nun 172. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiğinden bahisle talebin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir....
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı 01.06.1996 başlangıç tarihli sözlü kira akdine dayanarak 04.02.2014 tarihinde tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 450,00 TL’den 2012 yılı kira bedeli, aylık 500,00 TL’den 2013 yılı kira bedeli ve aylık 550,00 TL’den 2014 yılı Ocak ayı kira bedeli toplamı 11.950,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte tahsilini istemiş, ödeme emri davalı kiracıya 18.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu tarafından 28.04.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edilmiş ise de, 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra itiraz dilekçesi verildiğinden, Ezine İcra Dairesi’nin 30.04.2014 tarihli kararı ile süresi içerisinde yapılmayan itirazın reddine ve takibin devamına karar verilmiştir....
arasında imzalanan kooperatif kredisinde diğer davalıların kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilip, takibe geçildiği ancak davalıların itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı bankanın aynı alacak için daha önce ... 1.icra müdürlüğünün 2003/211 sayılı dosyası ile takibe geçtiği, itiraz sonucu takibin durduğu, davacı bankaca bu dosya hakkında hiçbir işlem yapmadan yeniden dava konusu 2003/3261 sayılı takibe giriştiği, itiraz nedeniyle takibin durduğu, davacının itirazın kaldırılması için İcra Hukuk Mahkemesine açtığı davanın reddedildiğini, İİK.nun 67.maddesindeki (1) yıllık sürenin dolduğunu, davacının genel hukuki çerçevesinde alacağını ispat etmesi gerektiğini öne sürerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın takibe konu bononun krediye teminat teşkil etmek üzere verildiğini iddia ettiğini, ancak bonodaki imzalara itiraz edilmediğini, takibe konu bononun teminat bonosu olmadığını, takibe konu bonolardaki imzalara itiraz edilmediğini, bu kapsamda imzaya itiraz edilmeyen bono hakkındaki iddiaların sadece genel mahkemelerde değerlendirilebileceğini, davacıların takibe konu bono sebebiyle müvekkili bankaya borçlarının olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, davacıların %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir....
Halk Bankası A.Ş.' nin, ticari kredi sözleşmesine istinaden icra takibine giriştiğini, bu takibe davalının itiraz etmediğni, daha sonra bankanın alacağını 28.08.2003 tarihinde ...ve ...' a temlik ettiğini, temlik alan alacaklıların hem dosyanın yenilenmesi hemde temliknameyi davalı borçluya tebliğ ettirdiğini, bu sefer davalı borçlunun gerekçe göstermeksizin itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu (15.03.2004' de ), müvekkilinin alacağı 06.03.2006 tarihinde temlik aldığını, takibe itiraz bu tarihte öğrenildiği için davanın süresinde açıldığını ileri sürmüş ve haksız itirazın iptali ile % 40 tazminatın davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından ödenmeyen bono nedeniyle Gölhisar İcra Müdürüğünün 2018/753 E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, süresinde borca borçlu tarafından itiraz edilerek takibin durduğunu, borçlu davalının itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı olduğunu, itiraz dilekçesinde borçlunun takibe konu olan belge/sözleşme altında bulunan imzaya itiraz etmemiş olduğundan bu hususların kesinleştiğini, davalı/borçlunun takibe konu olan senede karşı borcunun bulunmadığını beyan ederek takibin durmasına neden olduğunu ve davalının ayrıca Gölhisar İcra Dairesinin yetkisine de itiraz ettiğini ancak söz konusu takibe dayanak olan senet üzerinde senedin tanzim edildiği yer olarak "D.Y. Çavdır" olarak belirtildiğini belirterek Gölhisar İcra Müdürlüğünün 2018/753 E. sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının hükmedilmesini talep etmiştir. II....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından ödenmeyen bono nedeniyle Gölhisar İcra Müdürüğünün 2018/753 E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, süresinde borca borçlu tarafından itiraz edilerek takibin durduğunu, borçlu davalının itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı olduğunu, itiraz dilekçesinde borçlunun takibe konu olan belge/sözleşme altında bulunan imzaya itiraz etmemiş olduğundan bu hususların kesinleştiğini, davalı/borçlunun takibe konu olan senede karşı borcunun bulunmadığını beyan ederek takibin durmasına neden olduğunu ve davalının ayrıca Gölhisar İcra Dairesinin yetkisine de itiraz ettiğini ancak söz konusu takibe dayanak olan senet üzerinde senedin tanzim edildiği yer olarak "D.Y. Çavdır" olarak belirtildiğini belirterek Gölhisar İcra Müdürlüğünün 2018/753 E. sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının hükmedilmesini talep etmiştir. II....
Davalı borçlu 09.02.2016 tarihli itiraz dilekçesi ile, alacaklının dosyaya ibraz etmediği dayanak belge suretlerinde müvekkili şirket yetkilisi tarafından atıldığı iddia olunan imza asılları görülemediğinden, belge asılları taraflarına tebliğ edildikten sonraki hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kabul etmediklerini, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle ödeme emrine, alacağa, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ettiklerini, ödeme emri ekinde hiçbir dayanak belge olmadığından takibe bu yönüyle de itiraz ettiklerini, dayanak belge aslı kasaya alındığı zamana kadar da imza ve diğer itiraz haklarını saklı tuttuklarını bildirerek itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....