Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, aidat ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, hakkında başlatılan takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının takibe kısmi itirazda bulunduğunu, yanlızca benim bu kadar borcum yoktur ibaresini kullandığını, kısmi itirazda, itiraz edilen miktarın ayrıca ve açıkça belirtilmesi gerektiğini, belirtilmez ise itirazın geçerli olmayacağını, hiç itiraz etmemiş sayılacağını,hüküm ifade etmeyeceğini, davacının takipte belirtilen miktar tutarınca sorumlu olduğunu, ödeme emrinde belirtilen miktarın aylık ödenecek aidat tutarlarının toplanması suretiyle borç miktarı olarak yansıtıldığını ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....

    'ün ölümü ile mirasçıları olan eşi ve çocuklarına karşı icra takibine konu edildiği, takibe itiraz eden davalıların yargılama sürecinde borçlu olmadıklarını ispat edemedikleri, delil sunmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıların ... ı İcra Müdürlüğü'nün 2013/2225 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe yaptıkları itirazların iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, bonoya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılardan ... ve ... takibe yapmış oldukları itirazlarında takip konusu senetteki keşideci imzasının ... ’e ait olmadığını belirterek, ayrıca imza itirazında da bulunmuşlardır....

      Ancak davalı vekili 26/04/2017 tarihli takibe kısmi itiraz dilekçesinde, müvekkili firmanın takibe ekli 15 adet faturadan 3 tanesine ilişkin olarak mal ve hizmet aldığını kabul edip, diğer faturaların firmalarıyla ilgisi bulunmadığını belirterek kalan 12 fatura bedeli bakımından kısmi itirazda bulunmuş, kabul edilen 3 adet fatura toplamı olan 6.928,11-TL'ye ilişkin ise, 2.883,00-TL için ödeme makbuzları sunmuş, kalan 4.045,10-TL'lik kısım için ise borcu kabul etmiştir. İtiraz dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere hizmet memnuniyetsizliği nedeniyle ödenme yapılmadığı beyanı kabul edilen 3 adet faturaya ilişkindir. Ancak itiraz dilekçesiyle birlikte bu 3 adet faturanın kalan 4.045,10-TL'lik borç kısmı da ödenmiştir. İtiraza konu 12 adet faturaya ilişkin bir hizmet memnuniyetsizliği iddiası bulunmamaktadır. Aksine kalan 12 faturaya ilişkin bir hizmet alınmadığı, bu faturaların davalı şirketle ilgisinin bulunmadığı belirtilerek bunlar bakımından takibe bu sebeple itiraz edilmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalılar aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçtiğini davalıların ... 3.İcra Hukuk Mahkemesinde takibe itiraz ettiklerini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı tarafından davalılar aleyhinde kambiyo hukukuna mahsus yolla takibe geçildiği davalıların icra hukuk mahkemesinde takibe itiraz ettiği ancak icra mahkemesince takibin durması yolunda karar verilmediği ve itirazın reddedildiği, ortada geçerli bir itiraz olmadığı bu durumda davacının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm vekalet ücretine yönelik olarak davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı ... arasında imzalanan kredi sözleşmesinde diğer davalıların kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğu, müvekkilinin kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhinde takibe geçtiği, ancak itiraz nedeni ile takibinin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı bankanın aynı alacak için daha önce de ... 1.İcra Müdürlüğünün 2003/211 sayılı dosyası ile takibe geçtiği, bu takibin itiraz nedeni ile durduğu, davacı bankanın bu dosya hakkında işlem yapmayıp, dava konusu mükerrer takibe geçtiğini, bu dosyayada itiraz edildiği ve davacı bankanın itirazın kaldırılması talebinin İcra Mahkemesince reddedildiğini, davacının aynı alacak için mükerrer takip yapmasının İİK’nun 68.maddesine aykırı olduğunu, ayrıca davanın İİK’67.maddesi uyarınca süresinde açılmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Dosya içerisinde mevcut olan icra dosyası fotokopi evrakı arasında borçlunun itiraz dilekçesi mevcut değilse de aynı tarihli mal beyanı dilekçesi altındaki şerhten takibe itiraz dilekçesinin bir örneğinin alacaklıya tebliğ edildiği ve süresinde vuku bulan itiraz nedeniyle aynı tarihte icra müdürlüğünce itiraz dilekçesi okunarak itirazın kabulüne karar verildiği, konulan şerh içeriğinden anlaşılmakla ve esasen tarafların da icra takibine süresinde itiraz edildiğini kabul etmeleri karşısında icra takibi kesinleşmiş sayılamayacağından, alacaklı tarafından açılan itirazın iptâli davasında işin esasına girilip, deliller toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, takibe yönelik itirazın varlığı kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

              Mahkemece, davacının kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesini ve kira bedelinin tahsilini talep ettiği, davalının ise borcu olmadığını belirterek takibe itiraz ettiği, buna göre İcra ve İflas Kanununun 68/a maddesindeki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı davacının itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabileceğinden uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. İİK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur....

                İcra Müdürlüğü'nün 2019/4211 Esas sayılı takibe yönelik itirazların reddine şeklinde hüküm kurulduğunu, oysa ki davalı defaten belirttiği gibi sıralı olarak aldığı senetlerin hiçbirinde müvekkilimin imzasının olmadığını, senette müvekkilinin imzası olmamasına rağmen davanın kısmen reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin vermiş olduğu itiraz dilekçelerinde borca ve imzaya itiraz ettiğini, açıkça imza itirazı olan Konya 4....

                Alacaklı vekili istem dilekçesinde; bonoya dayalı olarak başlattıkları genel haciz yolu ile icra takibinin borçluların itirazı üzerine durduğunu, borçluların borca itiraz ettiklerini ancak takibe konu bonodaki imzaya açıkça itiraz etmediklerini, borçluların takibe konu bononun zamanaşımına uğradığı, ödendiği, teminat senedi olduğu, borcun itfa veya imha edildiği veya ertelendiği gibi senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldırıcı bir beyan da ileri sürmediklerini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 63. maddesinin “İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez” hükmünü içerdiğini, Özel Dairenin içtihatlarına göre borçluların itiraz dilekçelerinde takibe dayanak senetteki imzalara açıkça itiraz etmediklerinden dayanak belgenin İİK’nın 68/1. maddesinde yer alan imzası ikrar edilmiş belgelerden kabul edileceğini, borçluların faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini ancak...

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe itirazları sırasında takip dosyası yerinde olmadığından kira sözleşmesindeki imzaya itiraz haklarını saklı tutarak ödeme emrinde yazılı aylık kira bedeline itiraz ettiklerini, davaya cevap sırasında takip dosyasını incelediklerini ve takip dayanağı kira sözleşmesinde müvekkili adına atfen atılı imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece duruşma açılmaksızın dosya üzerinden verilen ilk kararında, davalı vekilinin icra dosyasına süresinde yaptığı itirazda takip dosyasının yerinde olmadığını belirterek imzaya itiraz haklarını saklı tuttuğu, mevcut koşullarda takip borçlusu davalı tarafın kira akdindeki imzaya ve aylık kira bedeline itiraz ettiğinin kabulü gerektiği, takibe dayanak kira sözleşmesinin taraflar arasında ihtilaflı olduğu, mevcut koşullarda alacağın tahsil edilip edilemeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu