İcra Müdürlüğü dosyasından konulan haciz şerhine ilişkin meskeniyet şikayeti ve bu şikayete istinaden verilen bir karar mevcut ise de, satışa esas alınan İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2019/7461 Esas sayılı dosyasındaki haciz için meskeniyet şikayetinde bulunulmadığı, her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı ve bu hakkın kullanılmadığı anlaşıldığından, İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün 2019/10645 Esas sayıl dosyasından verilen 05/01/2021 tarihli kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Her dava ve şikayet açıldığı (yapıldığı) tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK. ve HGK'nun 17/03/1954 tarih ve 3/40- 49 sayılı kararı). Somut olayda; şikayete konu takip dosyasında, haciz konulan banka hesabından şikayet tarihinden sonra gönderilen paranın alacaklılara ödendiği ve alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine icra müdürlüğünce, ilgili bankaya haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Şikayet tarihinden sonra, daha önce konulan haciz sonucu borcun ödenmesi nedeniyle haczin kaldırılması, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle, mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu değerlendirilmiştir....
İlk derece mahkemesi dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayetinin, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanacağından ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağının olmadığı, davacı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmiş ise de; davacının İstanbul Anadolu 12....
İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, dava konusu taşınmaza 12/10/2016 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilinin 20/07/2017 tarihinde satış talebinde bulunarak aynı tarihte 4.000,00 TL satış avansını dosyaya yatırdığı, dolayısıyla haczin ayakta olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurarak çiftçi olduğunu ve haczedilen taşınmazların kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, borçlunun asıl mesleğinin işçilik olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. Borçlunun başvurusu, İİK'nun 82/1-4. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun bu maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
A.Ş. hakkında başlattığı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde; adı geçen borçlu şirketin şikayetçi 3. kişi Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu nezdindeki her türlü hak ve alacakları üzerine haciz konduğuna dair 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderildiği görülmektedir.Somut olayda şikayetçi üçüncü kişinin, borçluya ait hak ve alacaklarla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, 3. kişinin isteminin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, haberdar olduğunda haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu, kefil olduğu aynı borç için traktörünün icra yolu ile satıldığını, borcun bittiğinin bildirildiğini, mahkemece bu şikayeti hakkında bir inceleme yapılmadığını, barındığı evi ve ekip dikmek zorunda olduğu tarlalarının bilgisi dışında haczedilip satılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet şikayeti, haczedilmezlik şikayeti ve sair şikayete ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....
Temyize konu dava dosyası ve ekinde bulunan takip dosyasının incelenmesinden; davanın istihkak iddia eden 3. kişi konumunda bulunan .... tarafından alacaklı .... aleyhine 18.03.2013 tarihinde açıldığı, mahkemenin 2013/155 Esas numarasına kaydedildiği ve mahcuzların 3. kişiye aidiyetinin tespiti ile hacizlerin kaldırılması ve davalı alayhine %40 oranında tazminata hükmedilmesi taleplerinin bulunduğu görülmüştür. Yargılama devam ederken mahkemece, 12.07.2013 tarihli celsede verilen 2013/367 Karar sayılı karar ile haczedilmezlik şikayetinin dosyadan tefrikine ve ayrı bir esasa kaydedilmesine, kanıtlanamayan istihkak davasının ise reddine karar verilmiştir. Akabinde haczedilmezlik şikyetiyle ilgili talep yönünden dava, mahkemenin 2013/463 Esas sayısına kaydedilmiş ve yapılan yargılama neticesinde 2013/573 Karar sayılı karar ile haczedilmezlik şikayeti konusunda temyize konu karar verilmiştir....
Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır.Somut olayda ise, taşınmaz kaydı üzerine son olarak, alacaklı vekilinin 24.6.2015 tarihli talebi üzerine 29.6.2015 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçluya bildirimde bulunulmadığı, borçlunun, hacizden 16.12.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirerek 17.12.2015 tarihinde süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 29.6.2015 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürededir....
Büyükşehir Belediyesi’ndeki kiracılık haklarının haczinin talep edilmesi üzerine icra müdürlüğünce 3. kişiye gönderilen 25.7.2016 tarihli yazı, İİK'nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi olup, 3. kişi aleyhinde İİK'nun 89. maddesinde yazılı sonuçları doğurmayacağından, şikayetçinin haciz müzekkeresinin iptalini istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklı, borçlunun üçüncü kişi nezdindeki alacaklarının haczini İİK’nun 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi ile talep edebileceği gibi üçüncü kişiye haciz müzekkeresi çıkarılmasını talep etmesinde de yasal bir engel söz konusu değildir. Öte yandan; şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....