Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.11.2007 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve kötüniyet iddiasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, satış vaadinde bulunan arsa maliki ... ve dava dışı arsa maliklerinin davalı kooperatif ile 17.02. 1992 tarihinde düzenledikleri arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşa edilecek olan ... ada ... parseldeki ... blok ... numaralı ve ... ada ......

    Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/1083 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı Garanti Koza arasında akdedilen 24/10/2012 tairhli Kozapark Akkoza Konut Satım Sözleşmesi uyarınca İstanbul ili Esenyurt ilçesi Esenyurt Tapu Sicil Müdürlüğünde 382 ada Heybeli blok 20.kat 395 nolu bağımsız bölümü 244.150,00 TL bedelle satın aldığını, müvekkilinin ödemeleri yaptığını, taşınmazların teslim edildiğini ancak davalı şirketin tescilden kaçındığını, taşınmazlar hukuki ayıplı olup sorumlunun davalı şirket olduğunu belirterek dava konusu taşınmaz üzerinde teminatsız olarak 3.kişilere devir ve temlik edilebilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile ipotek, haciz ve diğer takyidatlardan ari olarak müvekkili adına tesciline karar...

      DELİLLER : Tapu kayıtları, tapu senedi, Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi Keşif, Bilirkişi raporu, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, daire satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve ipotek ve takyidattan ari tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili e-imzalı dilekçe ile davadan feragat ettiğini, feragat beyanın kabulü ile davalı vekilinin beyanları doğrultusunda, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili e-imzalı 25/05/2022 tarihli dilekçesinde davacı davasından feragat etmiş olup yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını bildirmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.09.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın redine dair verilen 15.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, biçimine uygun düzenlenen 10.10.2003 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davacının aynı tarihli fakat değişik yevmiye numarasıyla 396 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 2. katındaki bağımsız bölümün satışının vaad edildiğini ancak edimin yerine getirilmediğini açılan davanın reddini savunmuştur....

        İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tespit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda; itiraz eden banka aleyhine birleşen dosya ile ayıbın giderilmesi istemli dava açılarak; ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

        Tüketici Mahkemesinin 2020/23 Esas 2021/31 Karar sayılı kararının kaldırılarak, davanın tümü ile reddini, yargılama giderleri ve masrafın davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kayıtları, Taşınmaz Mal Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi, Banka dekontları, Bilirkişi raporu, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış ve inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ile takyidatlardan ari tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak Türk Borçlar Kanunumuzda (TBK) sözleşmelerin yapılışı bir şekle tabi tutulmamıştır. Fakat taşınmaz mülkiyetinin devrine ilişkin sözleşmelerin 818 sayılı Borçlar Kanununun 213 (TBK 237)., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706., Noterlik Kanununun 60., ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde resmî şekilde yapılacağı düzenlenmiştir....

        Mahkemece 2555 sayılı parseldeki davalı adına olan kaydın 625/1133,29 m2.lik kısmının iptali ile bu payın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Davada dayanılan 18.01.1980 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu kadastronun 884 sayılı parselin çizdirilen krokide işaretlenen 625 m2.lik kısmıdır....

          Kat, 81 NOLU bağımsız bölüm için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2019/1382 E. ve 2019/1314 K. sayılı kararı dikkate alınarak, dava konusu taşınmazın cebri icra yoluyla satışının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi, Tapu kaydı, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan dava konusu gayrimenkulün sözleşme tarihi itibariyle mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespiti, taşınmazın takyidatlardan ari şekilde tescili, ipoteklerin, ihtiyati haciz ve hacizlerin kaldırılması, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir....

          Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak verilen tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu yapılmasının önlenmesine ilişkin olduğu, bu durumun davada taraf olmayan 3....

          UYAP Entegrasyonu