Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

    "İçtihat Metni" Davacılar ... vs. ile davalılar ... vs. arasındaki davadan dolayı Mut Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 13.05.2008 gün ve 394-295 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık 10.05.2001 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal, tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,14.1.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        Bütün bu nedenlerle, biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak feshine olanak yoktur. Mahkemece, bu saptamalar bir yana bırakılarak 07.05.2001 günlü sözleşmeyi davalının tek taraflı olarak feshettiğinin kabulü doğru olmamıştır. Ancak; Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla ileride yapılması taahhüt edilen akit taşınmaz mal satışıdır. O yüzden, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını taşımalıdır. Taşınmaz satış sözleşmesinde objektif bakımdan esaslı nokta olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri, satışa konu taşınmaz ve nitelikleri, semen ve hukuki sebebi resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı- karşı davacı aleyhine 20.05.2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat, karşı davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tazminat yönünden kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 24.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- karşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olup, karşı dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir....

            satış vaadi sözleşmesi yapıldığını iddia ettiğini, müvekkili ile davacı arasında yapılmış herhangi bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin olmadığını, davacıların sözleşmenin varlığı hakkındaki iddialarını kabul etmemekle birlikte zaten sözlü şekilde yapılmış bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kanuni şekil koşullarını sağlamadığından ötürü geçersin olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, ana sözleşme açısından bağlayıcılık unsurunu taşıyabilmesi için kanunda belirtilmiş olan şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş olmasının gerektiğini, --------- göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için noterde düzenlenmesi gerektiğini, tarafların bu şekilde noterde düzenlenecek ön sözleşme niteliğindeki satış vaadi sözleşmesi ile ana sözleşmeyi akdetme iradelerini ortaya koymaları gerektiğini, davacı tarafın keşidecisi---- --------- bir adet çeki taşınmaz satış vaadinin karşılığı olarak teslim ettiğini iddia ettiğini, ortada iddia edildiği gibi taraflar arasında bir...

              satış vaadi sözleşmesi yapıldığını iddia ettiğini, müvekkili ile davacı arasında yapılmış herhangi bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin olmadığını, davacıların sözleşmenin varlığı hakkındaki iddialarını kabul etmemekle birlikte zaten sözlü şekilde yapılmış bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kanuni şekil koşullarını sağlamadığından ötürü geçersin olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, ana sözleşme açısından bağlayıcılık unsurunu taşıyabilmesi için kanunda belirtilmiş olan şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş olmasının gerektiğini, --------- göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için noterde düzenlenmesi gerektiğini, tarafların bu şekilde noterde düzenlenecek ön sözleşme niteliğindeki satış vaadi sözleşmesi ile ana sözleşmeyi akdetme iradelerini ortaya koymaları gerektiğini, davacı tarafın keşidecisi---- --------- bir adet çeki taşınmaz satış vaadinin karşılığı olarak teslim ettiğini iddia ettiğini, ortada iddia edildiği gibi taraflar arasında bir...

                Anılan hükmün 18.05.2004 tarihinde kesinleşmesinden sonra ... tarafından 25.05.2005 tarihinde açılan karşı davada ise; Davacı-karşı davalı ...’ın, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan bakiye satış bedelini süresinde ödememesi nedeniyle çekişme konusu büro niteliğindeki bağımsız bölümlerin davacıya verilmemesi gerektiğinin tespiti ile satış bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan 25.000 YTL. tazminat ve 250.000 YTL. ecrimisilin tahsili isteğinde bulunulmuştur. Mahkemece, davacı ... tarafından açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin kabulü ile; çekişme konusu büro niteliğindeki bağımsız bölümlerin vaad alacaklısı davacı ... adına tesciline, karşı davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, bilirkişi raporunda geç ödemeden kaynaklandığı saptanan 9.289,02 YTL alacağın asıl davacı ...’tan tahsiline, ecrimisil isteğinin reddine, müdahil davacılar ... ve ...’ın istemlerinin reddine karar verilmiştir....

                  Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

                  UYAP Entegrasyonu