Noterliğinin 08/11/2002 tarih ... yevmiye no'lu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile H Blokta 2. katta, güney cepheli, 2 adet bağımsız bölümü davacı ...'e satmayı vaat ve taahhüt etmiştir. Davacının dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemi bulunmaktadır. Davalı ... taşınmazların yapılacağı arsayı...'na devrettiğini savunmuş bunun üzerinede davacı muvazaa iddiasında bulunmuştur. Öncelikle dava konusu taşınmazların maliki olan ve bu taşınmazı muvazaalı olarak edindiği iddia edilen... ile davacının temlik aldığı satış vaadi sözleşmesinin borçlusu olan ...'in davada yer alması gerekir. Bu nedenle mahkemece tapu kayıt maliki... ve davacının temlik aldığı satış vaadi sözleşmesinin borçlusu olan ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/251 E. ve 2019/392 K. sayılı dosyasında verilen hükümde, davalı Uğur Gıda T3 Tic. Ltd. Şti. Açısından pasif husumet yokluğu ile davanın reddine yönelik verilen hükmün hukuka uygun olması itibariyle onanmasına, davalı T4 adına kayıtlı taşınmazın iptali ile davacı adına tesciline ilişkin kısmen kabul hükmünün hukuka aykırılık nedeniyle kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Tapu kaydı, resmi senet, Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, Mirasçılık belgesi, Çerkezköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/517 esas sayılı dosya sureti, Bilirkişi raporları, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Mahallesi 46 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına, ... oğlu ... lehine 17.10.1989 tarih ve ... yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı tapu iptal ve tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/41 E sayılı dosyasının kesinleşmesi ile davalı Orpak Makine adına hükmen tescil edildiğini, bu nedenle de dava konusu satış vaadi sözleşmesinin ifası 31.07.2017 tarihinde mümkün olduğunu, yine davalı yan kötüniyetli olarak zamanaşımı savunmasında bulunmaya devam ettiğini, zira dava konusu edilen, satış vaadine konu taşınmaz muris Nejdet Açıkgöz akrabası olan T9 teslim edilmiş olup, uzun yıllardır dava dışı T9 bu dairede oturduğunu, dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davası olup, dava dilekçenin bu yönü ile de açık olduğunu, davalı tarafın husumet itirazlarının ve dava ön şartı yokluğuna yönelik olarak yaptığı itirazların reddi gerektiğini, taraflar arasında yapılan satış vaadi sözleşmesi müvekkiller murisi ile Orpak Makine arasında yapılmış olsa da, Aypa İnşaat yetkilileri dava dilekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Orpak Makine firmasının kurucusunun eşi Aypa İnşaat yetkilisi olduğunu ve diğer yöneticileri...
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve pay tescili mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir. Dosya da mevcut kayıt ve bilgilere göre; dava konusu taşınmaz hissesi davalı ... adına kayıtlı iken 13.01.2005 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satışı vaad edilmiş ve bedeli tahsil edilerek taşınmaz teslimi de gerçekleşmiştir. Aynı hissenin 16.06.2010 tarihinde yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...'a satışı vaad edilmiştir. Davalı ... tarafından...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/604 Esası üzerinden 13.09.2010 tarihinde fereğa icbar davası açılarak taşınmazın 22.09.2011 tarihinde hükmen tescili sağlanmıştır. Bilindiği üzere taşınmaz mal satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden (TBK'nın md.29.) alır. Satış vaadi sözleşmesi bir ön sözleşmedir....
Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3.kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26.maddesi uyarınca; siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süreyle 3.kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece ayni nitelik kazanmaz. Somut olayda; ... İli, ... İlçesi, ......
Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3.kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca; siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süreyle 3.kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece ayni nitelik kazanmaz. Somut olayda; ... İli, ... İlçesi, ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi harici satış ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 02.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.10.2006 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili gelmedi. Karşı taraf davalılar Muhsin Tosun vd. vekili Av. M. Günşat Aksu geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
Mahkemece, sözleşmeye konu taşınmazların farklı bedelde olmasına rağmen sözleşmede hepsinin aynı değerden belirlenmesinin sözleşmenin teminat amaçlı olarak düzenlendiğini gösterdiğini ve 6098 sayılı TBK’nun 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle geçerli bulunmayan sözleşmeye dayanarak tescil kararı verilmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....