"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.09.2011 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 30.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 22.01.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davalılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 04.01.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
Sözleşmede bedelin nakden ve tamamen alındığı açıkça yazılıdır. Devri taahhüt edilen dairelerin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde yükleniciye değil arsa maliklerine ait olacağı kararlaştırılan dairelerden olduğu iddiası ile davacı ... Çiftçi arsa malikleri ve Şirket’e karşı açtığı tapu iptal ve tescil davasını kaybetmiş, hatta bu dava ile birleşen dava dosyasında şirketin yabancı uyruklu ortakları eldeki davaya konu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu iddiasıyla iptalini istemişler ise de iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile verilen ret kararı onanarak kesinleşmiştir. Tapu iptal ve tescil isteminden sonuç alamayan davacı ... Çiftçi bu kez ödediği bedelin faizi ile tahsilini uyuşmazlığa konu dava ile talep etmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alındığında taraflar arasındaki “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi”nin şekil itibari ile geçerli ve tarafları bağlayıcı mahiyette olduğu açıktır....
Noterliğinde 25/03/2009 tarih ve 2770 ve 2771 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi yaptığını, bu satış vaadi sözleşmesi ile Edirne, Uzunköprü, Saçlımüsellim köyü, 1651 ve 1784 parsel sayılı taşınmazları 50.000,00 TL ve 40.000,00 TL bedelle satışı vaat edilmiş şekilde işlem yapılmış ise de ortada gerçek bir satış vaadi sözleşmesi olmadığını, davalı T8 tarafından müvekkilleri aleyhine bu satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan Uzunköprü 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/35 esas ve 2016/1 karar sayılı davasında davanın reddine karar verilmiş ise de Yargıtay satış vaadi sözleşmesinin iptaline yönelik bir dava bulunmadığı gerekçesi ile kararın bozulduğunu, bu nedenle bu davanın açıldığını belirterek satış vaadi sözleşmesinin iptali ile tapudan terkinine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Davada 14.01.1983 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılarak mülkiyet aktarımı istenildiği halde hata hukuki nedeninden söz edilmek suretiyle davanın reddi doğru olmamıştır. Gerçekten, kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenen 30.12.2003 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, ... ... ... mirasçılarından ... ... ile ... ... ... mirasçıları kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, sözleşmenin içinde bulundukları durumdan yararlanılarak yapıldığını, davalı ... vekili iyiniyetli malik olduklarını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. 30.12.2003 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 305 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bir kısım davalılar miras bırakanı ... ...’dan intikal edecek paya ilişkindir. Sözleşmenin satış vaadi borçluları ... ... ile ... ...’dır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.10.2001 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşma isteminin değer yönünden reddine karar verilerek dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava konusu ... Köyü 33, 34, 35 ve 36 parsellerin tapu kayıtlarının tapu müdürlüğünden getirtilerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 27.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yukarıda izah edildiği üzere tapulu taşınmazların devri şekle bağlı ise de görünüşteki şekle bağlı devir sözleşmesi için düzenlenecek muvazaa sözleşmesinin geçerliliği şekle bağlı değildir; ancak, ispatı yazılı delil ile mümkün olacaktır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Somut olaya gelince: 24.12.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesinde, satış vaadi bedelinin nakden ve tamamen ödendiği düzenlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan imzası davacı tarafından inkar edilmeyen 30.06.2012 tarihli, 07.01.2015 tarihli protokol başlıklı belgelerden ve taraflar arasındaki İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/69 Esas sayılı dosyasında davacının dava ve beyan dilekçelerinden, satış bedelinin ödenmediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.10.2007 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.10.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av.... ile karşı taraftan davacılar vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.03.2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 04.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 19.3.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 350 m2 yer satın aldığını, 3 nolu parselden tapu iptal ve tescil talep etmiştir....
Muvazaa iddiasında bulunan muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü sözleşmenin tarafı ise, iddia senede karşı bir iddia sayılacağından bunu ancak aynı nitelikte belge ile kanıtlayabileceği HUMK’nun 288 ve 290. maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Muvazaa iddiasında bulunan muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü sözleşmenin tarafı değil ise, muvazaayı her türlü delil ile kanıtlayabilir. Somut olayda davacı, davalının murisleri ile Serik Noterliği’nde 18.07.1994 tarihinde re’sen düzenlenen satış vaadi sözleşmesine dayanmıştır. Tapu kaydından, ... parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının satış vaadi sözleşmesinin borçlusu ve davalıların murisi ... Kozan’ın adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Keşif sırasında dinlenen davalı ...’nin eşi olan davacı tanığı, taşınmazın davacı tarafından muris ...’den satın alındığını beyan etmiştir. Davada muvazaa iddiasında bulunan davalı ..., satış vaadi sözleşmesinde satışı vaat eden ... Kozan’ın mirasçısı, başka bir deyişle bu kişinin halefidir....