Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın konut satımından kaynaklı tapu iptal ve tescili ile ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olduğu, her ne kadar dava öncesinde davalı hakkında iflas kararı verilmiş ise de; davada, davalı/müflis şirketin iflas masasına giren mal ve haklara ilişkin alacak iddiasının söz konusu olmadığı, diğer bir deyişle davanın kayıt kabul davası niteliğinde bir alacağa ilişkin bulunmadığı ve davacının tapu iptali ve tescil istemi ile ipotek ve hacizlerin kaldırılması talebi yönünden İİK'nın 235. maddesinin uygulama alanının bulunmadığı, davacı ile davalı müflis şirket arasında 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi bulunduğu, davacının satıcı ve yüklenici olan davalı muflis şirket karşısında tüketici konumunda olduğu, dolayısıyla tüm davalılar yönünden özel görevli mahkeme olan tüktici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla; husumet iflas masasına yaygınlaştırılmak suretiyle uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....
Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ancak; İİK'nun 83/c maddesi gereğince, taşınmaz üzerinde ipotek bulunması halinde, teferruatın, taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün değil ise de, anılan maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez. TMK'nun 686.maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; her iki taşınmaz üzerindeki kredilerin de konut kredisi olması sebebiyle, ipoteklerin zorunlu ipotek niteliğinde olduğunu, davalı alacaklının söz konusu ipoteklerin ve kredilerin tarafı olmadığını, dava konusu meskenlerin doğmuş veya doğacak alacaklara karşılık teminat olarak verildiğine dair hiç bir ibarenin bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, davacılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki hacizlerin İİK. 'nun 82/1- 12. bendi uyarınca kaldırılması istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir....
Dava, taşınmaz üzerindeki ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, bunun mümkün olmadığı takdirde rayiç değerinin tespiti ve tahsili talebine ilişkin olup, davacının öncelikli talebi ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesine aittir....
-K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında; ... ivazlar arasında fahiş fark olduğu kabul edilebilir ise de; davalılar ... ve ... tapuda gösterilen bedel dışında da davalıya ödemede bulunduklarını savunarak buna ilişkin banka dekontları ibraz ettikleri ve taşınmaz üzerinde bulunan ipotek ve hacizlerin kaldırılıp kaldırılmadığının araştırılmadığı, bu haciz ve ipotek bedellerinin mahkemece satış bedellerinin değerlendirilmesinde göz önüne alınmadığı, bu durumda dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan hacizlerin ve ipotek bedelinin kim ya da kimler tarafından ödendiği, dosya arasında bulunan banka dekontlarına göre borçlu davalının annesi ile kardeşinin hesabına yatırılan paraların kim tarafından hangi amaçla yatırıldığı, davalılar ... ve ... tarafından tasarruf tarihinde bankadan çekilen paraların kime ödendiğinin araştırılması ondan sonra toplanacak delillere göre karar verilmesi gereğine ... değinilmiştir....
İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde belirtildiği üzere, taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotek alacaklılarının davalı olarak gösterildiği ve ipotek ile hacizlere konu alacaklar üzerinden harç yatırılmak suretiyle açılmış bir dava bulunmamaktadır. Ayrıca ipotek ve hacizlerin kaldırılması talebinin, iş bu sözleşmenin feshi ve tapunun iptaline ilişkin davanın sonucuna göre ayrı bir uyuşmazlık konusu olacağı, bu davanın sonucuna göre bu talep hakkında karar verilebileceği nazara alındığında, mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, yazılı şekilde verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; Ereğli(Konya) 1....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/49 ESAS-DERDEST DAVA KONUSU : İpotek ve Hacizlerin (Takyidatların) Kaldırılması KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Garanti Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında konut niteliğindeki taşınmaza ilişkin 02.05.2017 tarihinde konut satım sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, ödemelerini ifa ettiğini, davalının taşınmazı teslim edemese de 03.12.2019 tarihinde bağımsız bölümün kat irtifak niteliği ile tapuda temlik edildiğini, müvekkiline tapu sicilinde temlik edilen bağımsız bölümün kat irtifaklı olarak ve üzerinde birden çok haciz şerhi, irtifak ve ipotek tescili ile temlik edildiğini, irtifak ve ipotek tescilleri ve haciz şerhleri davalı firma aleyhine olup, müvekkili ile bir ilgisi bulunmadığını, taşınmaz üzerindeki tüm takyidatların fek edilip müvekkiline...
Birleşen dosya davacısı Türkiye İş Bankası vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin 2019/9149 Esas sayılı dosyasında her ne kadar taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması alacaklı olarak taraflarınca talep edilmiş ise de taleplerinin finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında yapıldığını, sadece FYY kapsamındaki taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini, alacağın tamamının tahsil edildiği anlamının çıkarılamayacağını, icra müdürlüğünden taleplerinin FYY kapsamında olduğunu, müvekkili bankadan harç talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek icra işleminin durdurulmasını, ayrıca tahsil harcının yükümlüsünün borçlu olduğunu, borçluya muhtıra gönderilmesinin gerektiğini, FYY kapsamındaki taşınmazlar üzerindeki hacizlerin harçsız olarak kaldırılmasını, müvekkil banka yönünden muhtıra öncesi müzekkerenin ve muhtıranın iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı inşaat firmasından bedeli ödenmek sureti ile satın alınan ve davacı adına tapuda devir işlemi yapılan konut niteliğindeki bağımsız bölümün üzerindeki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipotek ve hacizlerin terkini istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut bilgilerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı Türkland lehine ipotek, davalı Şekerbank lehine de hacizlerin bulunduğu sabittir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir....
Dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipotek ve hacizler göz önüne alındığında ivazlar arasında fahiş bir fark bulunmamaktadır....