TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 2 ] 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 23 ] 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 3 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki atıksu bedelinin istirdatı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, yöneticisi olduğu apartmanın 1992-2003 yılları arasında davalı belediyece tahakkuk ettirilen atık su bedellerini ödediğini, oysa belirtilen tarihler arasında belediyenin atıksu hizmetinden yararlanılmadığını ileri süerer, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 13.000.00 YTL'nin faiziyle istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Somut olayda davacı 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmeden önce tüketici sorunları hakem heyetine başvurmuş ise de, tüketici sorunları hakem heyetinin 2.081,75 TL nin davacı tüketiciye iadesine ilişkin 27.05.2014 tarihli kararı, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 22.maddesi hükümlerine göre delil mahiyetindedir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre tüketici hakem heyetince verilen delil mahiyetinde olan karara konu uyuşmazlık, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre tüketici hakem heyetinin görev alanına girmekte ise, tüketicinin yeniden tüketici hakem heyetine başvurması gerekir....
düzenlemektir.” şeklinde açıklandıktan sonra, 2. maddesinde “ Bu Kanunun 1. maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir....
Asliye ticaret mahkemesinde ise, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesinde ise "Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez." hükmü yer almaktadır. Davanın açılış tarihinin 23.02.2015 olduğu bu nedenle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlük tarihinden sonra açıldığı, bu nedenle tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 01/03/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinde; "Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı HUMK’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır....
Mahkemece, Tüketici tarafından Sabit Faizli Konut Finansmanı (Mortgage) Kredi Sözleşmesi öncesi bilgi formunda dosya masrafı ve komisyon ücreti konusunda tüketicinin bilgilendirildiği ve müzakere edildiği ve tüketicinin kabul ederek bilgi formunu imzalamış olduğu anlaşıldığından bu durumun haksız şart olarak değerlendirilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş;hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda, uyuşmazlığın çözümü sözleşme tarihi itibariyle 6502 sayılı yasa uygulamasına tabi olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca sözleşmede tüketicinin el yazısı, ad, soyad, imza ve tarihin el yazısı ile yazılması gerektiği, satıcının, sözleşmenin bir nüshasının elden aldım ve on dört gün içerisinde satıştan vazgeçme hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim ibaresinin tüketicinin kendi el yazısı ile yazılması gerektiği, cayma hakkını kullandığına dair bildirimin cayma süresi dolmadan, yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısıyla satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmesine ilişkin bildirime sözleşmede yer verilmesi gerekli olduğu düzenlemesine yer verilmiş olup, yine 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 47. maddesinde; Tüketicinin, iş yeri dışında kurulan sözleşme yada buna karşılık gelen herhangi bir öneri ile bağlanmadan önce ayrıntıları yönetmelikte belirlenen hususlarda açık ve anlaşılır şekilde bilgilendirilmesi zorunludur...
Bu durumda, tedarikçi tüketiciye fiziken elektrik tesliminde bulunmadan yani tüketicinin tedarikçiden hiç elektrik almadan ikili anlaşmadan cayabileceği öngörüldüğünden tedarikçinin bir zarara uğraması da söz konusu olmadığı gibi, yukarıda dile getirilen tüketicinin haklarını olumsuz yönde etkileyen uygulamaların önüne geçilmesi amaçlanarak, tüketicinin tedarikçi seçme hakkının caza koşulu ödenmeksizin seçmesinin önü açılmıştır. Yönetmeliğin 16. maddesinin 1/ç bendinde, "Tüketimi düşük serbest tüketicinin başka bir kullanım yerine taşınması ya da başka bir kullanım yerine taşınmaksızın kullanım yerini tahliye etmesi hali" haklı fesih sebepleri arasında sayılmış olup, bu durumda tüketicinin cayma bedeli ödemesi söz konusu değildir....
Maddesi gereğince tüketicinin talebinin kabulüne karar verildiğini ancak bu kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu kabulünün mümkün olmadığını, başvuruya konu üründe müvekkili şirkete yükletilebilecek herhangi bir ayıp bulunmadığını tüketicinin hatalı kullanımının söz konusu olduğunu, tüketici, söz konusu ürünü, teknik ve kullanım özelliklerini tam ve eksiksiz olarak, anladıktan ve öğrendikten sonra ürünü satın almış olduğunu üründe hiçbir hasar, darbe veya sorun olmadığını, olması gerektiği gibi çalıştığını, gerekli bilgilerin kendisine aktarıldığını, herhangi bir arıza durumunda ürünlerin kontrol sorumluluğunun kendisine ait olduğunu kabul ederek ürünü teslim aldığını buna göre, şikayet konusu ürünün tüketicinin bizzat kendisine sağlam ve hasarsız teslim edildiğini, tüketicinin sağlam ve hasarsız olarak satın aldığı ürünü bu haliyle kabul ettiği hususlarının açık olduğunu davaya konu ürünün , 29/06/2019 tarihinde “parmak izi okuyucu çalışmıyor, şarjı çabuk bitiyor, ses...
Tüketicinin seçimlik hakkını kullanması sonucu bu hakkı sona ermekte olduğu kabul edilmekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Seçimlik hakkını onarım şeklinde kullanan tüketicinin sözleşmeden dönme ya da değişim hakkı oluşup oluşmayacağı tartışılmalı ve seçimlik hakkın hukuki mahiyeti ve özelliği hususu üzerinde durulması gerekmektedir. Seçimlik hakkın hukuki mahiyetini açıklayan muhtelif görüşler bulunmaktadır. Burada TKHK uyarınca seçimlik hakkın bir talep hakkı olduğu ve bu taleplerden herhangi birisini seçmekle satıcının tercih edilen bu hakkı yerine getirmek zorunda olduğu açıkça vurgulanmıştır. Ayrıca bu talep hakkının dava açmadan önce ya da dava açmak suretiyle kullanılabileceği kabul edilmektedir. Tüketicinin bu hakkıyla ilgili olarak Prof. Dr. ...; Tüketici Hukuku adlı eserinde “…tüketicinin seçimlik haklarını ne mahkemenin aracılığına, ne de satıcının onayına gerek olmaksızın, yalnızca kendi iradesiyle kullanması mümkündür....
Dosya kapsamından, davacı şirketin davalılara paylı olarak sattığı iki adet bağımsız bölümün bedellerinin kısmen ödenmediğini ileri sürerek alacak isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa ile tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi tüketici mahkemelerine verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’nın 1. maddesinde Yasa’nın amacı; “... ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir” şeklinde belirtilmiştir....