Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e" ait olduğu, davalının çekin kaybolma durumunun olmadığına, karşılıksız çıktığına ve çeki davacıdan aldığına dair yemin ettiği gerekçesi ile çek iptali davası yönünden verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, menfi tespit ve istirdat davasının reddine, İİK'nın 72/5. madddesi uyarınca 150.000,00 TL'nin %20'si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- İİK 72/4 maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının alacaklı lehine sonuçlanması ve tedbir kararı ile alacağın tahsilinin gecikmesi halinde alacaklı yararına tazminata hükmolunabilir....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2020 NUMARASI : 2018/465 Esas - 2020/418 Karar DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi....

    Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, yargılama esnasında ve dosyadaki davalı kooperatifçe sunulan belgelere göre, davacının 25/04/2013 tarihinde toplam 20.629,92 TL ödediği ve kooperatif kayıtlarında herhangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmakta olup, bu durumda menfi tespit talepli olarak açılan davanın İİK'nın 72/VI. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü gözetilerek, ödenen bedelin istirdadına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde menfi tespit hükmü kurulması doğru olmamış kararın bu sebeple davacı yararına bozulması uygun bulunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit ve istirdat istemine ilişkin davada Bursa Tüketici Tüketici ile 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, diyafram lastik kalıbı yapım işinden kaynaklanan menfi tesbit ve istirdat davasıdır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 3/d maddesinde hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet olarak, 3/e maddesinde; tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır....

        Menfi tespit davasının ise 29.04.2010 tarihinde açıldığı görülmekle, İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Ödemeye rağmen davacı, uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde ise; mahkemenin kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam edeceğini taraflara açıklaması, buna rağmen davacının talebinde ısrar etmesi halinde, menfi tespit talebinin “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir....

          Harç kamu düzenine ilişkin olup, mahkememizce evvela yatırılan harcın eksik olup olmadığı incelenmiş, davacının iki ayrı davayı tek dava dilekçesi ile ikame ettiği, istirdat ve menfi tespit davaları yönünden ayrı ayrı peşin harç alınması gerektiği, istirdat davası için dava değerine göre yatırılması gereken harcın 554,84 TL, menfi tespit davası için dava değerine göre yatırılması gereken harcın ise 4.547,50 TL olduğu bu durumda yatırması gereken peşin harç miktarının toplam 5.102,34 TL olduğu, davacı vekilince de 5.102,34 TL peşin harç yatırıldığı anlaşıldığından harç eksikliği bulunmamaktadır. GEREKÇE: Dava, istirdat ve menfi tespit davasıdır. İstirdat davası, para alacağının tahsili istemine havi olması sebebiyle zorunlu arabuluculuk kapsamında olan dava türü olup. Menfi tespit davası yönünden ise dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk dava şartı bulunmamaktadır. Menfi tespit istemli dava yönünden mahkememizce tefrik kararı verilmiş, ayrı esas üzerinden kaydı yapılmıştır....

            Az yukarıda açıklandığı üzere borcun ödenmesi halinde menfi tespit davası İİK'nın 72/VI. maddesi hükmünce kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğünden ve menfi tespit davası da halen derdest olduğundan mahkemece asıl davada davaya istirdat davası olarak devam edilip sonucuna uygun bir hüküm kurulması, birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak asıl davada istirdat konusunda karar verilmemesi ve hukuki yarar bulunmayan birleşen davada işin esasının incelenmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

              Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu bono bedelinin ödendiği, davalının borç miktarının daha fazla olduğunu ispatlayamadığı, davacının yargılama aşamasında 7.455,96 TL ödemede bulunduğundan davanın istirdat davasına dönüştüğü, dolayısıyla bu bedelin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği, yasa gereği menfi tespit davaları için tazminata hükmedilebileceği, istirdat davalarında tazminata hükmetmenin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 7.455,96 TL alacağın ödeme tarihi olan 10.05.2010'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yan menfi tespit davası devam ederken borcu ödemek zorunda kalmış, işbu menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür....

                TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2020 NUMARASI : 2019/238 ESAS-2020/197 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit) KARAR : Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit) davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Yeryüzü İnşaat şirketi arasında daire satışı protokolü yapıldığını, Antalya İli, Kepez İlçesi, Habibler Mahallesi, 26748 Ada, 2 Parselde bulunan A Blok 6 no.lu bağımsız bölümün bu protokolle müvekkiline satıldığını, davalı Yeryüzü İnşaat şirketinin satış protokolüne istinaden vermiş olduğu ancak inşaatın yarım bırakılarak tamamlanmadığından ödemesinin yapılmadığı 37.600,00 TL tutarındaki senedi firma hakkında yapılan icra takiplerinin de önüne geçebilmek...

                Borçlu, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tahdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir; ilamsı icra takibinde ödemiş olduğu paranınkendisine geri verilmesi için, ilamsız icra takibi yapamaz. Borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde, bu dava sırasında ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması nedeniyle borç (alacaklıya) ödenmiş olursa, artık menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir(m.72VI) bu konu, yukarıda incelendi. İstirdat davası İİK'nda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen paranın geri verilmesi istenir....

                  UYAP Entegrasyonu