Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2010/14242-2011/12955 Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde kuşadasında bir otelde şov amaçlı gösterimden sonra ,davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 04.06.2003 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....
kapı nolu evin 30.4/29.5 dönemini kapsayan devre tatil hakkına sahip olduğunu, 14.2.2005 tarihli yazı ile davalının yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000.000 TL. harcama yaptığını ve bundan devre tatil hakkı sahiplerinin paylarına düşen kısmın ödenmesini istediğini, sözleşmeye göre devre tatil hakkı sahiplerinden devre tatil servis bedeli istenebileceğini, davalının belirlediği devre servis bedelini de ödediklerini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların kendilerinden istenemeyeceğini, bunun 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine, hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu bildirip, davalıya yenileme katkı payı adı altında ödeme yapılmaması gerektiğinin tespitiyle yaratılan muarazanın menine ve borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir....
Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet 2009/13993-2010/4354 satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında 4077 sayılı kanun kapsamında olan devre tatil sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz....
AŞ ile aralarında mevcut tüketici işlemi niteliğindeki devre tatil sözleşmesine bağlı olarak düzenlenmesinden sonra davalıya muvazaalı olarak ciro edildiğini, takip yapan hamilin kötüniyetli olduğunu ileri sürmüştür. T5 T5 tarafından Ofdoğanaylar Ltd.Şti'ne ve onun tarafından ise davalı T2'e ciro edilmiş, davalı T2 tarafından takibe koyulmuştur. Davacı ile davalı T2 arasında sözleşme ilişkisi yoktur. Davanın ve icra takibinin dayanağı olan ve davalı T2 tarafından takibe konulan bonolar emre yazılı olarak düzenlenmiş kambiyo senedidir. Ankara 12. Tüketici Mahkemesi'nin 26/04/2018 tarih ve 2014/1389 esas sayılı kararında söz konusu bonoların davacı ile dava dışı Çağ Sağlık T5 akdedilen devre tatil sözleşmesi nedeniyle düzenlendikleri iddiası ile ve borçsuzluğun tespiti talebi ile dava açılmıştır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın tüketici işleminden doğduğunun ve 6502 sayılı TKHK'nın 3 ve 73 üçüncü maddeleri uyarınca görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğunun kabulü gerekir....
AŞ ile aralarında mevcut tüketici işlemi niteliğindeki devre tatil sözleşmesine bağlı olarak düzenlenmesinden sonra davalıya muvazaalı olarak ciro edildiğini, takip yapan hamilin kötüniyetli olduğunu ileri sürmüştür. T5 T5 tarafından Ofdoğanaylar Ltd.Şti'ne ve onun tarafından ise davalı T2'e ciro edilmiş, davalı T2 tarafından takibe koyulmuştur. Davacı ile davalı T2 arasında sözleşme ilişkisi yoktur. Davanın ve icra takibinin dayanağı olan ve davalı T2 tarafından takibe konulan bonolar emre yazılı olarak düzenlenmiş kambiyo senedidir. Ankara 12. Tüketici Mahkemesi'nin 26/04/2018 tarih ve 2014/1389 esas sayılı kararında söz konusu bonoların davacı ile dava dışı Çağ Sağlık T5 akdedilen devre tatil sözleşmesi nedeniyle düzenlendikleri iddiası ile ve borçsuzluğun tespiti talebi ile dava açılmıştır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın tüketici işleminden doğduğunun ve 6502 sayılı TKHK'nın 3 ve 73 üçüncü maddeleri uyarınca görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğunun kabulü gerekir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 720 euro üzerinden itirazın iptaline, % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki sözleşmede, devre tatil sahiplerinin devre tatil ve ana taşınmazın genel giderlerinin karşılanması için takvim yılı içinde bakım aidatını ödemekle yükümlü olduğu, aynı tarihli taahhütnamede de, yıllık bakım ve onarım aidatının 120 euro olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Yine davalının 17.7.2005 - 23.7.2005, 12.9.2007 - 15.9.2007 tarihleri arasında tesiste konakladığına ilişkin belgelerin sunulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, devre tatil sözleşmesine dayanılarak davacı tarafından belirlenen yıllık aidat bedelinin fahiş olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır....
İddia şekline göre; davacının taşınmazı tatil amaçlı satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 sayılı yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, Mahkemece, ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi,yok ise, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına 31.1.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, taşınmazın müşterek mülkiyet pay devrini içeren devremülk sözleşmesi olup, bu sözleşmenin kullanma süresi ile ayni hak sağlaması davacıya Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun da tanımlanan tüketici tanımı dışına çıkarmaz. Ayrıca tatil amaçlı taşınmaz mal satışları da bu yasa kapsamında olup, yerindeliğin ve koşullarının tüketici mahkemesinde tartışılarak değerlendirilmesi gerekir. Taraflar arasındaki devre tatil satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ödeme dekontu ve sözleşme sureti de dosya kapsamında mevcuttur. Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu dava tarihinden önce 10.08.2017 tarihinde davacıya verildiği görülmüştür....
Davalı/davalılar davanın reddini savunmuş, mahkemece dava esastan incelenerek sonuçlandırılmıştır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....
Şti.) olduğunu, -Dört sözleşmelerin tamamının, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında; tüketici satış sözleşmesi niteliğinde olduğunu, tüketici satış sözleşmesinin bir tanımının, kanunda verilmediğini, tüketici satış sözleşmesinin; genel olarak, satıcı ile tüketici arasında gerçekleştrilen, satıcının satış konusu malın zilyetlik ve mülkiyetinin tüketiciye devredilmesini, buna karşılık tüketicinin satıcıya bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme şeklinde tanımlandığını, tüketici sözleşmenin konusu; bir taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmazlar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallar olabildiğini, -Dava konusu sözleşmelerin konusu da; nitelikleri sözleşmelerde belirtilmiş olan tatil amaçlı devre mülk taşınmazları olduğunu, sözleşmeye konu olan, tatil amaçlı bu taşınmazların, devre mülk tapuları müvekkile devredilmediği gibi, bu taşınmazlardan vekil edilenin hiç bir şekilde faydalandırılmadığını...