Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sigorta şirketi tarafından ticari paket sigorta sözleşmesi ile sigorta teminatı altına alınan iş yerinin zarar görmesi nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat davası olup ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın haksız fiile dayalı rücuen tazminat davası olup genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Dava; kat mülkiyeti kurulmuş olan anataşınmazda davalıya ait üst kattaki bağımsız bölümden sızan suyun alt kattaki bağımsız bölümde meydana getirdiği hasar nedeniyle maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Kat Mülkiyeti Yasasının Ek 1. maddesinde kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü anlaşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği öngörülmüş olmakla, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....

      Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Dava; kat irtifakı kurulmuş olan anataşınmazın çatısında dere boyu çaplarının yetersiz kalması nedeniyle yağmur sularının sızması sonucu sigortalı dairenin hasar gördüğü iddiasıyla ödenen maddi tazminatın kat maliki olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir....

        Dava konusu, davacı sigorta şirketi tarafında ödemesi yapılan tazminatın, rücuen davalılardan tahsiline yönelik itirazın iptali davasıdır. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır....

          Mahkemece toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davalılar ..., ...,... ve ... açısından davanın reddine, ... ve Genel Sigorta açısından davanın kabulü ile 11.000,00 TL. Tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücu istemine dayalı itirazın iptali davasıdır. Dava, ...nun 1301 nci maddesine dayanılarak, sigortalının halefi sıfatıyla açılmıştır. Davacı ... ile davalılar arasındaki ilişki sözleşmeden kaynaklanmamaktadır. Tazminatın kaynağını Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devam eden maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğu oluşturmaktadır....

            İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki uyuşmazlığın hukuki dayanağının kasko sigorta poliçesinden kaynaklı rücu talebini içeren bir halefiyet davası olup trafik sigortası sözleşmesinden kaynaklanan bir rücu talebi bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesine istinaden sigortalısına ödenen tazminatın TTK'nın 1472. maddesi gereği davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde "dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir....

            Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kaza sırasında sigortalı aracı ehliyetnamesiz sürücü ...’in kullandığı ve tam kusurlu olduğu, davacının rücu hakkının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 6.150.00 TL’nın, 28.02.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, ihtiyari mali sorumluluk sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat davasıdır. 2918 Sayılı KTK.’nun 95. ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 4.b. maddeleri uyarınca, sigortacının ödediği tazminatı sigorta ettirene rücu etmesi mümkün ise de, âkidi olmayan...

              Mahkemece, davanın kabulü ile 2.647,00 TL tazminat rücu alacağının 18/12/2013 rücu yazısı tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı tarafından ödenmesi gereken zarar miktarı hususunda konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılmadan davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemelere ilişkin banka dekontları hükme esas alınmıştır....

                Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile (oluşan hasara) sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur. " şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, davalı şirket ise aracın kurtarılması sırasında kusuru ile hasarın gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen araç kurtarma şirketidir....

                  ye ait olacak ise de; trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücu davasının davacı sigortacı tarafından sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren olarak görünen akide karşı açılması gerektiğinden, mahkemece davanın ... yönünden olayda alkol münhasıran etkili olmadığından esastan reddine, birleştirilen dosya davalısı ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı ise de kurulan hükmün sonucu itibariyle doğru bulunmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 4.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu