Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Dava; kat irtifakı kurulmuş olan anataşınmazda davalıya ait üst kattaki bağımsız bölümden sızan suyun alt kattaki bağımsız bölümde meydana getirdiği hasar nedeniyle sigorta tarafından ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Kat Mülkiyeti Yasasının Ek 1. maddesinde kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü anlaşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği öngörülmüş olmakla, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....

    Davalı ...şirketinin sürücüye hitaben ele aldığı 07/06/2021 tarihli rücu talepli yazısında kazada hasara uğrayan ...plakalı aracın kendilerine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, araçta 62.778,00-TL hasar bulunduğunu, bu tutarın sigortalıya ödendiğini, kazada tüm kusurun karşı tarafa ait olduğunu belirterek 19.778,00-TL'nin tahsilini talep ettiği, not olarak trafik sigorta poliçesinden 43.000,00-TL tahsil edildiği takdirde kalan tutarın 19.778,00-TL olduğunun yazıldığı görülmüştür. Dolayısıyla 62.778,00-TL hasar tutarına göre davalı işleten, dava dışı sürücü ve zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketi bu hasarın %25'ine tekabül eden kısmından yani 15.694,50-TL'sinden müşterek ve müteselsilen sorumludur. Sigorta şirketinin rücu yazısına göre trafik sigorta poliçesi teminat limitine kadar olan kısmın sigorta poliçesinden tahsiline çalışıldığı, kalan tutar için sürücü ve işletene eldeki takibin başlatıldığı anlaşılmaktadır....

      Bilindiği üzere; konu ile ilgili olarak RG. 3.7.1944 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan E. 37, K. 9 sayılı Y.B.İ.K.’da ; "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." tespitine yer verilmiştir. Yargılama konusu somut uyuşmazlık ,sözleşmenin tarafları olan davacı ... ile dava dışı sigortalı arasındaki hukuki ilişkiden değil; davacının sigortalıya yaptığı hasar tazminatı ödemesinden kaynaklanan rücu sorumluluğuna ilişkin olup dava konusu kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış aracın da hususi otomobil olduğu poliçe kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle de , somut uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, kasko sigorta poliçesinden doğan rücu istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 08.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. - 9 K. sayılı kararına göre de "Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir." şeklindedir. Somut olayda; Davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalının maliki olduğu bağımsız bölümdeki su hasarı nedeniyle ödediği tazminatı diğer bağımsız bölüm sahibi davalıdan rücuen tahsili için eldeki davayı açmıştır. Dava dışı sigortalının ve davalının taşınmazın kat irtifakı kurulu binada bulunduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, KMK'nun uygulanmasından kaynaklanan davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Dava sigorta poliçesinden kaynaklanmayıp, rücu davası olduğundan, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkiye bakılması gerekir....

            Mahkemece, davacı ... şirketinin, sigortalı araç sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilerek ödeme yaptığı, bu nedenle ödediği bedeli rücu edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. KTK.’nun 95. ve ZMSS Genel Şartları’nın B.4. maddesi uyarınca, sigortacının, tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran halleri zarar gören kişilere karşı ileri süremeyeceğine ancak sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, ../... - 2 - 2012/12870 2012/10731 tazminatın kaldırılmasını veya miktarının azaltılmasını sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine kusur oranında rücu edebileceğine göre mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın 6102 Sayılı TTK'nin 1401 vd. maddeleri uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın ticari dava niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden ibarettir....

                Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi -K A R A R- Dava, konut sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce, uyuşmazlığın kaksız fiilden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyşmazlığın ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda uyuşmazlık 6762 sayılı TTK.nin 1301 maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile (trafik kazasına) sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir....

                  Mahkemece, pasif husumet ehliyet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 1-Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Davacı ... şirketi, 2918 sayılı ... 95/2. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşemeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Araç maliki ve sigorta şirketi arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi gereğince sürücünün ağır kusuru, yeterli ehliyete sahip olmaması veya alkollü olarak araç kullanması sonucu zarara neden olduğu takdirde sigortacı kendi akidine rücu hakkına sahiptir....

                    Şti. ile aralarında 01/12/2010 tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, hasarın oluşumunda davalı şirketin hiçbir kusuru olmadığını, dava dışı şirketle imzalanan kira sözleşmesine göre kiralanan mecuru pek çok riske karşı korunması amacıyla sigorta poliçesi yapma ve bu poliçelerde davalı şirketi lehdar gösterme yükümlülüğü bulunduğunu, ödenen tazminatın lehdar olan davalı şirkete rücu edilemeyeceğini ve bu davada da ... mevzuatı genel şartları gereğince sigortacının sigortalının yerine geçmesinden kaynaklanan hakları talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu