İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/04/2022 NUMARASI : 2022/99 ESAS 2022/121 KARAR DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Yetki Belgesi Bulunmaksızın Yapılan Toplu İş Sözleşmesinin Hükümsüzlüğü (Send. K. M.45)) KARAR : Yukarıda ayrıntısı yazılan ve istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın incelenmesi sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların iddia ve savunmasının özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sendikanın 20/05/2019 tarihli yetki belgesinin düştüğünün hükümsüz kaldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi kararının özeti: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; ''Davacı T1 Ltd.Şti.'...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2019 NUMARASI : 2017/703 ESAS 2019/724 KARAR DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar KARAR : Yerel mahkemece verilen karar sonrasında istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 02.09.2016- 02.02.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından Teksif Sendikasına üye olması nedeniyle sözlü olarak feshedildiğini, işten çıkarılan işçilerin hepsinin sendikal örgütlenmenin meydana geldiği ve müvekkilinin de çalıştığı kuru bölüm ile boyahane bölümünde çalışan işçiler olduğunu beyanla, 6356 sayılı Kanunu’nun 25. Maddesi gereğince 1 yıllık ücretten az olmamak Sendikal Tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava konusu edilen Tebliğ ile, memur sendikalarına yönelik yasal düzenlemeler yapılmadığı halde bazı memur sendikaları kurularak tahakkuk dairelerininde bazı idarelerin, hukuk müşavirliklerinin mütalalarına istinaden sendikalara üye olan memurların maaş bordrolarında anılan sendikalara üye aidatı kesmeye başladığının anlaşıldığından bahisle, tahakkuk dairelerinin, memur sandikalarına ilişkin yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar herne şekilde kurulmuş bulunursa bulunsun bu sendikalara üye olan memurların bordrolarında sendikalar namına üye aidatı kesintisi yapmayacakları, dolayısıyla saymanlıkların da söz konusu sendikaların üye aidatı kesintilerine Devlet Hesaplarında yer vermemeleri konusu düzenlenmiştir. Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinde; Devlet hesaplarını tutmak, saymanlık hizmetlerini yapmak Maliye Bakanlığının görevleri arasında sayılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, ... ...Bakanlığı'nın işkolu tespitine ilişkin kararının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir....
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi'nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; "Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği" kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
-Yerel mahkemenin davalı bakanlığa harçtan muaf olmasına rağmen harç alınması şeklinde hüküm kurulması, -Davacının hangi sendikalara üye olup olmadığı, şayet üyeyse hangi tarihte üye olduğu netleştirilmeden bu sendikalara ilişkin sendika kayıt üye fişi ve gerekli belgeler getirilmeden TİS uyarınca fazla çalışma alacağının hesaplanması, -Dava dosyasındaki TİS sözleşmeleriyle davacının iddia olunan sendika ile TİS taraflarının aynı olup olmadığı netleştirilmeden hüküm kurulması, - Davacının hangi tarihte TİS hükümlerinden yararlandığı netleştirilmeden tüm çalışma dönemleri boyunca TİS'ten yararlandırılması, -Dava dosyası içerisinde yer alan mesai çizelgeleri ve belgelerinin resmi kurum tarafından düzenlenmesi nedeniyle davacının imzasına gerek bulunmadığı, bu nedenle kayıtlı dönemlerin kayıtlara göre kayıtlı olmayan dönemlerin tanık beyanlarına göre hesaplanması, tanık beyanına dayalı hesaplanması durumunda %30 hakkaniyet indirimi uygulanmaması, -Bilirkişi raporunun her dönem için...
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; banka tarafından gönderilen ihtarnamede maddi hata yapılarak sehven borç bakiyesinin 96.380,53- TL olarak yazıldığını, halbuki aynı ihtarnamenin 4 no'lu bendinde ödenmesi gereken meblağın 136.265,18- TL olduğunun belirtildiğini, aynı ihtarnamede fazlaya dair sözleşme ve mevzuattan kaynaklanan talep ve haklarını saklı tuttuklarını, %72 temerrüt faizi, faizin gider vergisi ve sair yasal ferilerin tahsil olunacağının belirtildiğini, kat ihtarnamesi ile müşterek borçlu, müteselsil kefiller ve ipotekli taşınmaz malikinin mutemerrit duruma düştüğünü, ihtarnameye itiraz edilmediğini, ihtarnamenin sadece borcun istemine ilişkin olduğunu, meblağın bildirilmesinin zorunlu olmadığını, yapılan ödemeye rağmen borcun halen devam ettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalının delilleri, icra dosyası, tapu kayıtları, müvekkil banka kayıtları, kredi sözleşmesi, ihtarname, ipotek belgeleri, bilirkişi incelemesi....
İnceleme konusu karar, iş kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, yukarıda sözü edilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun iş bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve iş kazaları ve meslek hastalığından kaynaklanan işveren ve işçi arasındaki maddi ve manevi tazminat taleplerinin temyiz incelemesi Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz incelemesi Dairemizin görevine girmeyip Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin görevine girdiğinden, dava dosyasının 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6723 sayılı Kanun ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 04.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idare yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....