Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; “İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satışa hazırlık işlemine (03.03.2021 tarihli icra memur işlemine ) ilişkin olup anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....

    Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satışa hazırlık işlemine (23/06/2021 tarihli icra memur işlemine) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 08/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satışa hazırlık işlemine ( 01/07/2021 tarihli icra memur işlemine) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 27/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satışa hazırlık işlemine ( 26/12/2019 tarihli icra memur işlemine) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 27/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satışa hazırlık işlemine (03/12/2020 tarihli icra memur işlemine) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 27/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Davalı vekili, davalının TTK’nun 25. maddesinde öngörülen muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, faturalara itiraz etmeyerek malları kabul ettiğini, kumaşları 3. kişiye satarak elinden çıkardığını, ayıptan kaynaklanan davanın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ipliklerin örüldüğü sırada iplikteki hatanın davacı şirket tarafından anlaşıldığı, ancak TTK’nun 25/2 hükmüne göre zamanında ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi örme işlemi bittikten sonra boyama işlemine geçilerek ürünlerin kumaş haline getirilip üçüncü kişilere satıldığı, malın ayıplı hali ile kabul edildiği, ayıp bilinmesine rağmen örgü ve boyama işlemine devam edildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

              O halde; mahkemece yapılması gereken iş: öncelikle, eldeki askı ilan süresi içinde açılan 2859 sayılı Kanun gereğince yapılan yenileme işlemine itiraz davası yönünden kadastro mahkemesinin görevli olduğu düşünülerek davanın tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi ve dosyanın görevli kadastro mahkemesine gönderilmesi ile kadastro mahkemesince paftaların yenilenmesi sırasında 2859 sayılı Kanunun 4. maddesi ve bu yasa hükümleri uyarınca çıkartılan yönetmelik hükümlerine aykırı işlem yapılıp yapılmadığını usûlen yaptıracağı bilirkişi incelemesi ile saptayarak süresinde açılan davanın esası hakkında hüküm kurmasının beklenmesi, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olduğu iddiasıyla davalıların tapusunun iptali ve tescil isteğiyle açılan davayı ise elde tutması gerekmektedir....

                Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Dava konusu parselasyon planının 02.10.2017-02.11.2017 tarihleri arasında askıya çıkarılarak ilan edildiği, davacı tarafından söz konusu parselasyon işlemine 25.10.2017 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, şu hâlde her ne kadar parselasyon işlemlerinde dava açma süresi sadece askı/ilan usulüne göre başlatılamamakta ise de; olayda davacı tarafından parselasyon işlemine yönelik olarak askı süresi içerisinde itiraz dilekçesi verilmiş olmakla bu tarihte davacının parselasyon işleminden haberdar olduğu anlaşılmış olup hâl böyle olunca, davacının imar uygulaması işlemine yönelik itiraz başvurusunun, parselasyon işleminin askıdan indiği 02/11/2017 tarihini takip eden 60 günün sonu olan 01.01.2018 tarihinde zımnen reddedilmiş sayılacağı, zımni ret cevabını takip eden 60 gün içerisinde de dava açılması gerektiği, buna göre dava açma süresinin son gününün 03.03.2018 tarihi olduğu, görülmekte olan davanın ise 25.05.2018 tarihinde açıldığı anlaşıldığından...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 02.08.2005 gününde verilen dilekçe ile yüzölçümü düzeltilmesi işlemine itiraz istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.06.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemine itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu