Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda taraflar ilişkinin alım-satım olduğunu ileri sürmüş iseler de; BK’nın 355. maddesi hükmünce davalı yüklenici iş sahibinin vermeyi taahhüt ettiği bir bedel karşılığında bir şey imâlini (güvenlik sistemi temin, montaj, kullanım için eğitim işlerini) üstlendiğinden taraflar arasındaki ilişki alım-satım değil eser sözleşmesi ilişkisidir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin asıl borcu edimini sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile varsa projesi ve ruhsatı ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmektir. Ayıp, sözleşmede kararlaştırılan vasıfların veya lüzumlu vasıflardan bir ya da bir kaçının eserde bulunmaması halidir. Ayıbın niteliğine göre BK’nın 360. maddesi uyarınca iş sahibinin, eseri kabulden kaçınma (sözleşmenin feshi), bedel indirimi, ayıpların giderilmesi ve ayıp nedeniyle tazminat isteme hakkı vardır....

    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Mahkemenin davalıların temyiz dilekçesinin süreden reddine ilişkin 28.3.2014 tarihli ek kararının süresinde temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede, 8.3.2013 tarihli dilekçe ile vekillikten istifa ettiğini mahkemeye bildiren davalılar vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davalı asillere 21.2.2014 ve 19.2.2014 tarihlerinde gerekçeli kararın yeniden tebliğ edildiği ve yasal süre içerisinde yeni vekillerince kararın temyiz edildiği anlaşılmakla, sonradan kararın yeniden tebliğ edilmesinin davalılara yeniden temyiz süresi tanımayacağı gerekçesine dayalı temyizin reddine ilişkin ek kararının kaldırılması gerekmiş, bu suretle işin esasının incelenmesine geçilmiştir. 2-Dava, ayıp iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davalıların 1/2 hissedar olduklar... Lodumu Mahallesindeki taşınmaz 2.9.2009 tarihinde 370.000,00 TL bedelle satın alınmıştır....

      Tüketici Mahkemesince, somut olayda sözleşmenin feshi ve ödenen bedellerin iadesinin talep edildiği anlaşılmakla sözleşmenin feshi durumunda davacı üzerinde yer alan tapunun davalıya iadesi gerektiğinden bu durumda iadesi gereken taşınmazın Yalova İlinde bulunduğu, taşınmazın aynına ilişkin davalara taşınmazın bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Yalova 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemesince, davalı taraflarca süresinde ve usulüne uygun şekilde yapılmış bir yetkisizlik itirazı bulunmadığı, dava konusu ihtilafın ve davacı talebinin taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, taşınmaz aynına ilişkin olmadığı, davanın hukuki niteliği gereği kesin yetki kuralı teşkil etmeyen ve süresi içerisinde ileri sürülmeyen yetki itirazı üzerine mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

        in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan satın aldığı evin imar planının idari yargı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle yıkım kararı alındığını ileri sürerek bu suretle ayıplı olan taşınmazın satış sözleşmesinin feshi, tapu kaydının davalılar adına tescili ve satış bedeli 370.000,00 TL nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıp iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir....

          A.Ş.nin sorumluluğunun bulunduğu, kira tazminatının menfi zarar kapsamında bulunmadığı gibi sözleşmenin de ifa imkanının bulunmadığı anlaşıldığından bedel iadesi ve menfi zarar yönünden açılan davanın kabulüne, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz ve kira tazminatı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, davacının manevi tazminat isteminin koşulları oluşmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğundan yasal faiz yürütülmesi gerektiği, davalı daha önce temerrüte düşürülmediğinden faiz başlangıcının dava tarihi olduğu anlaşıldığından birleşen davanın da kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; asıl davada tapu iptali ve tescil yönünden açılan davanın reddine, asıl davadaki bedel iadesi ve tazminat talebinin ıslah talebi doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddine, davacı ile davalılardan ... A.Ş. arasında imzalanan 04.05.2009 tarihli ... ......

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki malin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılardan ... ve ..., süresi içinde diğer davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile ... arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesi uyarınca traktörün davalıya teslim edilmesine rağmen, finansal kiralamadan kaynaklanan borcun ödenmediğini, gönderilen ihtara rağmen 60 günlük süre içinde kalan borcun asıl borçlu ile kefil olan diğer davalılar tarafından tediye edilmemesinden dolayı akdin feshedildiğini belirterek, sözleşme konusu traktörün iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında "taraflar arasındaki sözleşmenin fesih nedeniyle zarara uğradığından bahisle tazminat talep edilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme tarafların karşılıklı iradeleri ile sona erdirildiğinden protokolde sözleşmenin fesihi nedeniyle zararlardan kaynaklanan tazminat hakları saklı tutulmadığından, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                nin haciz ihbarnamesi gönderilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitinin elzem olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti sonucunda; sözleşme gereği teslimi gereken ancak teslim edilmeyen 17.03.2018 tarih 04443 nolu fatura tutarı 112.500.- TL'lik ve 17.03.2018 tarih 04440 nolu fatura tutarı 48.825.- TL'tik toplamı 161.325.- TL tutarlı faturalar içeriğine konu malzemelerin taraflarına teslimi ya da ödemelerin aynen iadesi gerektiği beyanla, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığı ve tüm yükümlülükleri İle sözleşmesel edimlerini yerine getirdiği belirlenerek davanın kabulüne, 60.000.- TL bedelli araç devri ve nakit olarak en son ödemiş olan ve faturası da davalı şirket tarafından düzenlenmesine rağmen malzemelerin gelmemiş olması nedeniyle sözleşmenin feshi ile 161.325.- TL'nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle taraflarına geri iadesine, fazlaya ilişkin haklan saklı katmak üzere, masraf ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine...

                  Buna göre davacı vekilinin ıslah istemindeki seçimlik hakka ilişkin isteminin dikkate alınmayarak sözleşmenin feshi niteliğinde bedel iadesi yönünden karar verilmesi gerektiği, Sahibinden.com internet sitesi aracılığıyla satılan araca dair satış ilanlarının dosyamız arasına alındığı, ilanda "kilometresi orjinal 245 bindedir." şeklinde açıklama yer aldığı, ancak tüvtürk yazı cevapları ve bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davacıya satılan aracın satış akdi esnasında km'sinin gerçekte 497.000 km'de olduğu davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olması gerektiği anlaşılmakla ve aracın hususi bir otomobil oluşu da dikkate alınarak sözleşmeden dönme hakkının haklı kabul edilebilir olduğu kabul ve kanaat edilerek aşağıdaki şekilde ve noter satış senedinde 40.000,00 TL yazılı ise de davacı tarafın talebi aşılmaksızın 33.750,00 TL üzerinden hüküm tesis edilmesi gerektiği" gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasındaki...

                  "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat .... .... Davalı vekili Avukatı gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı Avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tesbiti, birleşen dava ise, sözleşmenin feshi sonucu ödenen bedelin iadesi, cezai şart ve uğranılan zararların tazmini için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemlerine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu