Takip devam ederken her iki davalı menfi tespit davası açmış ve davaları birleştirilmiştir. Davacı ...'in bu işyeri ile ilgisi bulunmayıp 3. kişi durumunda olup bu davanın İş Mahkemesinde görülmesi mümkün değildir. (Davacı ... bu senedin işe girerken alınan bir senet olduğunu, kardeşinden alınan senedin ise kendinden alınan senede kefalet olmak için alındığını bildirmiş ve bu husus tanıklarca teyit edilmiştir). Birleşen dosya davacısı ...'in davası yönünden davanın İş Mahkemesi sıfatıyla aynı mahkemede görülmesi hatalı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş davacı ...'in açtığı menfi tespit davası yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek görevsizlik kararı verilmesi, davacı ...'nın açtığı dava hakkında da esastan bir karar vermektir. O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı'nın davacı ...'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, bilgisayar korsanlarının kredi kartı şifresini kırarak yaptığı alışverişlerden dolayı borcun bulunmadığı iddiasına dayalı tüketici tarafından açılan menfi tespit davasına ilişkindir. Yüksek 13. Hukuk Dairesi tarafından, uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanan menfi tespit istemi şeklinde nitelendirilerek dosya Yüksek 11. Hukuk Dairesine, bu Daire tarafından da aynı gerekçe ile Dairemize gönderilmiştir. Karar, Tüketici Mahkemesi tarafından kredi kartı hamilinin açtığı dava sonucunda verilmiş olduğundan dosyanın temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine görevini girmektedir. Ne var ki dosya işbölümü yönünden Dairemize gönderilmekle, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 30.9.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mamülleri A.Ş. arasında imzalanan sözleşme ile çeklerin avans olarak verildiğinin ispatlanmış olduğu, hal böyle olunca mal teslimini ispat külfetinin davalı satıcıya geçtiği, satıcının malları teslim ettiğini kanıtlayamadığı, ... ... ile ... ... A.Ş. arasında düzenlenen faktoring sözleşmesinin 5. maddesine göre faktoring şirketinin çekleri ... ...’ten alırken alacağın dayanağı olan sözleşme, fatura ve teslim belgesini alması gerektiği halde sözleşmenin bu maddesine riayet etmeden çek bedellerini ... ...’e ödemiş olması hususunun malını teslim almayan davacıyı bağlamayacağı gerekçeleri ile asıl ve birleşen davanın kabulüne, menfi tespite karar verilmiş, hüküm birleşen davanın davalısı ... ... A.Ş.vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... ......
Yönetim Kurulu Kararı ile belirlenen tescil ücreti ve gecikme cezasının davacı tarafça ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine konu meblağ bakımından davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak İİK'nın 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasıdır. 16. Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davadır. Borçlu icra takibinden önce veya sonra borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. İİK’da düzenlenen menfi tespit davası gerek maddi hukuk, gerekse usul hukuku bakımından genel hükümlere tabîdir. Görevli mahkeme ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 2. maddesine göre, takip konusu alacağın miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemeleridir. Yalnız kira ilişkisinden doğan alacaklar için açılan menfi tespit davasında görevli mahkeme HMK’nın 4/a maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesidir....
Davalı abonenin açtığı menfi tespit davası dosyasının incelenmesinden; her iki davanın da taraflarının ve dava konusu alacağın aynı olduğu görülmüştür. Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır. Davalı abonenin davacı aleyhine açtığı menfi tespit davası, bu davanın sonucunu etkileyecek mahiyettedir. O halde mahkemece; menfi tespit davasının bu dava yönünden bekletici mesele sayılarak neticesinin beklenilerek ve ulaşılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur. Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece bu defa; menfi tespit davasının kabul edildiği, borçlu olmadığının tespitine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/39307 esas sayılı dosyasında 3. şahıs Ziraat Bankası'nın İİK madde 72' ye göre açtığı davanın reddi sebebiyle müdürlük tarafından haciz taleplerinin başta kabul edildiğini ancak sonradan hukuksuz bir şekilde üçüncü şahsın talebi ile kesinleşme bekleneceği gerekçesiyle haciz kararından dönüldüğünü, öncelikle üçüncü şahsın açtığı menfi tespit davasının İİK 89'a göre zamanında açılmadığı için mahkemece reddedildiğini, üçüncü şahsın yasayı arkadan dolanmak için süreyi kaçırınca davasını İİK 72'ye göre açmaya çalıştığını ancak bu çabasının da beyhude olduğunu, yani ortada usulüne uygun İİK madde 89/3 kapsamında "süresinde" kanunun üçüncü şahsa verdiği hakka göre açılmış bir menfi tespit davası olmadığının mahkeme kararıyla tespit edildiğini, buna rağmen icra müdürlüğünce kararın kesinleşmesinin bekleneceğine dair bir kararın verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ortada 89. madde anlamında açılmış bir menfi tespit davası olmadığı halde her nasılsa icra müdürlüğünün İİK...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının açtığı davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan .... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, İİK 89. maddeye dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....
Ziraat Bankası tarafından kendi aleyhine yapılan ....İcra Müdürlüğü’nün 2009/136 sayılı dosyasındaki takipten dolayı borçlu olmadığını zira bu borcun diğer davalı ... ... tarafından üstlenildiğini belirterek davalı bankaya karşı menfi tespit diğer davalı ... ...’na karşı ise borcu üstendiğinin tespiti için dava açmıştır. Eda davası açılabilecek durumlarda tespit davası açılamayacağından davacının davalı ... ...’na karşı açtığı davanın farklı gerekçeyle de olsa sonucu itibarıyla reddedilmesi doğrudur. Ancak davacının davalı bankaya karşı açtığı dava, davalı-alacaklının davacı-borçluya karşı yaptığı ilâmsız takibe yönelik menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında ispat külfeti davalı alacaklıya aittir....
Mahkeme davacının 01.04.2001 vade tarihli, 2000 ABD Doları bedelli senetten dolayı borçlu olmadığını ileri sürerek açtığı davayı, bu senet hakkında daha önce aynı mahkemenin 2004/325 Esas, 2006/11 Sayılı 10.02.2006 tarihli ilamıyla davacının davalı ...'na karşı açtığı menfi tespit davasının reddedildiği ve kararın Dairemizin 2006/4798 Esas, 2006/10524 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, senet hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle reddetmiştir. Halbuki anılan davada davacı senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla menfi tespit davası açmış, senedin davacının kardeşinin davalılardan ... arasında bulunan kira ilişkisinin teminatı olarak verildiği fakat anılan davalının halen bakiye kira alacağının bulunduğu gerekçesiyle davacının açtığı menfi tespit davası reddedilmiştir....
Alıcının, satıcıdan isteyebileceği zarar ise, menfi zarardır (Örneğin, alıcının, satım sözleşmesinin kuruluşu ve ifası için yaptığı ve artık kendisi için tamamen boşa gitmiş sayılan giderler. Borçlar Kanunu madde 192/4). Hemen belirtilmelidir ki, alıcının, sablanın tamamen zaptı halinde satıcıya karşı ileri sürebileceği bu istemlerin kabul edilebilmesi için, satıcının kusurlu olup olmaması, sonuca etkili değildir. Zira satıcının bu konudaki sorumluluğu, kusursuz sorumluluktur. Bununla beraber satıcı, menfi zarar dışında, hiçbir kusurun kendisine yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının, satılanın zaptı yüzünden uğradığı diğer her türlü zararlarını da ödemekle yükümlüdür (Borçlar Kanunu madde 192/son fıkra)....