Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2020 NUMARASI : 2018/391 ESAS, 2020/272 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

    Bakiye Veresesi adına kayıtlı iken 25.08.2004 tarihinde mirasçıları adına intikal suretiyle tescillidir. 127 parsel sayılı taşınmazda satış vaadi borçlusu ... kadastro nedeni ile 480/2400 pay malikidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa dayanağı varlığı düşünülemez. Somut olayda; Mahkemenin davayı ret gerekçesi, 69, 266, 268 parsel sayılı taşınmazların iştirak halinde mülkiyet olarak kayıtlı olması nedenine dayalıdır. Satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 04.01.1996 tarihinde davacı taşınmazlarda mirasçı olmadığından ortaklık dışı 3.kişi durumundadır....

      Tarafların kök miras bırakanı ... ... oğlu ... ’nin ölmesi üzerine davacının babası olan satış vaadi borçlusu ... ve diğer mirasçılar kalmıştır. ... Hüzmeli’nin de 05.09.1997 tarihinde vefatı ile davacı ve davalıların mirasçı olarak kaldığı anlaşılmıştır. Dava konusu 69 parsel sayılı taşınmazın 960/2400 ve 268 parsel sayılı taşınmazın 80/100 payları ... ... oğlu ... Bakiye Veresesi adına kayıtlıdır. 266 parsel sayılı taşınmazda 80/100 pay ... ... oğlu ... Bakiye Veresesi adına kayıtlı iken 25.08.2004 tarihinde mirasçıları adına intikal suretiyle tescillidir. 127 parsel sayılı taşınmazda satış vaadi borçlusu ... kadastro nedeni ile 480/2400 pay malikidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

        Bakiye Veresesi adına kayıtlı iken 25.08.2004 tarihinde mirasçıları adına intikal suretiyle tescillidir. 127 parsel sayılı taşınmazda satış vaadi borçlusu ... kadastro nedeni ile 480/2400 pay malikidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa dayanağı varlığı düşünülemez. Somut olayda; Mahkemenin davayı ret gerekçesi, 69, 266, 268 parsel sayılı taşınmazların iştirak halinde mülkiyet olarak kayıtlı olması nedenine dayalıdır. Satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 04.01.1996 tarihinde davacı taşınmazlarda mirasçı olmadığından ortaklık dışı 3.kişi durumundadır....

          Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.04.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.03.2015 tarihli 2014/43863 Esas, 2015/8164 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.07.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....

            Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

            Böylece, sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağı kazanır. Tapu Kanununun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Somut olaya gelince 21.08.1996 tarihli ve 25431 yevmiye no'lu vekaletnamenin usulüne uygun şekilde düzenlendiği ve vekilin satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...'in bu vekaletname ile ...'i vekil tayin ettiği, vekilin ise 22.08.1996 tarihli ve 25473 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile müvekkilinin davaya konu 16, 132, 133 ve 428 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tamamını davacıya satmayı vaat ettiği görülmüştür....

              SAVUNMA: Davalı T3 ve davalı T4 ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde özetle; taraflarınca imzalanan 25/08/1998 tarihli satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmadığını, TMK'nun 125. maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, zira noterde yapılan satış vaadi sözleşmesinden sonra murislerine ait satışa konu taşınmazların zilyetliğinin davacıya devredilmediğini, satış vaadine konu muris babaları Ahmet Domatesçi'den ölümü ile kendilerine miras yolu ile intikal ettiğini ve edecek olan taşınmazlar denilmekte taşınmazların ada, parsel, mevkii ve miktarlarının belirtilmediğini, satış vaadi sözleşmelerinde satış vaadine konu taşınmazların açıkça belirtilmesi gerektiğini, davaya konu 25/08/1998 tarihli satış vaadi sözleşmesine karşılık 06/01/2006 tarihinde kendisi tarafından Uzunköprü 1....

              UYAP Entegrasyonu