WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, hukuki niteliği bakımından bir ön akit olup bu sözleşme ile; taşınmaz mal mülkiyetinin başkasına geçirilmesi ve başkası adına tescili değil, sadece o taşınmaz malın ileride satışına ilişkin bir sözleşme yapılması borçlanılmaktadır. Bu nedenle, satış vaadine konu taşınmazın sözleşmenin düzenlendiği sırada vaad edenin mülkiyetinde bulunmaması sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin aynen yerine getirilmesi mümkündür ancak, satış vaadinde bulunan, geçerli bir satış vaadi sözleşmesine rağmen akdi yerine getirmez ise, vaad edilen; vaad olunan satış aktinin yerine getirilmesi hususunda dava açabilir. Zira, satış vaadi sözleşmesi, satış sözleşmesinin yapılmasına tarafları icbar eder. Mahkemenin hükmü de bu satış aktinin yapılmasına ilişkindir. Bir başka deyişle mahkeme hükmü satış aktinin yerini tutar ve Türk Medeni Kanunu'nun 716....

    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım ve Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi yönünden kabulüne, ecrimisil istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; vekil edeninin dava konusu 3236 ada 8 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğunu, vekil edeni ile dava dışı yüklenici arasında 04.02.1997 tarihinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalının ise yükleniciden daire satın alan kişi olduğunu, yüklenicinin sözleşme şartlarına uymadığı gibi taşınmaz üzerinde yer alan binayı ruhsatsız ve projesiz olarak kaçak şekilde yaptığını, bunun üzerine vekil edeni tarafından açılan dava sonucunda Gaziosmanpaşa 3....

        Noterliğinde 07.07.1970 tarihve 15145 yevmiye no'lu geçerli bir satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede taraflarca belirlenen bedelin davacılar murisi tarafından davalılar murislerine nakden ve tamamen ödendiği belirtilmiştir. Böylece, resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediği ancak aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Öte yandan taşınmazın davalılar ... mirasçıları tarafından tapuda üçüncü kişilere devredilmiş olmasıyla satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davacılara devir şeklindeki ifanın artık imkansız hale geldiği açıktır. Bu nedenle, bir taahhüt muamelesi olarak geçerliliğini koruyan sözleşme gereği dava konusu taşınmazların Türk Borçlar Kanunu 77. ve 136....

          DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, ecrimisil davasının karar verilmesine yer olmadığına, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.11.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.12.2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; ... iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 13.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına özellikle, kayden davacının paydaşı olduğu 2 parça taşınmazı, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullandığı saptanmak, davalının harici satış sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkını, akitine karşı yöneltebileceği gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre,davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 248,90 .-TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davada 14.01.1983 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılarak mülkiyet aktarımı istenildiği halde hata hukuki nedeninden söz edilmek suretiyle davanın reddi doğru olmamıştır. Gerçekten, kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

                  Somut olayda, davacının elatmanın önlenmesi talebine ilişkin vazgeçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, vekil ile temsil edilen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Dava açılırken elatmanın önlenmesi talebi yönünden değer belirtilmemiş, ecrimisil talebi yönünden 10.000,00 TL dava değeri üzerinden harç yatırılmak suretiyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmiştir. Yargılama aşamasında davaya konu taşınmazın değerinin bilirkişilerce belirlenmesine rağmen, elatmanın önlenmesi talebi açısından harç yatırılmaksızın yargılamanın sonlandığı anlaşılmıştır. Elatmanın önlenmesi talebi yönünden vazgeçme sebebiyle davanın reddine karar verildiğinden bir kısım davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı şekilde bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir....

                    Mahkemece, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan ve tasarrufunu haklı kılan bir neden bulunmadığı anlaşıldığına göre elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Hemen belirtilmelidir ki; haricen satış, satın alan kişi yönünden akidine karşı ileri sürülebileceği kişisel hak sağlar. Davalı çekişme konusu bölümü haricen dava dışı yükleniciden satın aldığını savunduğuna göre, haricen satıştan kaynaklanan haklarını davacılara karşı değil, dava dışı yükleniciye karşı ileri sürebilir. Davacıların mülkiyet hakkı karşısında haricen satın almadan kaynaklanan kişisel hakka değer verilemeyeceği gibi davalının harici satın almadan kaynaklanan hapis hakkına sahip olamayacağı da tartışmasızdır....

                    UYAP Entegrasyonu