Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulü ile 196 ada 5, 6, 7, 8 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 884 parselin ihyasına ve hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08/02/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır....

      Hukuk Dairesi) 27.01.2020 tarih 2019/3401 E., 2020/416 K. sayılı ilamıyla ihraç iptal kararına karşı taraf temyizlerinin yerinde görülmediği, tapu iptal ve tescil davası yönünden; menfi tespit davasının tarihi de nazara alındığında borçlu olunan bedelin ödenmesi halinde tapu iptal ve tescile karar verilmesi hakkaniyetsiz sonuç doğuracağından birlikte ifa kuralı gözetilerek tapu iptaline karar verilmesinin doğru görülmediği, menfi tespit davasında ise yargılama masraflarının doğru gösterilmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptal ve tescil davasının reddine, davacının 13.003,50 TL borçlu olduğunun tespitine ve ihraç kararı hakkında yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl dava tapu iptali ve tescil istemine, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava tapu iptali ve tescil istemine, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece,asıl tapu iptali ve tescil davasının aktif husumetten reddine, birleşen dava yönünden ise kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili yönünden kabul ecrimisil talebi yönünden reddine karar verilmiştir....

          Mahkemece, tapu iptal-tescil isteğinin reddine, zorunlu giderlerin tahsiline ilişkin verilen karar Dairece; “...Somut olaya bu ilkeler ışığında bakıldığında davacı 3. kişi ... adına olan tapu kaydının iptalini isteyemez. Ancak, ödediği bedeli ve uğradığı zararları akdin tarafından isteyebilir. Nitekim, davacı iptal-tescil olmazsa bedel de istemiştir.O hâlde, davacının iptal tescil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Ancak davacının diğer istekleri bakımından yeterli bir inceleme yapılmamıştır.Hâl böyle olunca, bedel isteği bakımından bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususun gözardı edilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda tapu iptali ve tescil talebinin reddine , tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19.01.2015 gün ve 2014/8230 Esas, 2015/498 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili, davalı .. vekili, davalı... vekili ve davalı... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleştirilen davalar, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak verilen kararın temyizi üzerine Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....

              Dosya kapsamından; dava konusu 553 ada 43 parsel sayılı taşınmazın, 10.4.1970 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında, senetsizden ..adına tespit edildiği, tespitin itiraz edilmeksizin kesinleşerek 27.01.1971 tarihinde tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır. Dava; kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı satın alma yoluyla tapu iptal ve tescil, ayrıca tapu malikinin “ölüm” nedenine dayalı TMK 713/2 de tarif edilen olağanüstü zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır. Şu halde; somut olayda iddianın ilk bölümü tespit öncesi haricen satın alma ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Az yukarıda açıklandığı üzere dava konusu taşınmaz 27.01.1971 tarihinde tapuya tescil edilmiş, dava 21.7.2014 tarihinde açılmıştır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.12.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair verilen 12.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve cevapla birlikte davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedelin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar vermiş, hükmü taraflar temyiz etmiştir....

                  Tapu iptal ve tescil davası yönünden ise karşılıklı görevsizlik kararı bulunmakta olup, açıklanan gerekçeler nedeniyle görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1) 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince tapu iptali ve tescil davası yönünden ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 2) Birleşen orman tahdidine itiraz davası yönünden, merci tayini koşulları gerçekleşmediğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına 26.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                    O halde çekişmeli taşınmazlar arazi niteliğinde olduklarından sulu-kuru olup olmadıkları, yerleşim alanına uzaklıkları, iklim şartları, toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmi verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle tapu iptali ve tescil davalarının kesinleştiği tarihteki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi kurul raporuna dayalı verilen karar usul ve kanuna aykırıdır....

                      UYAP Entegrasyonu