, ödemelerin durdurulması ve bonoların tarafına iadesi amacıyla bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu bildirilerek, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki ve fiili imkansızlık nedeniyle feshine, ödemeler bonoya bağlandığından dolayı sözleşme nedeniyle verilen ve ödenmemiş olan 37 adet bononun 3.şahıslara ciro, temlik edilmemesi ve ödemelerin tedbiren durdurulmasına, doğmuş ve doğacak tüm talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, davalıya yapılan ödemelerin her biri fiili ödeme tarihinden başlayarak yasal faiz ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL aidat ve müvekkiline vadesi geçmiş 36.454,16 TL borcu bulunduğunu, her iki sözleşmeden kaynaklı borcu sebebiyle ödeme ıhlan gönderilmesine rağmen davacının yaklaşık 10 aydır oturduğu daireyle ilgili borcunu ödemek yerine sözleşmenin kanuni olmayan gerekçelerle feshini talep ettiğini, davacı sözleşmelerin kendisiyle müzakere edilmeden yapıldığını iddia etse de sözleşme maddelerinin müzakere edildiğini ve davacının sözleşmesini noter huzurunda imzaladığını, resmi merciler önünde imzalanan sözleşmenin şartları incelenmeden ve yeteri kadar bilgi verilmeden imzalandığı İddiasının abesle iştigal olduğunu, sözleşmenin cezai şartlar dâhil birçok maddesinin karşılıklı hükümler içeren adil bir sözleşme olduğunu, müvekkilinin aleyhine ve ciddi maddi sorumluluk getiren 4/c maddesi gibi düzenlemeler bulunduğunu, bu açıdan sözleşmenin haksız şartlar İçerdiği ve tüketici aleyhine uygulandığı, bu sebeple feshi gerektiği talebinin gerçekçi olmadığını; davacının Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2006/14920...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmenin süresinin 12. maddede imza tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendiği, sözleşmenin 01/02/2017 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin feshi başlığı altında düzenlenen 15. maddenin b bendinde; bayinin Akpet'in feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde kendisine ariyet olarak verilmiş malzemeleri teslim aldığı gibi mükemmel bir şekilde Akpet'e iade ve teslim ile mükellef olduğu, teslimin gecikmesi halinde Akpet'in her türlü kanun yollarına başvuracağı gibi bayinin geciken her gün için Akpet'e cezai şart olarak 1.000,00 dolar ödemeyi kabul ve taaahüt ettiğinin belirtildiği, sözleşmenin süre bitimi ile kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin bu maddesinin fesih halinde uygulanacak bir madde olduğu, ayrıca ilgili maddede Akpet'in feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde teslim edileceğinin belirtildiği, ancak davacı tarafça davalı tarafa sözleşmenin feshine ve ariyet...
Davalı yüklenici vekili 07.12.2016 tarihinde mahkemeye verdiği dilekçesinde, dava konusu sözleşmenin feshi sebebiyle tasfiye hesabının çıkartılarak iadesi gereken ürünlerin aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili amacıyla aynı mahkemenin 2016/611 Esasına kayıtlı olarak ayrı bir dava açtıkarını tarafları ve konusunun aynı olması ve aralarındaki zorunlu bağlantı sebebiyle davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 21.09.2017 tarihli geri çevirme kararı üzerine dosyaya sureti sunulan .... 1....
Maddesi uyarınca taraflardan birinin 3 ay önceden fesih bildiriminde bulunmaması halinde sözleşmenin birer yıllık dönemler halinde uzayacağı düzenlendiği, tarafların bu yönde bir bildirimi olmadığından sözleşmenin birer yıllık dönemler halinde uzadığını ve 2015 yılına gelindiğinde sözleşmenin sona erme tarihi olan 31/03/2015 olduğunu, bu durumda davacının sözleşmenin yenilenmesini istememesi durumunda 3 ay önceden fesih bildiriminde bulunması gerektiğini ve sözleşmenin 1 yıllık süre ile uzatılmayacağını ihtar etmesi gerektiğini ancak davacının davalı şirkete herhangi bir bildirimde bulunmadan 01/12/2015 tarihinde başka bir tedarikçi firması ile anlaştığını ve haksız şekilde sözleşmenin fesih edildiğini, sözleşmenin erken fesh edilmesi üzerine davalı şirketin erken fesih tazminatı yansıttığını, davalının zarara uğradığını, davacının yolladığı ihtarname ile erken fesih tazminatı bedellerini kabul etmediğini bildirmekle ödeme yapmadığını, davalının davacıdan 46.543,99 TL alacağının bulunduğunu...
Maddesi uyarınca taraflardan birinin 3 ay önceden fesih bildiriminde bulunmaması halinde sözleşmenin birer yıllık dönemler halinde uzayacağı düzenlendiği, tarafların bu yönde bir bildirimi olmadığından sözleşmenin birer yıllık dönemler halinde uzadığını ve 2015 yılına gelindiğinde sözleşmenin sona erme tarihi olan 31/03/2015 olduğunu, bu durumda davacının sözleşmenin yenilenmesini istememesi durumunda 3 ay önceden fesih bildiriminde bulunması gerektiğini ve sözleşmenin 1 yıllık süre ile uzatılmayacağını ihtar etmesi gerektiğini ancak davacının davalı şirkete herhangi bir bildirimde bulunmadan 01/12/2015 tarihinde başka bir tedarikçi firması ile anlaştığını ve haksız şekilde sözleşmenin fesih edildiğini, sözleşmenin erken fesh edilmesi üzerine davalı şirketin erken fesih tazminatı yansıttığını, davalının zarara uğradığını, davacının yolladığı ihtarname ile erken fesih tazminatı bedellerini kabul etmediğini bildirmekle ödeme yapmadığını, davalının davacıdan 46.543,99 TL alacağının bulunduğunu...
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin feshi, iş bedeli olarak verilen senetlerin iptâli ve ödenen iş bedelinin iadesi istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenici şirkete işin yapılmaması konusunda bir talimat vermemiştir. Davalı yüklenici şirketin sözleşme gereği edimini yerine getirmemesi üzerine, davalı yüklenici şirketi işin yapılması konusunda uyarmıştır. Davalı yüklenici şirket bu uyarıya rağmen işin yapılmasına başlamamıştır. Davacı iş sahibi sözleşme gereği iş bedelini ödemek suretiyle edimini yerine getirmiştir....
-TL ödeme yaptığını, tüm dünyayı etkileyen Covid 19 salgını nedeni ile evlenecek çift ve davetlilerin düğüne iştirak etmesi imkansız hale geldiğinden sözleşmenin feshi ile ilgili olarak mayıs ayının başında davalı şirket yetkilileri ile görüşmeye başlandığını, davalı bünyesinde çalışan ... ile müvekkili ... whatsapp üzerinden yazıştıklarını, düğün iptali konusunda taleplerini değerlendirmek üzere mutabık kaldıklarını, 19.05.2020 tarihinde muhatap yetkililerinin şirket elektronik posta adreslerine gönderilen elektronik posta ile içinde bulunulan durum ve fiili imkansızlık net bir şekilde anlatıldığını, sözleşmenin feshi bildirimi ve paranın iadesi taleplerini içeren elektronik postalarına 01.06.2020 tarihinde şirket avukatının konuyla ilgileneceği ve taraflarına yardımcı olunacağı şeklinde cevap verilmesine rağmen ne yazık ki 09.06.2020 tarihinde olumsuz cevap verildiğini, bunun üzerine davalıya ...yoğlu 16....
Daire’mizin bozma ve karar düzeltme ilâmlarında akdin feshedildiği ve fesihte davalının kusurlu bulunmadığı kabul edilmiştir. Buna rağmen sözleşmenin feshi talebinin reddi ve aynı gerekçeyle kâr kaybı isteminin reddi doğru olmadığı gibi, ödenmeyen hakediş alacağıyla ilgili davacının 24.04.2002 tarihli ihtarnamesinin tebliğ tarihi ve tanınan ödeme süresine göre temerrüt 05.05.2002 günü gerçekleştiği halde 24.09.2002 tarihinden faize hükmedilmesi de hatalı ... ./.. s.2 15.H.D. 2009/2944 2009/4269 olmuştur. Hükmün bu yönlerden bozulması gerekmekte ise de; düşülen yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Davalı, derslere başlayan davacının haklı sebep yok iken derslere devam etmediğini sözleşmenin tek taraflı feshi ve bedelin iadesi talebinin mevzuata aykırı olduğunu, sözleşmede esaslı unsurların bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle sözleşmenin feshine, senedin iptaline ödenen 2.250 YT.nın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bir davada, tarafların ileri sürdükleri vakıalara uygulanacak hukuk kaidelerini bulmak ve uygulamak HUMK.nun 76. maddesi gereğince doğrudan hakimin görevidir. Taraflar arasındaki ihtilafın 625 sayılı özel öğretim kurumları kanunu ile bu kanuna göre çıkartılan özel öğretim Kurumları Yönetmeliği ve Özel Öğretim Kurumlarında Öğrenci Ücretlerinin tesbit ve tahsiline dair yönetmelik hükümlerine göre çözümü gerekmektedir....