Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacak hukukuna ilişkin davada İstanbul 3. Tüketici ile 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, güneş enerji sistemi alım ve montaj işinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın önce 18.03.2004 tarihinde İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı bu mahkemece verilen 06.07.2004 tarihli görevsizlik kararının 12.08.2007 tarihinde tebliğ edildiği, H.Y.U.Y.'nın 193/4. maddesine göre 10 günlük yasal süre içinde dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmek üzere başvurulmadığı, davacı tarafından 01.11.2004 tarihinde müstakilen Tüketici mahkemesinde ayrı dava açıldığı, 3....

    Eser sözleşmesinden doğan davalar için, tarafların sıfatından veya işlemin mahiyetinden doğan bir nedenle tüketici mahkemesi veya ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirir bir neden yok ise, özel bir görev kuralı bulunmadığından genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Yap-işlet-devret niteliğindeki sözleşmelerle ilgili özel bir görev kuralı bulunmadığından, uyuşmazlığın, sözleşmedeki eser bölümü yönünden çıkmış olması halinde genel mahkeme, kira bölümü yönünden çıkmış olması halinde ise sulh hukuk mahkemesi davaya bakmaya görevli olacaktır. Yukarıda yapılan açıklamalar ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşme eser ve kira sözleşmesi hükümlerini içeren yap-işlet-devret sözleşmesi olup, davacı yaptığı eserin bedelini ve davalı kurumun zenginleşmesinden kaynaklanan alacak talep ettiğinden uyuşmazlığın, eser sözleşmesinden çıkmış olması nedeniyle genel mahkeme, yani asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin eser değil, satış sözleşmesi olduğunu, eser sözleşmesi olarak kabul edilse dahi; Ankara Batı Mahkemelerinin yetkili olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin Sincan olduğunu, sözleşmeye konu ürünlerin nakliyesinin bizzat davalı şirkete ait olduğunu ve müvekkili şirketin Sincandaki fabrikasında üretildiğini, ayrıca davanın konusunun para borcu olduğunu ve TBK'nın 89.maddesi gereğince müvekkilinin ikametgahının yetkili olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.03.2010 gününde verilen dilekçe ile malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmenin feshi, nama ifa istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı meydana getirilen eserden ötürü sözleşmenin feshi yapılan ödeme tutarı 7104.78 TL’nin tahsili olmadığı takdirde ücretsiz olarak ayıpların giderilmesi istemlerine ilişkindir. Davalı, yüklenici eserde ayıp olmadığını davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, eserin sökülerek davacıya iade edilmesi koşuluyla davacının yaptığı ödeme miktarı olan 7104.78 TL’nin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

        Öte yandan, her ne kadar mahkemece makinenin ayıplı olmadığı kabul edilerek davacının sözleşmenin feshi ve tazminat isteminin reddine karar verildiği, Özel Dairenin kararında, davacının sair temyiz itirazları reddedilerek hükmün bu yönüyle onandığı, bu nedenle dava konusu makinenin ayıplı olmadığı hususunun kesinleştiği belirtilmiş ise de; mahkemece hükme esas alınan 17.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda makinedeki ayıp oranının %10 olduğu belirtilmiştir. 33. Eldeki davada davacının talebi öncelikli olarak sözleşmenin feshi ve uğradığı zararının tazmini istemine ilişkin olup, uyuşmazlığa konu makinenin %10 oranında ayıplı olması dikkate alınarak, Özel Dairece davacının sözleşmenin feshi talebi yerinde görülmemiş bu nedenle davacının sözleşmenin feshine ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir....

          Mahkemece; taraflar arasındaki asıl ihtilafın karma nitelikteki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinden kaynaklandığı, ihtilafın sözleşmenin eser sözleşmesi hükümlerine tabi bölümü yönünden çıkmış olması sebebiyle davaya bakmaya sulh hukuk mahkemesinin görevli olmayıp her iki tarafın tacir olması, işin ticari iş niteliğinde olması sebebiyle ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava, TBK nın 316. maddesi gereğince akde aykırılık nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davaya konu olan 15/04/2016 tarihli kiralayanı davacı, kiracısı ise davalı olan kira sözleşmesine ilişkin olarak taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır....

          ASIL DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak BİRLEŞEN DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak KARAR TARİHİ : 21/04/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde; İDDİA : Asıl davada davacı vekili; taraflar arasında mühendislik işleri için sözleşme imzalandığını, sözleşme için sürenin 50 gün olarak tespit edildiğini, ancak kurum ile yapılan yazışmalardaki sürelerin belirlenen süreye dahil edilmeyeceğini, idarenin ilave talepleri nedeniyle sürenin uzadığını, davalının sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, ayrıca davalı tarafından gecikme cezası tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin davalıdan alacağı olduğunu ileri...

            Davacının anılan maddedeki koşulların varlığını ileri sürerek bedel artırım veya sözleşmenin feshi talebi bulunmadığından davanın uyarlama davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Yanlar arasındaki 05.11.2010 tarihli sözleşme nakit bedel karşılığı düzenlenmiş olup, fesih tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuç doğuracağı, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde olduğu gibi fesih ve ileriye etkili fesih ile tasfiye için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmamaktadır. İş sahibi tarafından sözleşmenin feshi halinde feshin haksız olduğu, fesih gerekmeyip tasfiye gerektiği ve bunun sonuçları ile ilgili eda davası açılması mümkündür. Davacının davasında tasfiye talebi yanında eda istemi bulunmamaktadır....

              VEKİLİ : DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/10/2020 KARAR TARİHİ : 01/12/2020 YAZIM TARİHİ : 11/12/2020 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ....arihleri arasında İstanbul'da düzenlenecek fuara katılım için sözleşme imzaladıklarını, faturadaki 80 m2 kullanım alanının karşılığının 67.530,18 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin 20.000,00 TL bedeli banka yolu ile davalıya gönderdiğini, ancak sözleşmeden sonra Covid-19 salgını sebebiyle sözleşmenin akdedilmeyeceğinin aşikâr olduğunu, bir çok fuarın pandemi sebebiyle ertelendiği yahut iptal edildiğini göz önüne alındığında sözleşmenin ifasının objektif olarak imkânsız olduğunun anlaşılacağını, açıklanan tüm bu nedenlerle davalıya...

                Mahkemece, sözleşmenin yapılmasına hazırlık aşaması sayılan ihaleden dönülmesi ve yazılı sözleşme yapılamamış olması sebebiyle davacının, davalıdan olumlu zarar kapsamında gelir ya da kâr kaybı isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.03.2001 gün 2001/257-285 sayılı Kararı, Dairemizin yerleşik uygulama ve içtihatları ile Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 03.02.1997 gün 4/3 sayılı kararlarına göre kamu kurumlarının taraf olduğu eser sözleşmesinden doğan davalarda feshin sözleşmeden önce veya sonraki sebeplere göre yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeksizin sözleşmenin imzalanmasından önce ortaya çıkacak ihtilâflarda idari yargı görevlidir. Davada, sözleşmenin imzalanmayıp ihalenin iptâl edilmesi nedeniyle uğranılan zararların tahsili talep edilmiş olup, sözleşmenin imzalanmamış olması sebebiyle davaya konu taleplerin idari yargıda incelenmesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu