Davalı-karşı davacı vekili, kısmi dava açılamayacağını, davacı şirketin sözleşme hükümleri gereğince yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini savunarak, asıl davanın reddi ile karşı davada ise, müvekkil şirketin haklı sebeple sözleşmeyi sona erdirdiği tarihten sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar sözleşmenin konusu tedarik ve hizmetten elde edeceği net kâr'ın yoksun kalan kısmının, cezai şart bedeli ile manevi tazminatın işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi, bedel iadesi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/160 E. sayılı dosyasında kira bedellerinin ödenmesinde temerrüde düşüldüğü ve finansal kiralama sözleşmesinin taraflar arasında kurulmadığının tespiti amacıyla dava açtığını ve bu davanın kabulüne karar verilerek, sözleşmenin kurucu hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle fesholduğunun karara bağlandığını, sözleşme konusu malın tedbir kararı ile davalıya verilmiş olduğunu, bu nedenle davalının müvekkilinden hak ve alacak talep edemeyecek olmasına rağmen müvekkili aleyhine iki ayrı icra takibi başlattığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin davalıya borçlu olmadığı miktarın tespiti ile, sözleşmenin hükümsüz hale getirilmesi nedeniyle ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkiline iadesine, bu iki talebin kabul edilmemesi halinde ise sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
sürekli işçi kadrosuna geçiş imkanı tanındığı, bu nedenle bu kapsamda olan işçilerin maddede sayılan kurumlarda çalıştırılmasına yönelik olarak imzalanan personel alım sözleşmelerinin feshedildiği, ihaleyi üstlenenenlere de, ödenen vergi, resim, harç ve paylar da dahil olmak üzere sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararlara karşılık olarak belli bir miktar tazminat ödenmesinin öngörüldüğü ve yüklenicilerin söz konusu tazminat dışında herhangi bir hak talebinde bulunmalarının mümkün olmadığının kurala bağlandığı, tamamlanan iş tutarının sözleşme bedelinin %80'ini aşmadığı somut olayda, iadesi talep edilen damga vergileri de dahil olmak üzere sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararlara karşılık olarak ödenecek tazminat tutarından başka bir hak talebinde bulunamayacağı hükme bağlanan davacı şirketin düzeltme-şikayet başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, davalıya güvenlik hizmeti veren davacının sözleşmenin feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında akdedilen 23.03.2009 tarihli Güvenlik Hizmeti Alım Sözleşmesi’nin sistematiği göz önüne alındığında, sözleşmenin feshi 9. maddede düzenlenmiştir. Bu itibarla, somut uyuşmazlığın çözümünde feshe ilişkin sözleşme hükümleri değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, anılan madde üzerinde durulmadan ve tartışılmadan, sözleşmenin yüzeysel ve lafzi yorumu ile sadece 8/5.d maddesi esas alınarak tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda eksik incelemeye dayalı olarak karar tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, makinede gizli ayıp olmadığı, tasarım hatası olduğu, bunun normal çalışmasına engel olmadığı bu nedenle bedel iadesi şartı oluşmadığından 818 sayılı B.K'nın 202/2 maddesi gereğince 1.750,00 TL bedel tenzilinin uygun olduğu gerekçesiyle 1.750,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, sözleşmenin davacı açısından geçersiz olduğu benimsenerek, ödenen aidatlar bedelinin davalıdan tahsiline, tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2012/5051-14916 2-Davacı, tatil hakkının kullandırılmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile birlikte ödediği aidat bedelleri, sözleşme bedeli ve kira tazminatının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece sözleşmenin feshine karar verildiğine göre, davacının ödediği sözleşme bedelinin de iadesi gerekir. Kaldı ki, mahkemece de gerekçeli kararda fesih koşullarının oluştuğu ve herkesin verdiğini geri almakta haklı olduğu açıklanmıştır....
Noterliği'nin 23/06/2006 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğinin davalı tarafa bildirildiği, fesih nedeniyle iade edilmesi gereken peşin ödenen kira bedellerinin iadesi için mirasçılarına ihtarname gönderildiğini ve kira bedellerinin ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibi başlattıklarını, ancak davalıların takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili ise; davacının müvekkillerine ait taşınmazda kiracı olduğunu ancak, davacının sağlık sorunlarının sözleşmenin feshi için yeterli olmadığını, öte yandan fesih ihbarının süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Bunun yanında sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yapılan ve mal varlığını eksilten harcama ve giderlerin karşılığı olumsuz zarar olduğu gibi daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılması sebebiyle gerçekleşen zarar da menfi zarar kapsamında kabul edilmektedir. ... ve Dairemizin yerleşik uygulamalarında sözleşmenin feshi halinde menfi zararın fesihten itibaren makul süre içerisinde ihale yapılması ya da ihale yapılmayan durumlarda aynı işin veya kalan işin başkasına yaptırılması durumunda ödenecek bedel ile önceki yükleniciyle sözleşme yapılmayıp aynı tarihte aynı işin ya da kalan bölümünün başka bir müteahhide yaptırılması halinde ödenecek bedel arasındaki fark olarak hesaplanacağı kabul edilmektedir....
Bunun yanında sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yapılan ve mal varlığını eksilten harcama ve giderlerin karşılığı olumsuz zarar olduğu gibi daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılması sebebiyle gerçekleşen zarar da menfi zarar kapsamında kabul edilmektedir. ... ve Dairemizin yerleşik uygulamalarında sözleşmenin feshi halinde menfi zararın fesihten itibaren makul süre içerisinde ihale yapılması ya da ihale yapılmayan durumlarda aynı işin veya kalan işin başkasına yaptırılması durumunda ödenecek bedel ile önceki yükleniciyle sözleşme yapılmayıp aynı tarihte aynı işin ya da kalan bölümünün başka bir müteahhide yaptırılması halinde ödenecek bedel arasındaki fark olarak hesaplanacağı kabul edilmektedir....