Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir....

    Sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki döneme ilişkin varsa kira bedeli öncelikle kiracıdan alınacak tazminata mahsup edilir." Yine sözleşmenin 14. maddesine göre "kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse, geçen her gün için, cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza, itirazsız olarak ödenir. " Davacı idarece fesih sonrası geç teslim nedeniyle sözleşmenin 14. maddesi uyarınca hesaplanan ceza bedelinin tahsili talep edilmiştir.Taraflar arasında geçerli sözleşmenin sona erme tarihi, yer teslim tutanağında taraflarca da kabul edildiği üzere, 04/04/2014 tarihidir. Kira akdinin sona erme sebepleri ve akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 327 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Akdin feshi için bu maddelerde yer alan koşulların bulunması tek başına yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanmış olması gerekir....

      Bu halde, davacının sözleşmenin haksız nedenle feshi nedeniyle uğranılan zararlarının tazmini isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı taraf sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan kar mahrumiyeti, portföy tazminatı ve reklam ve tanıtım giderleri talep edilmektedir.Yoksun kalınan kar istemi bakımından; taraflar arasında yapılan sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, sözleşmenin herhangi bir ihbarda bulunulmaksızın davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, davacı yanın sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle uğradığı müspet zararı talep edebileceği, davacının olağan fesih süresinin sonuna kadar belirlenecek süre ile kar mahrumiyeti isteminde bulunabileceği, her ne kadar sözleşmenin 10....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalıdan 24.10.2008 tarihli harici sözleşme ile bir taşınmaz satın aldığını, yabancı ülke vatandaşı olduğu için tapuda tescilin yapılamadığını ancak akdedilen sözleşmenin 8. maddesine göre satış bedelini ödediği ve aynı sözleşmenin 12. maddesine göre taşınmazın davalı tarafından kendisine boş ve iyi bir şekilde bırakılması gerektiği halde bu şartlarda bir teslimin gerçekleşmediğini, taşınmazın halen kaba inşaat halinde olduğunu, taşınmazın adına tescilini bu mümkün değil ise sözleşmenin feshi ile davalıya yaptığı 53.000 euro ödemenin faizi ile birlikte iadesini istemiştir....

          Ancak, depozito sadece abonenin kullanım borcu olarak ödenmeyen borçlarına yönelik bir güvence teşkil etmektedir.Sözleşmenin erken feshi sebebiyle sözleşmenin feshi sonrası davalının tahakkuk ettirdiği cezai şart faturası ise ödenmemiş enerji kullanım faturası olarak kabul edilemez.Bu nedenle davacının sözleşmenin feshi sebebiyle ödediği güvence bedelini geri alması gerektiği,ayrıca sözleşmenin erken feshi iddiasına dayalı olarak davalının ceza tahakkuk faturası yönünden açtığı davanın ise başka bir alacak davası olduğu kabul edilmelidir. İst 34 XX 211/277 E.sayılı davada, elektrik şirketinin davacı olduğu ve güvence bedelini mahsup ettikten sonra ceza faturasından kalan bakiye alacağın edildiği takibe karşı yapılan itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır....

          -TL meblağlı fatura bedeli ödenmediğinden alacak talebinde bulunduğu, faturaya konu malın karşı davalı tarafından teslim alındığının ispat edilemediği, karşı davacının hem sözleşmenin feshini hem de mahrum kalınan kârı talep ettiği, sözleşmenin feshi halinde müspet zarar niteliğindeki mahrum kalınan kârın talep edilemeyeceği, mahkemece davacı karşı davalı ... lehine 75.000....

            Taraflar arasındaki alacak ve sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl davada davacı vekili, müvekkili ve diğer arsa sahipleri ile davalı arasında 13.05.2008 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının müvekkiline isabet eden iki adet daireyi teslim etmediğini, bu nedenle davalının 17 aylık kira alacağından sorumlu olduğunu ileri sürerek, 17.000,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; karşı davada ise, karşı dava şartlarının oluşmadığını, davalının kendi kusuruna dayanarak sözleşmenin feshini talep edemeyeceğini savunarak, karşı davanın reddini istemiştir....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/493 Esas sayılı dosyasında talep edilen sözleşmenin 7.6. maddesinde kararlaştırılan, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 158/II. maddesinde tanımlanan ifaya ekli ceza olmadığından çekincesiz olarak ifanın kabul edilmesi sebebiyle cezai şart isteme hakkı düştüğünden davanın reddi gerektiği gerekçesinde isabet bulunmamakta ise de; davacı tarafından bu davada talep edilen 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106/II. maddesinde ifade edilen müspet zarar kapsamındaki gecikme tazminatı olup, sözleşmenin feshi halinde istenemeyeceği ve birleşen 2009/493 Esas sayılı dosya davacısının birleşen davadaki dilekçesine göre sözleşme 25.11.2015 tarihinde ... 52....

                - KARAR - Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi yüklenici .... .... ..... ile davalı arasında 18.02.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, binaların imali sırasında ... .... .. .. 17.07.2012 tarihinde intihar ettiğini, davalının davacıların müzayaka durumundan faydalanarak 06.09.2012 tarihinde sözleşmenin feshi ve ibraya ilişkin sözleşme imzalattığını, oysa inşaatın geldiği seviye itibariyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında istemini 669.006,18 TL'ye çıkartmıştır. Davalı vekili, taraflar arasındaki 06.09.2012 tarihli fesih sözleşmesinin geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

                  Mahkemece, davanın kabulü ile 21.000 TL.nin dava tarihinden yasıl faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle ücret alacağının tahsiline ilişkindir. Davacı ile davalı arasında 1.11.2005 tarihinde imzalanan sözleşmenin 3 yıl süreli olduğu, aylık 750 TL. Ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve davalının 20.7.2006 tarihli yazı ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, sözleşmenin feshedildiği 2006 temmuz ayından sözleşmenin sona ereceği 1.11.2008 tarihine kadar olan bakiye 28 aylık ücrete karar verilmiştir. Ancak ücret alacağının belirlenirken B.K 325 maddesinin de gözardı edilmemesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu