Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kesinti yöntemine göre yüklenicinin fesih nedeniyle yapamadığı sözleşme konusu işlerden ötürü mahrum kaldığı kâr şu şekilde belirlenmelidir: Öncelikle yapılmayan işin sözleşmenin feshi tarihindeki bedeli (eser bitmiş, borcun ifası tamamlanmış olsaydı yüklenicinin eline geçecek bedel ile sözleşmesine göre yapılan imâlat nedeniyle elde edilen bedel farkı) tespit edilmeli, akabinde, bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle sağladığı tasarruf (malzeme, işçilik, sigorta, vergi vs masraflar) ile bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa ya da başka bir iş bulmaktan kaçınmışsa kazanabileceği miktar belirlenip, bu bedelin ilk olarak bulunan yapılmayan iş bedelinden çıkarılması gerekir. Bu şekilde tespit edilen bedel, yüklenicinin kâr kaybını oluşturmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında yapılan hesaplama yöntemi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

    Davalılar vekili, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını, sözleşmenin tarafının tapu kayıt maliki olan davalı ... olmadığını, ...’nin eşi olan davalı ...’e de sözleşme yapma hususunda herhangi bir yetki vermediğini, tescil talebi bakımından her iki davalı yönünden de davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, tazminat talebine ilişkin olarak da alacağın on yıllık zamanaşımına uğradığını, şayet aleyhlerine bir alacağa hükmedilecekse davacı 1998 yılından beri davalı ...’ye ait evde kira vermeden oturduğu için son beş yılın kira alacağının aleyhlerine hükmedilmesi muhtemel alacaktan düşülmesini talep etmiştir. Mahkemece, tapu kaydında malik olarak görünen kişinin ... olduğu, adi yazılı sözleşmenin tarafının davacı ... ile davalı ... olduğu, dolayısıyla harici satış sözleşmesinin tarafının tapu maliki olan ... olmadığından tapu iptali ve ödenen bedelin tazmini davasının davalı ...'...

      Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; 28.10.2009 tarihli belgenin aslının ibrazının sağlanarak, davalı tarafa istivcap davetiyesi gönderilmek suretiyle, imza ve yazılar konusunda beyanını almak, inkar halinde HMK'nın 211. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucu imzanın/yazıların davalıya ait olduğu anlaşıldığı taktirde, sözleşmenin götürü bedel olduğu gözetilmek suretiyle teknik bilirkişiden ek rapor alınıp yapılan işin fiziki oranını bulmak ve götürü bedel olan 35.000,00 TL'ye bu oranı uygulayıp, yüklenicinin hakettiği iş bedelini bulmak, ödemelerle ilgili olarak belgedeki yazılar üzerinde de durulmak suretiyle kanıtlanan ödemelerin mahsubuyla fazla ödenen bedel varsa davacının bedel iadesiyle ilgili talebiyle ve diğer istek kalemleri hakkında da hüküm kurmak ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermekten ibarettir. Eksik soruşturmayla karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

        İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava,devre mülk sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve sözleşme gereğince davalı tarafa verilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamının incelenmesinden;davacı vekilinin dava dilekçesinde, 21.02.2019 tarihli devre mülk sözleşmesinin feshini,sözleşme gereğince yapılan bedelin iadesini ve bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve bonoların iptalini talep ettiği,davalı tarafın ,davacının sözleşme gereğince tesislerden faydalandığını belirterek buna ilişkin kayıtları sunduğu,davacı tarafın sözkonusu konaklamaların daha önceki yıllara ve başka sözleşmelere ilişkin olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul 12. Tüketici ve Yalova 3....

          gereği ispat yükünün de davalı satıcıda olmasına, davacı tüketicinin TKHK'nın 11/1- a maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince sözleşmenin feshi niteliğinde bedel iadesine karar verilmesinde istinaf edenin tarafı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olmak üzere yapılan değerlendirme de bir isabetsizlik bulunmamıştır....

          Davalı da sözleşme kapsamında iş eksilişine gidebileceğini, bu nedenle de sözleşmenin 29. maddesinde belirtilen sözleşme bedelinin %80’i ile sözleşme fiyatıyla davacının yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının %5’inin kendisine ödendiğini savunmuştur. Mahkemece sözleşmenin tamamının feshine, kesin teminatın iadesi ile davacıya 29. maddede belirtilen gerçek giderlerinin ödenmemiş olması nedeniyle bilirkişice belirlenen miktar üzerinden gerçek giderinin ödenmesine karar verilmiştir. Ancak davacı gerçek giderlerine ilişkin belge sunmadığı halde bilirkişi varsayımsal olarak bu iş için bir işçi çalıştırdığını kabul ederek, bu işçinin dokuz aylık ücreti için davacının harcadığı parayı gerçek gideri şeklinde hesaplamıştır....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/962 KARAR NO : 2022/247 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/12/2020 KARAR TARİHİ : 04/03/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından davalıdan, Romanya'ya teslim edilmek üzere 5.600 kutu nitril eldiven satın alındığı, 5.600 kutu nitril eldiven ve teslimi karşılığında 46.760,00 EURO müvekkilce davalı tarafa ödendiği, ancak Romanya'daki alıcı açısından ortaya çıkan sorun nedeniyle teslimat yapılamadığı, akabinde müvekkil ile davalı arasında yapılan görüşmeler neticesinde ürünlerin davacı müvekkile iadesi yerine bedel iadesi yapılması noktasında anlaşmaya varıldığı, bu kapsamda taraflarına ne bedeli ödenmiş ürünler iade edilmiş ne de bedel iadesi yapılmadığı, davalı tarafından 08/10/2020 tarihinde ödenmesi gereken 46.760,00 EURO'nun ödenmemesi nedeniyle davacı müvekkil...

              Davalı vekili, davacı tarafından hizmet bedeli olarak ödenen bedelin 5 yıl için verildiğini, sözleşmenin 5 yıl sonra sona ermiş olması nedeniyle davacıya iadesi gereken tutar bulunmadığını, dava konusu istasyonun intifa bedelinin 327.350,00 USD olduğunu, intifa süresinin 15 yıl olduğunu, davacının haksız eylemi nedeniyle taraflar arasında yeniden sözleşme yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                Dosyanın incelenmesinden, davacı vekilinin dava dilekçesinde sözleşmenin iptali, bedel iadesi ve tapunu davalıya iadesi ve davalı adına tescili isteminde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesinde taleplere göre kararın kesin olduğu kabul edilemeyeceğinden usul ve yasaya uygun bulunmayan 11.10.2021 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek karar kaldırılarak, davacı vekilinin temyiz talebi esasa yönelik olarak incelenmiştir. Dava, devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve tapunun iadesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, harici sözleşme sonucu yapılan taşınmazın hisseli olarak tapu devrinden sonra davacının sözleşmenin feshini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Devre mülk hakkı, 10.6.1985 tarihli 3227 sayılı Kanun’la 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na eklenen hükümlerle kabul edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu