Alacak tutarı likit ve belirlenebilir olduğu halde havale kesintisi nazara alınmayarak talep edilen takip tutarının davalının hesabına yatırılan bedel ile uyuşmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle; 1- Açılan davanın kısmen KABULÜ ile Trabzon İcra Dairesi'nin 2019/14516 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 99.952,00 USD üzerinden kaldığı yerden devamına, 2- Alacak miktarı likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin REDDİNE karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddinin isabetsiz olduğu gibi müvekkili lehine efektif satış kuru üzerinden vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Dava, taraflar arasında yapılan paket tur sözleşmesi uyarınca, mücbir sebep nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkili Semra'nın hamile olduğu ve tura katılamayacağı gerekçesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş olup, davalı vekili ise tur tarihine 30 günden daha az bir süre kaldığı dönemde sözleşmenin feshedilmesi nedeni ile zorunlu giderleri mahsup ettikleri, kalan kısmı iade ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu uyuşmazlıkta sözleşmenin iptali de istendiğinden sözleşme değeri olan 12.000,00 TL'ye göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstek, davalıdan satın alınan konteynırın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıplı malın iadesi, ödenen paranın geri verilmesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin iptali istemine ilişkin olup, iptali istenen 26.02.2010 tarihli sözleşmenin 12.000,00 TL bedelli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda iptali istenen sözleşme değerine göre davanın Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalılardan yüklenici şirket ile arsa sahipleri ... ve ... arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye ait olan 6 no'lu bağımsız bölümün 28.12.2007 tarihli taşınmaz satım vaadi sözleşmesi ile müvekkiline satıldığını, sözleşmenin tapuya şerh edildiğini, ancak yüklenicinin kat irtifakı kurulduktan kısa süre sonra taşınmazı diğer davalı ...' a sattığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., taşınmazı iyiniyetle bedelini ödeyerek satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin bedel karşılığı yapılmış olması, bu nitelikteki sözleşmenin tek taraflı irade beyanıyla feshinin mümkün olması dikkate alındığında, dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği tarihte sözleşmenin feshedildiği açıktır. Davacı iş sahibi ödediği iş bedelini geri istemekte haklıdır. Ancak davalı yüklenici şirketin de %10 oranında dönme cezasını mahsup hakkı bulunduğuna göre, davacı tarafından ödenen bedelden sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin %10'u oranındaki dönme cezası mahsup edilerek kalan iş bedelinin davacı iş sahibine iadesine karar verilmesi gerekirken, bedel karşılığı olan sözleşmenin tek taraflı irade beyanıyla feshedilmiş olacağı gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmişitir....
YAZIM TARİHİ: 10/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan alım-satım sözleşmesi ile, müvekkili şirketin davalıdan, 17/05/2021 tarihinde, "410 kva kabinli ats'li otomatik jeneratör seti" satın aldığını ve davalıya 17/05/2021 tarihinde 41.250,00-TL, 30/06/2021 tarihinde 48.125,00-TL, 01/08/2021 tarihinde 48.125,00-TL olmak üzere toplamda 137.500,00-TL bedel ödediğini ancak davalı yanın ürünü teslim etmediğini, davalı tarafça da malın teslim edilmediğinin ikrar edildiğini, bu zamana kadar herhangi bir bedel iadesi de yapılmadığını, bu nedenle davalı aleyhine ......
, sözleşmeden döndüklerine ilişkin beyanları ile artık davanın bedel iadesine dönüştüğünü, başlangıçta tapu iptali ve tescil taleplerinden feragat ettiklerini bildirerek 11/04/2019 tarihli celsede de bu taleplerin tekrarladıklarını ve tapu iptali ve tescil taleplerinin olmadığını, davanın sözleşmenin feshine ilişkin yapılan ödemelerin faizi ile iadesi ve uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğunu beyan etmiştir....
Maddesi uyarınca kiralayanın, mecurun akitten maksut olan kullanmaya salih halde teslim edilmesi ve bu halde bulundurulması ile yükümlü olduğu, kiralananın anahtarlarının bizzat davacıya teslim edilmediği, davacıya teslimi için tevdi yeri de tayin ettirilmediği nu nedenle kiracının kira ödeme yükümlülüğünün doğmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne davalı kiralayanın takibe itirazının iptali ile 15.600 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kira sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile kiralayan kiralanan şeyin kullanılmasını veya ondan yararlanmasını kiracıya bırakmak, kiracı da buna karşılık kiralayana bir bedel ödemek yükümlülüğündedir. BK. 249/2 fıkrası gereği kiralayanın kiralananı sözleşme ile güdülen amaca göre kullanmaya elverişli bir durumda teslim etmemesi yahut yararlanmayı ehemmiyetli surette azaltacak bir halde teslim etmesi halinde kiracının iki seçimlik hakkı bulunmaktadır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2014 NUMARASI : 2014/3161-2014/2847 Uyuşmazlık, devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve ödenen bedel ile davalının verilen senetlerin iadesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 02.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının sözleşmenin feshinin iptali davasını açmakla iradesinin sözleşmenin ayakta kalmasını sağlamak olduğu, davalı tarafça hesaplanan bakiye bedelin iadesini almamasının da sözleşmeyi ayakta tutmak istemesinin doğal bir sonucu olduğu ancak sözleşmenin feshi ile birlikte davacının ödediği bedelin iadesinin gerektiği, davalının davacıdan tahsil ettiği parayı tevdi etmeyerek uhdesinde tutmasının alacaklının temerrüdünü oluşturduğu, davalı tarafça iade edilmesi gereken bedel tevdi edilerek borcundan kurtulmak yerine söz konusu davanın kesinleşmesini müteakip davacı hesabına bedelin semeresiz gönderilmesi ile borcun sona erdiğinin mahkemelerce kabulü yerinde görülmemiştir....