Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık ve istinaf istemi; sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı alacak isteğine ilişkin olup, bu anlamda taraflar arasında trafik kazasından veya sigorta ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığına göre. istinaf isteğini inceleme görevi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasında 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli olan ve HSK tarafından belirlenen İş Bölümü düzenlemesi uyarınca, 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına ait bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli daireye gönderilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; Dosyanın, görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, HMK 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda kesin olarak oy birliği ile karar verildi....

Mahkemece, davacının gerçekte borçlu olmadığı bir ödemeyi borçlu olduğu zannı ile yaptığını iddia ederek davalı kurumdan tahsilini talep etmekte olduğu, davacının iddiasına göre, davacının sebepsiz yere aktifinde azalma olması suretiyle, davalının zenginleşmiş olduğu, bu durumda mevcut davada sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği, sebepsiz zenginleşmede zamanaşımı süresinin 1yıl olduğu, davacının son ödemeyi yaptığı 21.04.2005 tarihinde zamanaşımı süresi başladığında, 22.04.2006 tarihinde son bulmakta olduğu, oysa davanın 14.08.2008 tarihinde açılmış olup bu yönüyle davanın zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında 10.01.2005 tarihli abone sözleşmesi mevcuttur Ek tüketim faturası uyarınca fazla ödenen meblağın iadesi istemi sözleşmeden kaynaklanmakta olup zamanaşımı süresi BK'nun 125. maddesi uyarınca 10 yıldır....

    Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 11/11/2005 tarihli olduğu, davacının trafik tescil bürosundan gerekli araştırmayı yaparak araç üzerinde herhangi bir haciz ya da kısıtlama olup olmadığını kontrol etme imkanın bulunduğunu, dava tarihi itibari ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sözleşmeden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK.nun madde 76, HMK madde 33)....

      Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalının yerleşim yerinin Samsun olduğu, İİK 50. maddesinde para ve teminat borcu için takip hususunda HMK hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağının düzenlendiği, HMK hükümlerine göre genel yetkili mahkemelerin davalının yerleşim yeri mahkemeleri olduğu, HMK 10. maddesinde sözleşmeden kaynaklanan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiş ise de; somut olayda icra takibine konu alacağın sözleşmeden kaynaklanan bir alacak olmayıp, fazladan ödenen sebepsiz zenginleşildiği iddia olunan bedel için yapılan takip olduğu, bu sebeple genel yetkili olan davalının yerleşim yeri mahkemeleri yetkili olduğundan ve yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle yetkili icra dairesinden takip yapılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılarak çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkündür....

          Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda; ipotek verdiği taşınmaz icra marifetiyle satıldığına göre; davacı taşınmazın ihale tarihi itibariyle gerçek değerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalı taraftan talep edebilecektir. Davacının gerçek zararı, ipotek verdiği taşınmazın ihale tarihi itibariyle gerçek değeridir. O halde Mahkemece; öncelikle dosyanın konusunda uzman bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden ihale tarihi itibariyle gerçek zararın belirlenmesi konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

            Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 818 sayılı Borçlar Yasasının 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilecek olup, somut uyuşmazlıkta iadeyle yükümlü olunan tutarın faiz başlangıcının belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan anılan maddelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme sorumluluğunda giderim için sebepsiz zenginleşenin ayrıca temerrüdü gerekmez. Faiz, sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren başlar....

              Bu hususlar bir yana bırakılarak sebepsiz zenginleşme hükümlerinden bahisle yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilirler. Taraflar arasında imzalanan 31.05.2018 tarihli harici satış sözleşmesi ile özellikleri sayılan dairenin satışı hususunda anlaştıkları, 25.06.2018 tarihli ek protokolde satış bedeline mahsuben 196.020,64 TL nin davacı tarafından davalıya ödendiği tarafların kabulündedir. davacının geçersiz sözleşme gereğince davalı tarafa ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği gözetilmeden yazılı şekilde davacının TMK 2 maddesi kapsamında hakkını kötüye kullandığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı alıcının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiği satış bedelini geri isteyebileceğinin kabulü ile, taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır....

                Fesih halinde taraflar, birbirlerinden aldıklarını sebepsiz zenginleşme kapsamında bir birlerine iade ederler. Eserin reddedilemeyecek derecede üretimi ve tesliminde ise iş sahibi artık sözleşmenin geriye etkili feshini talep edemez. Mahkemeniz dosyasında davacı tarafça davalıya ihtar gönderilmiş ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu