Mahkemece, davacının sözleşmeden caymış olması nedeniyle fesih bildirimi haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir....
Somut olayda, yukarıdaki yerleşik Yargıtay uygulamaları da nazara alındığında, davacı taraf dava dilekçesinde terditli olarak sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıpsız misli ile değişim, ücretsiz onarım ve bedel iadesi taleplerinde bulunmuş, 19/11/2019 tarihli duruşmada davacı vekili yine terditli olarak öncelikle ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarım ve gizli ayıp sebebiyle yapılacak ücretsiz onarımdan kaynaklı değer kaybından kaynaklı bedelin tahsilini talep etmiş ve yerel mahkemece davacı tarafa hangi seçimlik hakkı kullandığı hususu açıkça hasrettirilmeksizin terditli taleplerden satıcı davalı aleyhine sözleşmeden dönme ve bedel iadesine hükmedilmiş, bunun sonucu olarak ta üretici/ithalatçı davalı yönünden husumet yokluğu sebebiyle usulden red kararı verilmiş olmasının ve dolayısıyla davacı/tüketiciye ayıp sebebiyle aracın satış tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması...
Bilirkişi heyetinin mahallinde yaptığı incelemede 07/01/2020 tarihi itibariyle dava konusu bağımsız bölümün de içinde yer aldığı projenin temel kazısının yapıldığı, parsel üzerinde kaba inşaatı yarım kalmış blokların olduğu ve devam eden bir inşaatın bulunmadığının tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 10/08/2015 tarihli ve sözleşmedeki teslim tarihinin de 31/12/2017 olduğu, işbu davanın ise 05/11/2018 tarihinde ikame edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da ayıplı mal sunulması hali için tüketiciye tanınmış seçimlik haklardan biri olup, dava konusu uyuşmazlığın tüketici işlemi olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamakla davacı tüketicinin taahhüt edilen süre geçmesine rağmen dairesini teslim almaması nedeniyle ayıplı mal durumunun ortaya çıkması nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını TKHK kapsamında kullanması mümkündür....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taşınmazın onarım bedeli olarak hesaplanan 13.723,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, gizli ayıp nedeniyle taşınmaz satış sözleşmesinin feshi ile bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yargılama aşamasında keşif yapılmış ve uzman bilirkişiden rapor alınarak, dava konusu taşınmazdaki gizli ayıp niteliğinde olan hususların onarımı için yapılması gereken masraf hesaplattırılarak bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
-TL paspas bedeline yönelik talebin davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle Reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönerek araç bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiş, davalı ithalatçı şirket ise davacının ithalatçı olan şirketlerine karşı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunamayacağını savunmuştur.Davacı aracını ... Otomotiv İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.'den satın almış olup, davalı ... Servis Tic. A.Ş. bu durumda satıcı değil aracın ithalatçısı konumundadır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2020 NUMARASI : 2018/1041 ESAS, 2020/368 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme Ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Sabiha Savaşçı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı firmadan 26/06/2018 tarihinde koltuk takımı ve ekleri, TV ünitesi ve takımı, yemek takımı ve ekleri olmak üzere salon takımı aldığını, müvekkilinin satın aldığı ürünlerin...
Son ve Tic. A.Ş olduğunu, T2 ismi ise müvekkilinin markası olduğunu, müvekkilinin perakende satış yapmakta olduğunu, kendisine ait mağazası bulunmadığını, müvekkilinin davanın tarafı olmadığını, üretici olan müvekkilinden bedel iadesi istenemeyeceğini, davacının dava dilekçesinde seçimlik hakkını bedel iadesi olarak belirttiğini, talebinin de müvekkiline yönelttiğini, üretici olan müvekkiline karşı bedel iadesi talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını neticeten; haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; "... yalnızca onarım ve değiştirme hakkının üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabilecek haklardan olduğu anlaşılmaktadır. Üretici ile tüketici arasında bir sözleşme ilişkisi olmadığından, tüketicinin üreticiye karşı sözleşmeden dönme veya bedelde indirim haklarını kullanması düşünülemez. Çünkü tüketici, üreticiye bir ödemede bulunmamıştır. Eldeki davada davacı, üretici firma olan T2 (Meltem Modüler Mob. Kol. Son ve Tic....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26/04/2018 tarihinde verilen dilekçeyle gizli ayıp iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/09/2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
tutulmasının mümkün olmadığını, faiz talebinin haksız olduğunu, bankaya sözleşmeden dönme iradesini içeren bir ihtâr göndermediğini savunarak, öncelikle davanın husumet ve hukuki yarar yokluğundan reddine, davanın esasına girilmesi halinde davacının bankaya ödediği bedellerin iadesi bakımından davanın kabulüne, diğer kısımlar bakımından davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2021 tarihinden itibaren 4.270,00 TL'ye çıkarılmıştır. Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....