WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacı yüklenicinin BK’nın 325. maddesine göre talep edebileceği kâr kaybının 20.763,00 TL olduğu, davacı tarafça talep edilen masrafların kâr kaybı talebi içerisinde değerlendirildiği, bu hususta ayrıca talepte bulunulamayacağı, sözleşme nedeniyle kaçırdığı fırsatlara ilişkin tazminat talebinin de dosya kapsamı ile örtüşmediği, taraflar arasında akdedilen sözleşmede, sözleşmeden dönülmesi halinde arsa bedelinin cezai şart olarak ödeneceği kararlaştırılmış ise de sözleşmenin feshi tarihi olarak kabul edilen 2007 yılı itibarıyla arsa değerinin 115.500,00 TL olduğu, sözleşmeden dönülmesi halinde arsa bedelinin cezai şart olarak ödenmesine ilişkin düzenleme davalı arsa sahibinin yıkımına ve mahvına neden olacak kadar ağır ve yüksek olduğundan BK’nın 20. maddesi uyarınca adap ve ahlaka aykırı olduğu, bu itibarla cezai şart talebinin de yerinde olmadığından bahisle, davanın kısmen kabulü ile 20.763,00 TL kâr kaybının 5.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, bakiye 15.763,00...

    Satıcı, Tüketiciyi bu haklardan herhangi birini kullanmaya zorlayamaz. dava konusu olayda davacı tercih hakkını sözleşmeden dönerek bedel iadesi yönünde kullanmış olup, satın alınan koltuklardaki ayıpların davacının kullanımından kaynaklanmayıp fabrika çıkışlı imalat hatası olduğu anlaşıldığına göre mahkemece davacının talebi doğrultusunda, davanın bedel iadesi yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 14.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı tarafından davalı T4 A.Ş'den 12/08/2017 tarihinde dava konusu saatin satın alındığı, saatin kordonun kopması nedeniyle garanti kapsamında ücretsiz onarım hakkının kullanıldığı, ancak onarımdan sonra da saatteki arızaların devam ettiği iddiasıyla, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemiyle eldeki davanın açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hükmün taraflarca istinaf edildiği anlaşılmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8. maddesinde ayıplı mal tanımı yapılmış olup, 11. maddesinde tüketicinin ayıplı maldan seçimlilik hakları düzenlenmiştir. Bu maddeye göre tüketicinin sözleşmeden dönme, ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, ücretsiz onarım isteme ve ayıpsız mislisi ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talepleri yerine getirmekle yükümlüdür. Bu düzenlemeye göre tüketici seçimlilik haklarından herhangi birisini kullanabilir....

      bedelin iadesinin şartlarının gerçekleşmediği, mahkemece, Sözleşmenin 2.maddesinde davalıya verilen yetki bakımından hükmün geçerli olmadığına veya bu yetkinin davalı tarafından dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanıldığına kanaat getirilmesi ihtimalinde geçerli olmak üzere; belirli vade dolmasına rağmen edimini ifa etmeyen borçlu davalının borçlu temerrüdüne düştüğü, Bu durumda sözleşmeden dönmek için davacının kural olarak davalıya mehil vermesi gerektiği (TBK m.123), Ancak TBK m.124 uyarınca süre verilmesine gerek olmayan hallerden birisi bulunmaktaysa bu şartın aranmayacağı, dosya kapsamında davacının sözleşmeden dönme beyanında bulunurken davalı tarafa herhangi bir süre tanımamış olduğunu bu durumda takdirin Mahkemeye ait olduğunu, davalının borçlu temerrüdüne düştüğüne ve sözleşmeden dönmenin kullanılması için aranan şartların somut olayda gerçekleştiğine kanaat getirilmesi ihtimalinde; davacı ......

        Kiralananın ayıpları kiraya verenin sorumluluğu altında olduğundan, bu ayıplar kiralananın sözleşme ile güdülen amaca uygun biçimde kullanılmasını veya işletilmesini imkansız kılacak yahutta bu kullanım ve işletmeyi önemli surette azaltacak çeşitten ise kiracı sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecek olup, henüz ifa aşaması başlamayan kira sözleşmesi gereği ödemiş olduğu teminat bedelinin iadesini talep eden davacının, 6098 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinde yazılı seçimlik hakkını sözleşmeden dönme yolunda kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. 9. Dönme hakkı bozucu yenilik doğuran haklardan olup, davacı sözleşmeden dönmekle, bu sözleşme ilişkisi geçmişe etkili olarak ortadan kalkmış sayılacağından, İlk Derece Mahkemesince davacının talebi yönünden işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve Kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1....

          Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; Davacı iş sahibinin sözleşmeden dönme (ödediği bedelin iadesi) talebi ya da değişim veya bedel indirimi istemi bulunmadığından 4077 sayılı Yasa'nın .... maddesi ve TBK'nın 227. maddesi uyarınca villanın projeye uygun hale getirilip getirilmeyeceğinin ve bunun dava tarihi itibariyle maliyetini belirlemek ayrıca değişiklik yapıldığı ve projeye uygun hale getirildiğinde villanın değer kaybının ne olduğunu belirlemek, yapılan masraflarla ilgili olarak da değerlendirme yapmak ve HMK'nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca oluşturulacak bilirkişi raporuna itirazlar bulunursa itirazları karşılayacak ek rapor almak ve sonucuna uygun karar vermekten ibaret olmalı, cezai şarta ilişkin istemin ise cezanın niteliği itibariyle dönme cezası olduğundan reddine karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda .... bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı .....'...

            Davacı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan 11/06/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme imzalanmadan önce davalı tarafın çeşitli vaatlerde bulunmuş olduğunu, tüketici kanunun ilgili maddeleri uyarınca devre tatile konu taşınmazın ödemeli satılması durumunda devir veya teslim tarihine kadar tüketicihin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebiliceğini, satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiceden herhangi bir bedel talep edilmeyeceğini, sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciy iade edilmesi gereken tutar ve tüketici borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verileceğini, satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde...

            değiştirilmesi', terditli talebin 'Bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme ile bedelin iadesi' olduğunu beyan edildiği anlaşılmaktadır....

              Somut olayda, yukarıdaki yerleşik Yargıtay uygulamaları da nazara alındığında, davacı taraf dava dilekçesinde terditli olarak sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıpsız misli ile değişim, ücretsiz onarım ve bedel iadesi taleplerinde bulunmuş, 19/11/2019 tarihli duruşmada davacı vekili yine terditli olarak öncelikle ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarım ve gizli ayıp sebebiyle yapılacak ücretsiz onarımdan kaynaklı değer kaybından kaynaklı bedelin tahsilini talep etmiş ve yerel mahkemece davacı tarafa hangi seçimlik hakkı kullandığı hususu açıkça hasrettirilmeksizin terditli taleplerden satıcı davalı aleyhine sözleşmeden dönme ve bedel iadesine hükmedilmiş, bunun sonucu olarak ta üretici/ithalatçı davalı yönünden husumet yokluğu sebebiyle usulden red kararı verilmiş olmasının ve dolayısıyla davacı/tüketiciye ayıp sebebiyle aracın satış tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması...

              GEREKÇE: Dava, davacının satın aldığı koltuk takımının ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve ödenen satış bedelinin davalı şirketten tahsili talebine ilişkin olup mahkemece üretici konumundaki davalı hakkında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece ek karar ile de kararın istinaf yolu kapalı kesin karar olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiş olup, öncelikle ek karara karşı yapılan davacının istinaf başvurusunun incelenmesi gerekmektedir....

              UYAP Entegrasyonu