Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

muhatap aleyhine keşide etmiş olduğu ihtarname ile sözleşmeyi, yükümlülüklerin yerine getirilmediği iddiasıyla feshettiğini bildirdiğini, davacının ihtarnamede belirtmiş olduğu söz konusu irade beyanı her ne kadar fesih olarak ifade edilmiş ise de sözleşmenin niteliği, T.B.K.m.19/1 hükmü ve yerleşik içtihatlar gereğince fesih (ileriye etkili) değil, sözleşmeden dönme (geriye etkili) yönünde irade beyanı olduğu, sözleşmeden dönme ile borç ilişkisinin geçmişe etkili biçimde sona ereceği ve tasfiye haline gireceği, bu halde tarafların birbirine karşı ifa ettikleri edimlerin (verilenler) T.B.K.m.77 ve devamında düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerince iadeye konu olabileceği, bununla birlikte T.B.K.m.125/son hükmünce sözleşmeden dönen tarafın uğramış olduğu olumsuz (menfi) zararı isteyebileceği, olumsuz zararın sözleşmenin karşı tarafça yerine getirileceğine duyulan güvenin boşa çıkmasından doğan zarar olduğu ve alacaklının sözleşmeyi hiç yapmamış olsaydı uğramayacağı zarar olarak nitelendirilmesi...

    muhatap aleyhine keşide etmiş olduğu ihtarname ile sözleşmeyi, yükümlülüklerin yerine getirilmediği iddiasıyla feshettiğini bildirdiğini, davacının ihtarnamede belirtmiş olduğu söz konusu irade beyanı her ne kadar fesih olarak ifade edilmiş ise de sözleşmenin niteliği, T.B.K.m.19/1 hükmü ve yerleşik içtihatlar gereğince fesih (ileriye etkili) değil, sözleşmeden dönme (geriye etkili) yönünde irade beyanı olduğu, sözleşmeden dönme ile borç ilişkisinin geçmişe etkili biçimde sona ereceği ve tasfiye haline gireceği, bu halde tarafların birbirine karşı ifa ettikleri edimlerin (verilenler) T.B.K.m.77 ve devamında düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerince iadeye konu olabileceği, bununla birlikte T.B.K.m.125/son hükmünce sözleşmeden dönen tarafın uğramış olduğu olumsuz (menfi) zararı isteyebileceği, olumsuz zararın sözleşmenin karşı tarafça yerine getirileceğine duyulan güvenin boşa çıkmasından doğan zarar olduğu ve alacaklının sözleşmeyi hiç yapmamış olsaydı uğramayacağı zarar olarak nitelendirilmesi...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/129 Esas KARAR NO : 2021/346 DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması DAVA TARİHİ : 08/02/2021 KARAR TARİHİ : 26/04/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile ......... A.Ş. arasında 2021 Yılı Şubat ayında ......... katılım amacıyla akdedilen 17.09.2020 günlü fuar katılım sözleşmesinin COVİD19 pandemisinden kaynaklı ifa yetersizliği/fevkalade ifa imkansızlığı dikkate alınarak Borçlar Kanunu’nun 136 ve 138 maddeleri kapsamında hakim müdahalesi yolu ile sıfıra uyarlanması (sözleşmeden dönme) yolunda karar verilmesi ,bu hususta ki öncelikli talebimizin yerinde görülmemesi halinde sözleşmenin fuar tarihi itibariyle uyarlanması talebini talep etmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/40 Esas KARAR NO : 2021/303 DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması DAVA TARİHİ : 14/01/2021 KARAR TARİHİ : 13/04/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile ....... Fuarcılık A.Ş. arasında 2021 Yılı Şubat ayında Çobançeşme Kavşağı, .... Karşısı,Yeşilköy,.... Merkezinde ...... katılım amacıyla akdedilen 14.10.2020 günlü fuar katılım sözleşmesinin COVİD19 pandemisinden kaynaklı ifa yetersizliği/fevkalade ifa imkansızlığı dikkate alınarak Borçlar Kanunu’nun 136 ve 138 maddeleri kapsamında hakim müdahalesi yolu ile sıfıra uyarlanması (sözleşmeden dönme) yolunda karar verilmesi ,bu hususta ki öncelikli talebimizin yerinde görülmemesi halinde sözleşmenin fuar tarihi itibariyle uyarlanması talebini talep etmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/43 Esas KARAR NO : 2021/281 DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması DAVA TARİHİ : 14/01/2021 KARAR TARİHİ : 06/04/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili Şirket ile ... Fuarcılık A.Ş. arasında 2021 Yılı Şubat ayında ... Kavşağı,... Merkezi,... Havalimanı Karşısı,...,... Fuar Merkezinde ... Fuarına katılım amacıyla akdedilen 14.10.2020 günlü fuar katılım sözleşmesinin COVİD19 pandemisinden kaynaklı ifa yetersizliği/fevkalade ifa imkansızlığı dikkate alınarak Borçlar Kanunu’nun 136 ve 138 maddeleri kapsamında hakim müdahalesi yolu ile sıfıra uyarlanması (sözleşmeden dönme) yolunda karar verilmesi ,bu husustaki öncelikli talebin yerinde görülmemesi halinde sözleşmenin fuar tarihi itibariyle uyarlanması talebini talep ve dava etmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, " davacının dava konusu takibe konu ettiği alacağın, sözleşmeden dönme nedeniyle verilen bedelin iadesine ilişkin olduğu, dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığı, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğunun kabul edilemeyeceği, HMK'nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK'nun 89. maddesinin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı, TBK'nun 125/2 maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının, davacının borçlu temerrüdü nedeniyle dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı yapılacak yargılama sonucunda tespit edileceğinden, davacının iddia ettiği alacağın sözleşmeye dayalı bulunmadığı, bu alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipte yetkili icra dairesinin genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerektiği, İİK'nun 50 maddesi atfı ile HMK'nun 6 maddesi uyarınca yetkili icra dairesinin davalı/takip borçlusunun ikametgahı olan İstanbul icra daireleri olduğu, takibin...

              O halde, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, taraflardan birinin sözleşmeden dönme iradesinin karşı tarafça kabul edilmesi, başka bir anlatımla, dönme iradelerinin birleşmesi veya fesih davası üzerine mahkemece sözleşmeden dönmeye hük-medilmesi gerekir. Asıl davada davacı arsa sahibi, işbu dava ile muarazanın önlenmesini ve tapu kayıtlanndaki şerhin kaldırılmasını istemekle, aynı zamanda mahkemeden sözleşmeden dönmeyi de talep etmiş sayılır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; asıl davada davacının talebinin, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshini de içerdiği gözönünde bulundurularak, davacının fesih talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm kurmaktan ibarettir. Karşı dava yönünden ise; karşı davacı yüklenici, sözleşmenin fesih nedeniyle uğradığı zararların tahsilini istemiştir....

                Davacı vekili, sözleşmenin ifasının müvekkilinden dürüstlük kuralları çerçevesinde istenemeyecek şekilde güçleştiğini, müvekkilinin sözleşmenin revize edilmesi için davalı tarafa başvurduğunu ancak olumlu yanıt alamadığını ileri sürerek, TBK’nun 138 ve 480.m. uyarınca sözleşmeden döndüğünün tespitine, sözleşme uyarınca vermiş olduğu teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında sözleşmenin davalı tarafça feshedilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

                  Sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. a. Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. b. Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. c. Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır. d. Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır. Maddeye göre, uyarlamanın ya da sözleşmeden dönme hakkının bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir ya da yasal dönme hakkını kullanabilir. Somut davada, davacının fuar bedellerini peşin olarak ödediği ve sebepsiz zenginleşme uyarınca iadesini talep ettiği anlaşılmaktadır....

                    Sözleşmenin yapılması sırasında taraflardan biri diğerine bir miktar para verir ve aralarındaki açık ya da örtülü anlaşmaya göre parayı veren verdiği parayı karşı tarafta bırakması karşılığında sözleşmeden cayma yetkisine sahip olursa, burada cayma parası söz konusu olur. 23. Cayma parası taraflara sözleşmeden dönme yetkisi verir. Cayma parasını veren taraf, verdiğini karşı tarafa bırakmak suretiyle, karşı taraf ise aldığının iki katını, cayma parasını verene vermek suretiyle sözleşmeden dönebilir. Görüldüğü üzere, cayma parası taraflardan her ikisine de sözleşmeden cayma hakkı vermektedir. Asli edim ifa edildikten sonra, sözleşmeden dönmek mümkün değildir. Taraflar sözleşmeden dönmezlerse, cayma parası onu alanın alacağına mahsup edilir (Nomer, Haluk: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2021, s. 527). 24. Bu noktada cayma parasının taraflara seçimlik bir yetki vermesi özelliği karşımıza çıkmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu